Bu seçimde konuşmamız gereken mesele!

Türkiye acı çekecek! Bu ifade yakın zamana kadar bizim hakkımızda olumlu raporlar yazan bir finans kuruluşunun geçen hafta yayınladığı rapordan.

Haberin Devamı

Merrill Lynch’in geçen hafta yayımlanan ve bizim gündemin yoğunluğundan pek dikkate alınmayan bu rapor, aslında bir son uyarı. Rapor Türkiye’nin önüne gelen dönemsel fırsatı (ucuz dolar) iyi bir şekilde kullanmayarak tarihsel bir fırsatı kaçırdığının altını çiziyor. Türkiye yapısal reformlarla makro sorunlarını çözmek için adım atabilirdi. Şimdi doların değer kazanacağı beklentisine girildiği şu dönemde, Türkiye’nin biriken sorunlarını çözmesi çok daha acılı olacak, deniyor.

Kırılgan 5’linin en zayıf halkası!

Analistler bir süredir Türkiye’yi Brezilya, Hindistan, Endenozya, Güney Afrika ile birlikte kırılgan 5 ekonomi arasında sayıyorlar. Bu ekonomilerin kırılgan olmalarının nedeni aşırı dolara endeksli, inişli çıkışlı makro göstergelere sahip olmaları. Kırılgan 5’linin en zayıf halkası olarak görülmemizin nedeni, bu kırılgan ekonomiler içinde bile Türkiye’nin giderek tüm göstergelerde negatif yönde ayrışması.

Haberin Devamı

Kırılgan 5’li’den Şanslı 5’liye!

Peki kaçan fırsatlar ne derseniz, liste uzun. Başta FED’in uzunca bir süredir güttüğü düşük faiz politikası var elbet. Ardından ülke içindeki siyasal istikrar var. Sonuçta aynı partinin tek başına 14. iktidar yılındayız. Ama bütün bu olumlu koşullara rağmen hukuk sisteminden eğitime yapısal sorunlarını çözemeyen Türkiye’ye, düşen petrol fiyatları son bir fırsat sundu. Petrol fiyatlarındaki yüzde 50'yi aşkın düşüş, sadece Türkiye’ye değil, ‘Kırılgan 5’li’ ülkelerin neredeyse tamamına ‘Şanslı 5'li’ denilmesini sağlayacak kadar büyük bir piyango. Hindistan ve Endenozya bu şansı en iy kullanıp zor günlere yatırım yapmış görünüyor. Türkiye ise maalesef bu şansı da kaçırmış görünüyor. Kırılgan 5’li içinde en zayıf halka olmamızın nedeni bu fırsatları değerlendirmemiş olmamız.

Faiz çözüm değil!

Kırılgan 5’li içinde reel politika faizlerinin 2013-2015 karşılaştırmasına bakınca, faizlerin daha fazla indirmenin neden bir çözüm olmadığını da görüyoruz. Zira 2015 Şubat itiraiyle reel faiz sıfır seviyesinde ve bu oran benzer ekonomiler içinde varolan en düşük faiz. Hatta o kadar sıfıra yakın bir oran ki Şubat 2015 oranı aşağıdaki tabloda görümüyor bile. Bu tablo aynı zamanda kaçırdığımız fırsatı bir kere daha ortaya kouyor. 2013’de reel bazda faizler negatif iken gerekli reformlar yapılsaydı bugün faizlerin yükselmesinin reçetesi bu kadar acı olmayacaktı.

Haberin Devamı

Bu uyarıları da daha evvelkiler gibi göz ardı edebiliriz; ancak yeni açıklanan 2014 büyüme rakamı 2,9. Son üç yılın ortalaması 3. Oysa Cumhuriyet tarihi boyunca ortalama büyüme 4.5 olarak hesaplanıyor. Son 7 yıldır kişi başı milli gelirimiz 10 bin dolarda çakılıp kaldı. Ne dersiniz? Bu seçim döneminde bu temel sorunumuzu tartışabilecek mıyız?

https://twitter.com/SelcukRSirin

Yazarın Tüm Yazıları