Paylaş
Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) düzenlediği Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’na kamu bankalarının ve Türk Eximbank’ın üst düzey yöneticileri katıldı. ASO Başkanı Seyit Ardıç’ın moderatörlüğünü yaptığı oturumda sanayicilere bankaların güncel kredi politikaları hakkında önemli bilgiler verildi. Oturumda en ilginç ayrıntıyı paylaşan isimse Türk Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çağrı Altındağ’dı. Konuşmasını ayrıntılı olarak paylaşacağım ama önce gelin bir durum tespiti yapalım.
Türkiye bir süredir yüksek enflasyonla mücadele etmeye çalışıyor. Enflasyon rakamları tam olarak hedeflenen düzeyde olmasa da düşüş eğiliminde. En azından bazı ürünlerin fiyatlarında eskisi gibi korkunç artışlar gözlenmiyor. Hayat hâlâ pahalı ama fiyatların istikrara kavuşacağına ilişkin umutlar da yok değil.
Enflasyonla mücadelenin en etkin unsurlarından biri ise döviz kurlarında istikrar. Türkiye’de uzun zamandır dolar kuru aylık olarak yüzde 2.5 düzeyinde bir artışla yükseliyor. Merkez Bankası dolar kurunun daha fazla yükselmemesi ve talep görmemesi için gerektiğinde rezervlerini eritmeyi bile göze alarak mücadele ediyor. Son dönemde içeride ve dışarıda yaşanan gelişmeler nedeniyle gözünü kırpmadan milyarlarca dolar sattı. ‘Başarılı oldu mu’ derseniz, bardağın dolu tarafından baktığımızda kur artışında istikrarın sürmesi ve talebin azalması nedeniyle ‘rezervdeki erimeyi’ bir tarafa bırakırsak, ‘evet’ derim.
Yukarıdaki tespitleri hatırlatmamın nedeni Merkez Bankası’nın son dönemdeki politikası nedeniyle özellikle dolar kurunun önümüzdeki dönemde nasıl hareket edeceği üç aşağı beş yukarı tahmin edilebiliyor. Euro ise bunlara ilave olarak pariteye göre biraz daha serbest dalgalanıyor.
İşte tam bu noktada anlaşılıyor ki kurlardaki bu öngörülebilir hava bazı firmalar için yeni bir kazanç kapısı olmuş. Nasıl mı?
Türk Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çağrı Altındağ’ın oturumda verdiği bilgilere göre ihracatçıyı desteklemek için kurulan ve finansman desteği sağlayan Eximbank, geçen yıl 24.1 milyar doları nakdi kredi, 24.6 milyar doları da alacak sigortası olmak üzere 48.7 milyar dolarlık destek sağlamış. Ancak gelin görün ki bazı firmalar, yabancı para cinsinden sağladıkları kredileri swap işlemleriyle Türk Lirası’na çeviriyormuş. Hatta bunun için özel excel tabloları da kullanıyorlarmış. Altındağ konuşmasında sanayiciyi net bir şekilde uyarmış:
“Krediyi kredi gibi kullanın. Firmalara sağlanan finansmanı amacı dışında değerlendirmek risk taşıyor.”
Altındağ’ın verdiği bilgiler kritik önemde. Anlaşılıyor ki bu firmalar ihracatlarının finansmanı için Eximbank’a başvurmuşlar. Döviz cinsinden kredilerini almışlar. Sonra swap işlemleriyle TL’ye dönmüşler. Aslında buraya kadar her şey normal. Krediyi TL’ye döndürebilirler, bu kaynakla maaş ödeyebilirler, yeni mal tedarik edebilirler, enerji faturalarını ödeyebilirler, hammadde borçlarını kapatabilirler vs. Yani özetle bu kaynağı faaliyetlerinde kullanabilirler. Ama onlar ne yapmışlar? Aldıkları gibi götürüp TL olarak yüksek faizli vadeli hesaba yatırmışlar. Yani al düşük faizli döviz kredisini, yatır yüksek faizli TL mevduata, koy kârını cebe... Anlaşılan ihracata destek diye alınan krediler maalesef amacına uygun kullanılmamış.
Peki bu işin riski yok mu? Elbette var. Kurda geçmişte çok kez yaşadığımız öngörülemeyen bir hareket bütün hesapları alt üst eder. Kâr peşinde koşan şirket kat be kat zarar edebilir. Ayrıca bu firmalar tespit edilebilirse bir daha bu tür kredilere erişimleri de engellenebilir.
SİHİRLİ EXCEL TABLOSU
TÜRK Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çağrı Altındağ’ın konuşmasında dikkat çektiği bir de excel tablosu var. O anlatmamış ama bu tablo ile ilgili ayrıntıları ben aktarayım. Bir tarafa alınan döviz kredisinin vadesi, taksidi, ana parası vs ile ayrıntılı olarak yazılıyor. Diğer tarafa ise vadeli mevduattaki para ve vadesi ile elde edilecek getiri. İşte o excel tablosu firmaya tüm bu işlemler sonunda ne kadar kâr edeceğini söylüyor. Banka, vade, faiz vs tercihi buna göre yapılıyor.
Paylaş