Paylaş
Kamu bankalarının faiz indirimini hatırlatan ve yıl sonu bilançoları açıklandığında kamu bankalarının iddia edildiği gibi zarar değil kâr ettiğinin görüleceğini anlatan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 2019’a özel bankacılık sektörünün faiz indirimleri açısından bakıldığında ise çok başarılı bir yıl olmadığını söyledi.
Ekonomi gazetecileri, Ankara temsilcileri ve akademisyenlerle bir araya geldiği “2019 Değerlendirme Toplantısı” kapsamında bir konuşma yapan ve soruları cevaplandıran Bakan Albayrak, bazı bankaların 2019 bilançolarına ciddi kâr yazdığını ve yılı iyi bir şekilde kapattığına dikkat çekti. Albayrak, "2020 yılı itibarıyla artık özel bankalar koordineli, senkronize bir şekilde bu sistemin bir parçası olmalı onlar da değişmeli. Ben şunu diyorum; Artık plaza bankacılığı mı piyasa bankacılığı mı?
Yani sahaya mı ineceğiz yoksa yüksek katlı binalardan gökyüzünü mü süzeceğiz? Sahaya inerek, reel sektöre, piyasaya inerek, etkin bankacılığın daha da fonksiyonel olarak dönüşümün bir parçası olacağı dönem olmalı” dedi.
Özel bankaların etkin bir şekilde sahada olması gerektiğine dikkati çeken Albayrak, özel bankaların son bir-iki aydır faiz oranlarında ciddi gevşemeye gittiğini, tek haneli faizlerle kredi kullandırma konusunda müşterileri aramaya başladıklarını ifade etti.
Albayrak, "Yavaş yavaş bu hareketlenmeyi görüyoruz. İyi gidiyor, daha da iyi olacak. Bu değişim olmak zorunda. Kamu bankaları en ufak iyileşmeyi yansıtacak. Her gelişmeyi, pozitif manadaki süreçleri önümüzdeki dönemde de yansıtacaklar” diye konuştu.
VAKIFBANK 3’NCÜ OLURSA ŞAŞIRMAYIN
Albayrak, dengelenme sürecinin 2020’de de devam edeceğini, bu konuda hiçbir endişe taşımadığını belirtti. Sadece son 6 ayda dış politikada yaşanılan her bir olayın son 15-20 yıl içerisinde yaşanılan olayların her birinden belki de büyük olaylar olduğunu belirten Albayrak, “Barış Pınarı süreci, Suriye süreci, Libya süreci, iç politikada yaşanan süreçler, yaptırımlar... 1 sene önce bir tane tweet ile kırılganlığa sahip bir ekonomiden bahsederken 1 sene sonra bırakın bir tweet’i her gün sayısız tweetler atıldı” dedi.
Türkiye’nin bütün bu süreçleri aştığını kaydeden Bakan Albayrak, şunları söyledi:
“Türkiye ekonomisi bilançosu çok geniş, bu çerçevede fiyat istikrarından ve bütçe disiplininden, borçlanma maliyetlerinden ve bu değişim dönüşümden taviz verme lüksümüz yok. Son 5 senede 8 seçim geçirmiş Türkiye’nin dünyada belki başka örneği yok. 2014’te 2 seçim, 2015’de 2 seçim, 2016’da darbe, 2017’de 1 seçim, 2018’de 1 seçim, 2019’da tekrarla birlikte 2 seçim yapıldı. Bizim yumurtaya ihtiyacımız var. Her birimiz birer tavuk kesersek yumurtacılar tavuğu nereden bulacak. Kamu bankaları Türkiye açısından son 5-6 yıldır önemli görevler ifa etti. Türkiye’de 10 sene önce kamu bankaları satılsın diyen bir ekol vardı. Allah’tan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan o zaman Başbakan iken dirayetli bir duruş gösterdi de buna izin vermedi. İzin verseydi son 5-6 yıldır Türkiye’nin bu bölgesel, küresel anlamda türbülans döneminde kamu bankalarının özelleşmiş olduğu ve sahada olmadığı bir süreçte Türkiye ekonomisine etkileri, reel sektörün esnafına çok daha büyük etkileri olabilirdi.”
Albayrak, “Bu dönemin en büyük pozisyonu ilk 10 bankanın değişimi. Bilanço büyüklüğünde 4 büyük banka var. Ziraat, Halk Bankası, İş Bankası ve Vakıfbank. Vakıfbank bu yıl üçüncülüğe yükselerek ilk 3’te kamu bankası olursa şaşırmayın. Bu ne demek; diğer bankaların da biraz hareketlenmesi lazım” dedi.
