Dört ayaklı boru hattı
GEÇEN hafta Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, İzmir’e geldiğinde kaçak mazotla mücadeledeki başarılarını anlattı. Daha önce de bu köşede bahsetmiştim, Van’da kasaları boş kamyonlar vızır vızır sınıra gidip gelir. Bu kamyonların kasaları boştur ama depoları sınırın öte tarafından yüklenmiş mazotlarla doludur.
Bakan Yazıcı’nın verdiği bilgiye göre bir kamyon ayda ortalama 900 kez sınırın öte tarafına gidip geliyormuş. Bu kamyonlardan binlercesi sınırın öte yanına gidip gelerek adeta bir tekerlekli boru hattı oluşturmuşlar. Bakan Yazıcı, İzmir’deki sohbetinde kaçakçılığı azaltmak için artık bir kamyona ayda en fazla dört kez giriş çıkış izni verildiğini söylüyordu. Buna rağmen kaçak yakıtın hala ortalıkta dolaşmasının nedenini ise daha önceden gelip stoklanan mazotlara bağladı.
Umarım, Bakan haklıdır. Geçen hafta Bloomberg’te dünyanın en pahalı yakıtını kullananlar listesi yayımlandığında Türkiye galonu (4 litre) 9.89 dolarla Norveç’ten sonra ikinci sıradaydı. Akaryakıt fiyatlarının dünya şampiyonu olduğu bir ülkede kaçağın yolu mutlaka bulunur. Özellikle ticari araçların ucuz mazot peşinde koştukları bilinir. Talep varsa arz da mutlaka olur.
Ayda 900 sefer yapan kamyonların sadece dört seferle yetinecekleri bana pek inandırıcı gelmiyor. Örneğin, Van’da sınır kapısından değil ama dağlardan patikalardan gidip gelen mazot yüklü eşek konvoyları çok bilinen bir uygulama.
Sınırın öbür tarafından mazot yüklenen eşekler yanlarında hiç kimse olmadan dağları aşıp bu tarafa geliyor. Sınırın bu tarafında yem olduğunu bildikleri için alıştırılan hayvanlar hiçbir aksama
olmadan görevlerini yerine getiriyor. Tekerlekli boru hattının yerini dört ayaklı boru hatları alırsa hiç şaşmamak gerek.
İzmir’in nüfusu kadar kredi kartı var
TÜRKİYE’de neredeyse ülkenin nüfusu kadar kredi kartı var. Bireysel kredi kartı sayısı dört yılda yüzde 100’ün üzerinde artıp 68 milyonu aştı. En fazla kredi kartı 23 milyon 651 bin ile İstanbul’da. İkinci sıradaki Ankara’da
6 milyon 113 bin, üçüncü sırada gelen İzmir’de ise nüfusu kadar
4 milyon 180 bin kredi kartı var.
Kredi kartı çok da kart aidatları kanayan bir yara. Pek çok kişi kullanmadığı kartları için bile her yıl aidat kesilmesinin sıkıntısını yaşıyor. Kart sahibi olmak kolay da geri iade etmek zor. Bankaların çağrı merkezlerinin aranması, dakikalarca ilgili bölüme ulaşmak için bir o tuşa bir ötekine basma, sonunda ulaşılan bölümdeki görevlinin diğer müşterilerle görüşmesinin bitmesini bekleme gibi eziyet veren işlemler, sonra neden iptal edilmek istendiği gibi ahretlik sorular kart sahibini canından bezdiriyor.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, geçen hafta İzmir’deki sohbet toplantısında kredi kartları aidatı konusunda da çözüm olabilecek bir mesaj verdi. Bu formülde karta göre aidat olacak. Bankalar bazı kart türlerinden aidat alabilirken, bazılarından hiçbir şey alamayacak.
Derde derman olur mu bilemem ama bir çözüm arayışı bile milyonlarca kişideki kandırılmaktan kurtulacağım umudu yaratır.
Festivallere layık açılış
ULUSLARARASI İzmir Caz Festivalj, pazartesi akşamı 20’nci kez kapılarını caz severlere açtı. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi hınca hınç doluydu. Açılış sunumunu yapan Ümit Tunçağ da seyirci ilgisine dikkat çekip 20 yıl önce ‘Caz Günleri’ adıyla başlayan organizasyona seyirci bulmakta sıkıntı çektiklerini hatırlattı.
Açılış konserinin misafir yıldızları iki Grammy Ödüllü ünlü saksafon ustası Ernie Watts, piyanist-kompozitör-orkestra şefi Alan Broadbent kelimenin tam anlamıyla döktürdüler. Festival Yaylıları Orkestrası’nın eşliğinde sahne alan sanatçılar, klasik müzikle cazı harmanlayarak Kerem Görsev ve ekibiyle birlikte yaptıkları son albümleri Terapi’den birbirinden güzel örnekler verdiler. Hem ABD’li ünlü müzisyen Alan Broadbent hem de Kerem Görsev, salonun akustik ve güzelliğine övgüler yağdırdı. Bu sözler yoğun gündemi nedeniyle işten çıkıp açılışa yetişen Başkan Aziz Kocaoğlu’nun yüzünde güller açtırıyordu.
Kim ne derse desin, Ahmed Adnan Saygun, Büyükşehir’in İzmir’e yaptığı en önemli katkılardan biri. Salonun açılmasından sonra dünyanın en ünlü sanatçıları İzmir’e akmaya başladı. Kocaoğlu’nun söylediği gibi uluslararası üne sahip kültür ve sanat kenti olma yolunda İzmir büyük sıçrama yaptı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın parktaki kadın heykellerine bakıp, “Ben böyle sanatın içine tükürürüm” dediği bir ülkede İzmir’in bambaşka ufuklara yol alması ise bu kentte yaşayanların şansı.
