Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

CHP’de ‘kaos planına’ direniş

CHP milletvekilleri, daha etkin bir muhalefet arayışı için Abant’ta toplanıp, yeni dönemde özellikle de TBMM’de neler yapılacağını tartıştılar.

Geçmiş yıllarda, CHP milletvekilleri bu tür zeminlerden yoksun kılındı.
Oysa böylesi toplantıların daha uzun süreli ve sıklıkla yapılması, her milletvekiline görüşlerini rahatlıkla söyleme olanağı verilmesi çok önemli.
Maalesef, 2001’den sonra tüm partilerin grup toplantılarında, milletvekillerinin kürsüye çıkıp konuşma olanağı yok edildi.
Oysa, 2001’den önce her parti, milletvekilleri rahatça konuşsun diye grup toplantısının bir bölümünü kapalı gerçekleştirirdi.
Abant toplantısı, CHP’de bu yolun yeniden açılmasını da sağladı; artık grup toplantılarının ilk bölümünde hem milletvekilleri konuşacak, hem de gündemle ilgili kendilerine detaylı bilgi aktarımı yapılacak.
İŞİ KARA MİZAHA VURDULAR
Abant’ta amaçlardan ilki TBMM zeminini daha etkin kullanma hedefini gerçekleştirme yolunda milletvekillerini sürece hazırlama.
Kılıçdaroğlu, bu nedenle Abant’ta onlara komisyonlara çok hazırlıklı gitme, ‘iktidar gücü karşısında moral bozmama’ tavsiyesinde bulunurken, yenilere de “Sakın etkin olamıyorum kaygısına düşmeyin, yılmayın” diye seslendi.
Kılıçdaroğlu, iyi biliyor ki CHP milletvekilleri hiç rahat, huzurlu değil.
Aslında belediye başkanları ile il başkanları için de aynı hava geçerli.
Çünkü bu CHP’lilerin tamamı dinlendiklerine, hatta izlendiklerine inanıyor.
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan’ın başına gelen inanılması zor, trajikomik olay da bunun bir kanıtı olarak gösteriliyor.
Tarhan’ın Deniz Feneri e.V savcıları ile gizlice buluştuğu asparagası, yani.
Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin’in, Nedim Şener ile yaptıkları telefon görüşme tapelerinin, ortada suç varmış gibi yayınlanmasına da böyle bakılıyor.
Bazı gazetelerde partileri ve Kılıçdaroğlu ile ilgili atılan manşetler, verilen haberler, Genelkurmay’ı ziyaret eden CHP’lilerin soruşturulması, belediyelere yapılan baskınlar, CHP ile Alman vakıflarını iç içe gösterme çabaları, vs örneklerini de sıralayan CHP’liler işi kara mizaha dökmüş durumda.
‘Anamuhalefeti yok etme planı’ yapıldığı, planın çeşitli il ve ilçelerde hayata geçirildiği; böylece ‘anamuhalefette kaos yaratmak’ suretiyle ‘milli iradeye ket vurulmak’ istendiği yönündeki espriler gırla desek yeri.
DİNLEMELER İÇİN ÖZEL ÇALIŞMA
Kılıçdaroğlu da CHP’deki bu havanın farkında; o nedenle, özellikle dinlemeler ve konuşma tapelerinin yayınlanması konusunda özel çalışma yaptırıyor.
Öncelikle hukuki süreç işletilecek; ama bununla yetinilmeyecek.
İlgili her zeminde etkin girişimlerde bulunulacak, gereken eylemler konacak.
Hedefteki ilk isim HSYK başkanı da olan Adalet Bakanı Sadullah Ergin seçilirken, tapeleri ayıklamayan savcılar her zeminde gündeme taşınacak.
CHP’de bundan önce, öncelikle de Kılıçdaroğlu’nda, bir beklenti var.
Bakan Ergin’in, bu tapeler konusunda kendiliğinden harekete geçip savcılarla ilgili şikâyetlerin gereğini yapması; ancak pek umutlu değiller.
Kılıçdaroğlu, yarın grup toplantısında Deniz Feneri e.V soruşturmasında ‘köstebeklik’ yaptığını ileri sürdüğü bakanın adını açıklayacak.
Artık açıklanacak ismin eski İçişleri Bakanı, şimdinin Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay olduğunu sağır sultan dahi duymuş olsa da Kılıçdaroğlu bu konuda da grubunu çok diri tutmak istiyor.
Çünkü anayasal suç işlediğine inandığı Atalay’ın, sadece bakanlıktan istifasını yeterli bulmuyor, siyasetten ayrılmasını da zorunlu görüyor.
Yazarın Tüm Yazıları