Doğrudan Yabancı Yatırım (FDI) tahminlerini paylaşan Albayrak, bu yıl 15 milyar dolar civarında bir yabancı yatırım gelmesini beklediklerini söyledi.
Albayrak, “Kanal İstanbul’un sadece stratejik olarak değil, ekonomik olarak da çok önemli bir proje olduğunu düşünüyorum. Kanal İstanbul’un finanse edilebilirliği noktasında bir sıkıntı görmüyorum, makul ve yapılabilir bir proje” diye konuştu.
3 FARKLI KUR ATAĞI OLDU
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’nin 2019’u tarihe geçecek bir yumuşak inişle, pozitif bir büyümeyle geride bırakacağını belirterek, “Benzer iç ve dış kriz, şok, saldırı atak... Ne dersek diyelim. Türkiye, 2001 ve 2009’a kıyasla hakikaten çok başarılı bir şekilde bertaraf etmiş oldu” dedi.
Albayrak, ekonomi basını yöneticileri ile bir araya geldiği 2019 Değerlendirme Toplantısı kapsamında yaptığı konuşmada, 2018 Haziran-2019 Haziran döneminde Türkiye’nin kabaca 3 farklı kur atağına maruz kaldığını söyledi. Söz konusu dönemde kurun yoğun bir şekilde dalgalandığını ve buna ek olarak TL’de farklı gelişmelerin yaşandığını anlatan Albayrak, bunun ardından ekonomide ve finansal mimaride öncelikli stratejinin istikrarı oluşturan bir süreçten geçildiğini ifade etti.
CİDDİ İYİLEŞMELER YAŞANMAYA BAŞLADI
Albayrak, gelinen noktada, 2019 itibarıyla, özellikle son 6 ayda yaşanan iç ve dış politik dalgalanmalara rağmen stabilizasyonun yavaş yavaş oluşmaya başladığını aktararak, “Türkiye’de tüm bu gelişmeler ışığında ciddi iyileşmeler yaşanmaya başladığını gördük, gerek iç piyasada, gerek dış piyasada, gerek risk primlerinde, gerek Türkiye’nin referans faizi dediğimiz 2 yıllık tahvil faizlerinde ciddi iyileşmeleri bu süreçte görmeye başladık. Bu noktada bizim için çok önemli olan 5 yıllık CDS risk primi göstergesinde ve 2 yıllık devlet tahvil faizlerinde sadece son 1-2 yılın değil, bazı indikatörlerde son 3-5 yılın bile altında iyileşmeyi ciddi anlamda görmeye başladık” diye konuştu.
DEVRİM NİTELİĞİNDE REFORMLARA İMZA
Bunların dışında piyasaların yakından takip ettiği alanlarda çok önemli adımlar attıklarından bahseden Albayrak “Son 1,5 yılda Türkiye ekonomisinde sessiz ve devrim niteliğinde o kadar çok stratejik yapısal reforma imza attık ki...Gerek Merkez Bankası’nın, gerek Borsa İstanbul’un, gerek Türk Lirası Gecelik Referans Faiz Oranı’na (TLREF) dayalı işlemlerin, gerek Overnight Indexed Swap (OIS) piyasasında, çok ciddi bir şekilde TL üzerinde gerek değerleme gerek faiz referansı noktasında devrim niteliği diye sessiz adımlar atmaya başladık. Ağustos ayındaki kur atağının hemen ardından Borsa İstanbul’da swap piyasası kurulması, ekim başı itibarıyla bu işlemlerin artık Borsa İstanbul’da gerçekleşmesinin önünün açılmasıyla sadece bu işlemler değil, işlem hacminin artması açısından da önemli bir süreç başlamış oldu. Sadece son 15 ayda, ekim başından aralık sonuna kadar bu anlamda 1.5 trilyon liralık işlem gerçekleşti”diye konuştu.
