Paylaş
Herkes bu kitaptan bu anlayışı hayata geçirdi de, ne yazık ki biz bu naif bakış açısından payımıza düşeni almadık. Kitabın adına inat “Asla” dedik.. Son İspanya maçında ve sonrasında ortalığa saçılan halimizle herşey meydana çıktı.. Kral çıplak artık..
Tamam. Hata çok.. Futbolcular beklentiyi asla karşılamadı.. Fatih Terim’in de yanlışları var.. Kimine göre kadro seçimi, kimine göre oyun taktiği. Kimine göre de aldığı ücret yüksek.. Her neyse.. Zaten o da “Ben başarılıyım” demiyor.. Biz ilk kez böyle yenilgiler almıyoruz.. İlk kez de böyle kötü oynamıyoruz.. Ancak.. Zıvanadan bu kadar çıkmamızın da bir anlamı yok..
Ne oluyor bize böyle?.. Bu hale nasıl geldik? Sevgili ağabeyim Necati Yağcı ile sohbet ediyoruz. Diyor ki, Yaşar Kemal’in, Sabahattin Ali’nin anlattığı, Nazım Hikmet’in kahramanlıklarının destanını yazdığı temiz yürekli, cesur, kadirşinas, çelebi Anadolu insanlarının torunları bu hale nasıl geldi?
Sosyal medyada paylaşılanlar nedir öyle?
Fatih Terim ve ailesine burada asla yazamayacağım kadar iğrenç yakıştırmaları yapanlar insan olabilir mi? Bu ruhsal sapkınlıktakilere Avrupa Şampiyonluğu’nu getirseniz ne olacak? Bu türden insanlarla aynı havayı solumaktan dahi utanç duyuyorum..
TERİM’İN SADECE HOCALIĞINI ELEŞTİREBİLİRİZ
O Fatih Terim’le 2 yıl önce Rio’daydık.. İlk torunu Yaman için bir gün boyunca minik bir forma aradı.. Torun sevgisini anlatırken gözlerindeki sevinci görüyordum.. O gün formayı bulamadık. Ertesi gün Hoca döneceği için, “Serhan senden bir ricam olabilir mi? Sana para bıraksam Yaman için forma bakabilir misin?”
Rio dönüşü minik Brezilya formasını Fatih Hoca’ya TFF’deki odasında teslim ettim. Fatih Terim, formayı çıkarıp masasına serdi bir süre baktı. “Yaman bunun içine mi girecek” dedi ve başını kaldırıp dolan gözlerle teşekkür etti..
Terim’in hocalığına adam gibi eleştiri yapabilirsiniz. Ama ne onun babalığına, ne onun dedeliğine ne de evlatlarına.. bırakın o iğrenç sözleri tek kelime dahi söylemek kimsenin haddi değil..
UMUT’A KÜFÜR EDENLER SONRA AĞLADI
Hatırlayın Umut Bulut’u.. Kaçırdığı gollerden sonra trübünlerde ne küfürler ettiler ona.. Ancak babası alçakça bir terör saldırısıyla öldürülünce sosyal medyada timsah gözyaşları nasıl da akmıştı.. Çünkü biliyoruz ki hiçbir gol, hiçbir puan, hiçbir şampiyonluk bir candan değerli olamaz..
Gelelim Arda’ya.. Tamam kötü.. Kendisi gibi bir türlü olamadı 2 maçta da.. Tamam son 1 yılda enerjisini reklam filmlerine harcadı.. Tamam liderlik yapıp, zaferler kazanacağına, çıktı basının karşısına “küstüm” dedi. Hepsi tamam. Ama o maçta onu yuhalamak nedir? Maç devam ederken organize bir şekilde onu hedef almak da ne oluyor?.
Burada bir söz de Arda’ya..
Seyirci istediği kadar seni protesto etsin.. Sen o sırtına geçirdiğin ay yıldızlı formanın hatırına asla pes etmeyeceksin..
BİR İNİESTA GEÇİYOR BU DÜNYADAN
Inıesta yaptı yine yapacağını.. Maçtan sonra arkadaşlarıyla galibiyeti kutlayacağına gitti Barcelona’dan takım arkadaşı Arda’yı teselli etti. O İniesta 2012’de Avrupa Şampiyonu oldukları finalden sonra soyunma odasında federasyon yetkilisine 300 bin Euro’luk priminin tamamını o günlerde Valencia’da çıkan yangından zarar görenlere bağışladığını iletti. Bana göre son 10 yılın dünyadaki en özel futbolcusu. Hem sahada hem saha dışında..
VİLLAR: “OLEY OLEY NEXT CHAMPİON”
Bizi 3-0 yenen İspanya bundan 2 yıl önce arka arkaya 2 Avrupa 1 Dünya Şampiyonu olarak geldiği Dünya Kupası’nda gruptan çıkamadı..
Hollanda’dan 5 gol yediler.. Ama bir tane taraftarı bile tepki göstermedi.. Bu hezimete bir eğlence olarak bakan ise İspanya Futbol Federasyonu Başkanı Angel Villar’dı..
Mehmet Arslan ile Hollanda hezimetinden 1 gün sonra FİFA üyelerinin kaldığı otelde buluştuğumuz Villar, “Oley oley Next Champion” diyordu.. Budur, işte budur..
Aslında Matadorlar bizi sadece sahada yenmedi, trübünde de bizi dize getirdiler.. Sahada yuhaladığımız Arda’yı onlar bağrına bastı.. İçten, samimi alkışlarla..
Çünkü onlar hala Cervantes’in, Garcia Lorca’nın torunları gibi davranıyor. Biz ise Necip Fazıl’ın, Kemal Tahir’in, Cemal Süreya’nın kemiklerini sızlatıyoruz..
Paylaş