Paylaş
20 yıl içinde bu devasa filoya 40 bin uçağın daha eklenmesi bekleniyor. Bunun anlamı şu; 2040’a kadar küresel yolcu trafiği iki kattan fazla artarak 19 milyarı aşacak. İşte bu aşamada yeni havalimanlarının yapımı kadar eskilerin onarımı da büyük önem taşıyacak. Özellikle de yıllar içinde yıpranmalarının yanı sıra sel, deprem vs nedenlerle zarar görecek pistlerin süratle tamir edilmesi kritik önemde.
Türkiye’nin global ölçekteki markalarından Çimsa bu aşamada pazardaki dengeleri değiştirebilecek inovatif bir ürüne imza attı. Geçtiğimiz günlerde bir araya geldiğimiz Çimsa CEO’su Umut Zenar bu yeni ürünle ilgili şu bilgileri verdi:
“Türkiye’nin en büyük 2. havaalanının pistinin onarımında bu yılın inovatif ürünü Çimsa FlyCrete ile başarılı bir proje gerçekleştirdik. Çimsa Formülhane’de Kalsiyum Alüminat Çimentosu ile yapılan denemeler sonrası geliştirilen yeni beton Flycrete. Ürün özellikle havalimanında tamir betonu olarak kullanılmak üzere geliştirildi.”
DEPREMLERDE ÇARE
Türkiye’nin 11 ilini vuran son büyük deprem gösterdi ki özellikle havalimanlarının felaketler sonrası hızla ayağa kalkması çok önemli. Çimsa’nın yeni ürünü zarar gören pistleri 3 saat içinde kullanıma hazır hale getiriyormuş. Yani onarım için döktünüz beton 3 saat içinde kurumakla kalmıyor uçakların kalkıp inebileceği bir mukavemete kavuşuyor.
Çimsa CFO’su Mustafa Aydın ve Mena İletişim Ajans Başkanı Suat Özyaprak’ın da yer aldığı buluşmada Çimsa’nın başta deprem olmak üzere olası felaketlere karşı başka bir çalışması daha olduğunu öğrendim: 3D Ev.
Umut Zenar
KISA SÜREDE 3D EV
Umut Zenar, “Mersin Fabrikamızda beyaz çimentomuz ile güneş enerjili, 3D ev inşa ettik. Üç boyutlu yazıcı teknolojisini kullanarak Mersin Fabrika’da inşa ettiğimiz evin hızlı inşaatı sayesinde daha az iş gücüne ihtiyaç duyulurken daha az maliyetli olması, ekonomik ve çevreci bir çözüm sunuyor. Buna ek olarak güneş panelleri sayesinde ev kendi enerjisini üretiyor. Bir aydan kısa sürede inşa edilebilen 3D Ev ile olası bir deprem sonrası yaşam alanları hızlıca oluşturulabilir” dedi.
Umarım belediyeler bu tür ürünleri daha deprem olmadan inceler, gerekli rezerv alanları oluşturup, planlamaları yapar.
Aslında bu ürünler Türkiye’de, üç entegre fabrikanın yanı sıra, İspanya Bunol’de entegre çimento fabrikası, ABD’de beyaz çimento öğütme tesisi, Almanya, İspanya, İtalya ve KKTC’de terminaller ile faaliyetlerini sürdüren Çimsa’nın global stratejisinin bir parçası. Bu tür katma değerli ürünlerin ülkemizin ihracatına da pozitif etki sağlayacağına şüphe yok.
ÇITAYI YÜKSEĞE KOYDU
Çimsa global pazarda çıtayı yükseğe koymuş durumda. Aşağıda bizzat Umut Zenar’ın sıraladığı veriler bunu net bir şekilde gösteriyor:
- Gri çimentonun yanı sıra ürettiğimiz beyaz çimento ve kalsiyum aluminat çimentosu gibi özel ürünlerle Türkiye çimento ve yapı malzemeleri sektörüne öncülük ediyoruz. Dünyanın en büyük ikinci beyaz çimento üreticisiyiz.
- Katma değeri yüksek ve sürdürülebilir ürün gamının çeşitlendirilmesini büyük bir öncelik olarak görüyor bu yönde çalışmalar yapıyoruz. Bu kapsamda Mersin fabrikamızda 45 milyon dolarlık yatırım bütçesi ile başladığımız projemize 2023 yılında devam ettik. Bu yatırımımızın tamamlanarak üretim hattımızın faaliyete geçmesi ile CAC pazarında Dünya’nın en büyük üç oyuncusundan biri olacağız.
-Attığımız stratejik adımlar ile global marka olma yolundaki sürecimize devam ediyoruz. Son üç yıldır ana stratejik hedefimiz, operasyonlarımızı optimize etmek ve yerinde üretim yetkinliğimizi arttırarak pazara ve müşterilerimize yakın olmak.
- Bu kapsamda ABD gri çimento öğütme tesisi kuracağız. 2017 yılında ABD’de Cimsa Americas’ı kurduk. Texas eyaleti Houston şehrinde 2019 yılında faaliyete geçen, yıllık 300 bin ton öğütme kapasiteli beyaz çimento öğütme tesisimiz ile Amerika pazarına hizmet veriyoruz.
- Sabancı Building Solutions’un 82 milyon dolar yatırım bütçesi ile beyaz çimento operasyonuna ek olarak, aynı coğrafyada gri çimento pazarında da faaliyet göstereceğiz. Hedefimiz beyaz çimento pazarında olduğu gibi gri çimento pazarında da global bir Çimsa markası yaratılmasıdır.
Türk şirketlerinin global arenada ulaşılabilir hedeflere yönelik attığı, atacağı her adımın kıymeti çok büyük. Umarım, milli forma ruhuyla global arenaya çıkan bu şirketlerin sayısı hızla artar.
Paylaş