İL ZİYARETLERİYLE BİRE BİR ANLATIYORUZ
Dengelenme sürecinin, disiplinli bir şekilde 2018 ve 2019’da ortaya konulan performans ve belirlenen hedeflerin çoğunun hayata geçirilmesi ile geride bırakıldığını anlatan Bakan Albayrak, şöyle devam etti: “Değişim dediğimiz olguyu tüm paydaşların güçlü bir şekilde ortaya koyması gerek. Yaptığımız il ziyaretleri ile bu değişimi iş dünyasına, sanayi ve ticaret odalarına birebir anlatıyoruz. Sadece Merkez Bankası’nın son dönemde yapmış olduğu düzenlemeler, attığı adımlar, artık eski dönemlerdeki gibi çılgın büyüme, çılgın küçülme değil artık dengeli, disiplinli ve reel büyüme dediğimiz üretim odaklı, ihracat odaklı Türkiye’nin kendi imalat sektörü büyümesini destekleyecek bir strateji aslında.”
TL REKABETÇİ BİR KUR OLMALI
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Tahmini kur ‘şu veya bu demek’ bence doğru değil. ‘Dolar şu olacak’ hiç demedim bundan sonra da demeyeceğim. Ben hep şunu ifade etmeye çalışıyorum; Türk Lirası rekabetçi bir kur olmalı” dedi.
Bir basın mensubunun “İVME finansman paketlerinin sonuca ne kadar ulaştığına, yeni teşvik finansman paketlerinin devreye alınıp alınmayacağına” ilişkin bir sorusu üzerine “Yaklaşık 35-40 milyar liraya yakın hedef koymuştuk biliyorsunuz 6 aylık süreçte. Şu an itibarıyla tahsisler 50 milyar lirayı, kullanımlar da 30 milyar lirayı buldu. Bu şu demek; 2019 itibarıyla bu rakam başarılı” diye konuştu. Desteklerin bu paketlerle bitmeyeceğini dile getiren Albayrak, “2020 itibarıyla istihdam odaklı, reel sektör odaklı, birçok farklı sektöre yani ithalatı ikame edecek, ihracat odaklı olacak, imalat sanayi noktasında olacak... Bu yerli ekonominin değişim ve dönüşümünü destekleyecek tüm ve benzeri kredi paketlerinin tamamı 2020’de şartları, vadesi, faizleri iyileşmeler oldukça daha da iyileşerek devam edecek” ifadelerini kullandı.
ZOR BİR 2019'DA ENFLASYONDA BAŞARI
Berat Albayrak, Ekim 2018’de İstanbul’da açıkladıkları ‘Enflasyonla Topyekün Mücadele’ kapsamında, hükümet ve reel sektör başta olmak üzere tüm paydaşlarla birlikte enflasyonla mücadelede müthiş bir seferberliğin ortaya konulduğunu belirtti.
Bu anlamda 2019’un enflasyonun dizginlenmesi ve müdahalenin zamanlaması açısından kritik bir dönem olduğuna işaret eden Albayrak, “2019 şu açıdan da zor bir yıl oldu; biliyorsunuz 2014-2019 döneminde Türkiye’de 8 seçim oldu. Seçim ikliminin ve atmosferinin oluşturduğu ekonomik anlamda bakıldığında, zamların ertelendiği ve birçoğunun 2019’a kaldığı bir yıl oldu. Zor bir 2019’u Türkiye tüm paydaşlarının güçlü desteği ve refleksi ile 2019 için YEP’de koyduğumuz yüzde 15,9 enflasyon hedefinin altında kapattı” değerlendirmelerini yaptı.
YÜZDE 5 BAZ BÜYÜME UÇUK BİR HEDEF DEĞİL
Bakan Albayrak, bir soru üzerine Türkiye’nin stratejik sektörlerine de değinerek şunları söyledi:
“Türkiye’de bankacılık sektörü stratejik, önemli bir sektörse, ki ben öyle görüyorum, bilançosu, kaynağı, likiditesi Türkiye’nin bu ekonomisiyle uyumlu bir şekilde... Türkiye büyüyor ama sağlıklı, reel büyümesi lazım ithalata dayalı şu bu değil. Hep anlatılıyordu ya bu. Ben de diyorum ki onların da istediği gibi tam da Türkiye’de bankacılık sektörü likiditesine baktığımızda bu anlamda Türkiye’nin gerçek büyümesi yüzde 5 baz büyümesi diyoruz. Türkiye’nin yüzde 5 baz büyüme senaryosu uçuk kaçık bir hedef değildir.” Albayrak, Türkiye’nin üretim, ihracat ve reel sektör odaklı büyümesinin önemine değinerek, büyümenin 2P’si (Production ve Population) manasına gelen üretim ve nüfusta bölgesel anlamda rakiplerinin çoğunun önünde olduğunu anlattı.
Paylaş