Paylaş
Ülkemizde de başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere hem hastalığın önlenmesine hem de erken teşhis ve tedavilerine yönelik bir dizi faaliyet yürütülüyor. Her iki cinsiyette de en sık görülen kanserlerden birisi olan akciğer kanseri, hastaların yüzde 80’inde sigara ile ilişkilidir. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, akciğer kanserindeki son gelişmeler ile şu bilgileri paylaştı:
ELEKTRONİK SİGARA DA RİSKLİ
“Akciğer kanserinin en büyük risk faktörü sigaradır. Maalesef ebeveynleri sigara içenlerin çocuklarında da bu kötü alışkanlık daha fazla saptanmakta. Sigara başta akciğer kanseri olmak üzere en az 15 farklı kanser riskini daha arttırmaktadır. Sigarada 7 bin üzerinde kimyasal madde bulunmaktadır ve bunlardan en az 70’inin kanserojen olduğu gösterilmiştir. Sigara bırakıldıktan ancak 25-30 yıl sonra akciğer kanser riski hiç sigara içmeyenler ile aynı düzeye gelmektedir. Son dönemde yapılan çalışmalarda elektronik sigara kullananlarda da akciğer kanser riskinin artmaya devam ettiği saptanmıştır. Elektronik sigaranın DNA defektlerine yol açarak bu riski artırdığı düşünülmektedir.
TÜMÖRÜN YAYILMA RİSKİ DAHA FAZLA
Hedefe yönelik tedavilerin etkinliğini gösteren moleküler ve genetik değişiklikler, sigara içmemiş hastaların tümör dokularında daha sık görülmektedir. Akciğer kanseri teşhisi konulduktan sonra sigara içmeye devam eden hastalarda da maalesef tümörün beyine yayılma riski daha fazla olabilmektedir.
GENETİK VE MOLEKÜLER TESTLER
Son dönemdeki gelişmelere baktığımızda akciğer kanseri tedavisinde çok büyük gelişmeler olduğunu söyleyebiliriz. Gerek halk arasında aşı tedavisi olarak bilinen immünoterapiler ve gerekse akıllı ilaçlar olarak bilinen hedefe yönelik ilaçlar sayesinde hastalığı ilerlemiş, başka organlara yayılmış akciğer kanser hastalarında bile çok iyi yanıtlar alınmakta ve hatta bu hastaların bir kısmında tam şifaya yakın yaşam süreleri elde edilebilmektedir. Fakat bu tedavilerin planlanması için hastanın tümör dokusunda detaylı moleküler ve genetik analizler yapılıp hangi hastanın hangi hedef tedavi veya immünoterapiden daha fazla fayda görebileceği bireysel olarak saptanmalıdır.
AKILLI İLAÇLARIN YAN ETKİSİ DAHA AZ
Akciğer kanserinde kemoterapi, hâlâ sık olarak kullanılan ve etkinliği bilinen bir yöntem. Fakat yeni gelişen akıllı ilaçlar ile kemoterapi kullanım sıklığının azaldığını söyleyebiliriz. Bazen bu ilaçları tek başına, bazen kemoterapi ile birlikte bazen de kemoterapi bittikten sonra kullanıyoruz. Gerek immünoterapi gerekse hedefe yönelik ilaçların yan etkileri genel olarak kemoterapiye göre daha az. Bu da bu yeni gelişen ilaçların daha uzun kullanılabilme imkânı sağlıyor. Fakat bu ilaçlarda farklı ve henüz ortaya konulmamış bazı yan etkileri görülebiliyor. Bu nedenle bu hastaların tedavi sürecinde çok dikkatli takibi gerekmektedir.”
Paylaş