Paylaş
Bilim insanları yeni bir çalışmayla insanların köpeklerle konuşurken doğal olarak konuşma hızlarını yavaşlattığını ve bunun da köpeklerin komutları daha iyi anlamasına yardımcı olduğunu ortaya koymuş.
Çalışmada, 5 dilde 30 köpek ve 27 insanda konuşma hızı ve beyin tepkilerini inceleyen araştırmacılar, insanların evcil hayvanlarıyla saniyede yaklaşık üç heceyle konuşurken, diğer insanlarla konuşurken hızlarını saniyede dört heceye çıkardıklarını tespit etti.
Köpeklerin bize nazaran konuşma ritmi daha yavaş: Saniyede yaklaşık iki ses çıkarma hızıyla ‘hav’lıyorlar.
Çalışmada köpeklerin beyinlerinin, insanların kullandığı teta ritimlerinden daha yavaş olan delta ritimlerini kullanarak konuşmayı işlediği görüldü. Bu bulgulara göre köpeklerle konuşurken hızı düşürmek insan ve evcil hayvanlar arasındaki iletişimi geliştirmeye yardımcı oluyor.
PLOS Biology’de yayımlanan Cenevre Üniversitesi’nden Eloise Deaux ve meslektaşları tarafından yapılan araştırmanın bir sonucu da köpeklerin insan konuşmasını anlaması için hem konuşma içeriği hem de prozodinin önemli olduğu.
HANGİ KEDİ HANGİ MÜZİĞİ SEVER
Dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say, klasik müzik konserinde sahneye çıkan bir kedinin videosunu paylaşıp anısını aktarmış. Herhalde bu videoyu dünyada herhangi bir kişiye izletsek, büyük ihtimalle “Kesin İstanbul’da yaşanmıştır” der. Fazıl Say da sorduğu soruda “Burada doğal bir şey” cevabını almış. Aktaralım: “Birkaç ay önce İstanbul’daki ünlü konser salonumuzdaki kediler kuliste uyuklarken ‘Sahneye çıkarsa ne yapıyorsunuz?’ diye sormuştum. ‘Zaten hep çıkıyorlar alıştık biz’ dediler: ‘Tekir var klasik müzik konserlerinde orkestralarda çıkar, sarman daha çok caz sever, caz konserlerinde çıkar, arkada uyuyan siyah beyaz kedimiz de özgün müzik sever.’” Eh işte görüyorsunuz, Türkiye esasında böyle bir yer.
İSTERSEK HER CANLIYI KORURUZ
Size bu yazıyı yazdığım gün 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü. Ülkemizde acı örnekler olsa da yaşam hakkını savunan hayvanseverlerin özverili çabaları gelecek için hepimize ümit veriyor.
“Dikkat! Bu mahallede yaşayan tüm kedi ve köpekler mahalleli tarafından korunmaktadır! Sahipsiz değildir! Dokunulamaz!” afişleriyle sokakları donatan, kamu otoritesini, belediyeleri sokak hayvanlarını daha iyi şartlarda yaşatmaları için adım atmaya yönlendirenlere ne kadar teşekkür etsek az.
Daha önce bu köşede 6 Mart 2020’de aktarmıştım. Bugün vesilesiyle tekrar hatırlayalım.
Kedisi Gülüver’i kaybettiğinde Turgut Uyar’la beraber gazeteye “Sevgili kedimiz Gülüver Uyar, 17 yaşında öldü. Sevenlerine duyurulur” ilanı verecek kadar onu seven Tomris Uyar’ın veda mektubundan bir kısmı paylaşacağım.
Şöyle demiş: “Zeynep Hanım, ‘Hem artık salona yeni bir halı getirtebiliriz, elimize para geçtiğinde. Zavallı, bunayalı beri halıya işiyordu ara sıra’ diyor. Ben bu avuntuyu ‘Salon gitti’ biçiminde algılıyorum nedense. ‘Çarşafı da sık değiştirmeyiz artık, nasılsa geceleri senin koynunda yatmayacak, tüy olmaz.’ Eyvah, yatak odası da gitti! ‘Kovaları, leğenleri, küçük tuvalete kaldırayım, kapısını iyice kaparım, daha iyi ısınırız... Her gün ona köfte yapmak da yok.’ Eyvah, ev gittikçe daralıyor! Kedi tuvaletiyle mutfak da gitti. Gülüver’in girip çıkmadığı hiçbir yer yokmuş. Onun ölen bir insandan tek ve en büyük farkı, varlığının hiçbir soyutlamaya elvermeyecek, hiçbir avuntuyla genellenemeyecek kadar ‘kendi’ oluşu...”
Eğer sevgi gösterirsek hayatımızda bu kadar güzelleştirecek canlıları korumayı hepimiz görev edinsek ne kadar güzel olur.
DÜNYA GÜZELİ SERO
Okurumuz Sebati Özzengin, kedisi Şero’nun fotoğrafını “Kedimizin adı Şero. 3 yaşında erkek. Ailemizin sevimli ve yaramaz bir üyesi. Fotoğrafını yayınlarsanız çok seviniriz” notuyla paylaşmış. Tabii ki fotoğrafı yayınlarız. Şero’ya ve okurumuza upuzun, sağlıklı ömür diliyorum. Sizden de kedinizin köpeğinizin fotoğrafını bekliyorum.
NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dünyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’ten bahsederek sosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım...
Paylaş