Çakma asırlık markalar doludizgin!

Liste uzayıp gidiyor. İstanbul Beyoğlu’ndan tutun, en ücra kasabada geceden sabaha bitiveren markalardan sadece birkaçı bu. Kimi ünlü markaların taklidi, kimi tamamen uydurma. Kimi tabeladaki ismin dedesinin dedesi olduğunu iddia ediyor, kimi marka olarak satın aldığını. Adını sanını duymadığımız dedeler bir gecede marka olarak bitiveriyor. Dönercisi, dondurmacısı, tatlıcısı, helvacısı, lokantacısı, leblebicisi, kahvecisi ne ararsan var. Uydur bir isim çak bir tarih oldu sana ‘tarihi köfteci’. Asırlık pizzacımıza, sosisçimize, hamburgercimize bile rastlarsanız şakın şaşırmayın.

Hatırlarsanız bir ara girişimciler ‘KAPATIYORUZ’u marka olarak almış, onlarca mağazaya ‘Kapatıyoruz’ tabelası asmıştı. Esnafın gerçekten mağazasını kapattığını sanan tüketiciler ucuza mal kapma telaşına düşmüştü. Oysa ne bu mağazalar yıllarca kapanmıştı, ne de malları bitmişti.

Anlayacağınız çakma asırlık mağaza isimleri de bir pazarlama stratejisine dönmüş durumda. Uydur uydur isimleri tarihleri çak tabelaya... Yerlisi, yabancısı kuyruk olsun önünde.

Yedir yedirebildiğin kadar...

TÜRKİYE’NİN GERÇEK ASIRLIK MARKALARI

Türkiye’de tarihi 100 yılı aşan firma sayısı da 100 yılı bulan firma sayısı da aslında çok fazla değil. Birçok firmanın ikinci-üçüncü kuşaktan sonra yok olduğunu görmekteyiz. Bir asır boyunca ayakta durmak gerçekten büyük başarı. İşte yüz yıl öncesinden günümüze gelmeyi başaran Türk markalarından bazıları….

* Hacı Bekir Lokumları – Hacı Bekir – 1777 

* İskender  Mehmetoğlu – İskender Efendi – 1860 

* Ziraat Bankası –  Mithat Paşa  – 1863

* Hafız Mustafa – İsmail Hakkızade  – 1864 

* Vefa Bozacısı – Hacı Sadık –  1870 

* Karaköy Güllüoğlu  – Hacı Mehmet Güllü – 1871 

* Kuru Kahveci Mehmet Efendi –  Mehmet Efendi – 1871

* Vefa Bozacısı - Prizrenli Sadık Ağa - 1876

* Komili – Komili Hasan  – 1878

* Cemilzade – Şekerci Udi Cemil Bey   – 1883

* Hacı Abdullah – Abdullah Efendi –  1888 

* Hacı Şakir – Hacı Ali – 1889

* Tuzcuoğlu Nakliyat  – Tuzcuzade Ahmet Bey – 1893

* Konyalı Lokantası-Hacı Ahmet Doyuran - 1897

* Arkas Holding – Gabriel Arcas – 1902 

* Koska – Hacı Emin Bey – 1907 

* Abdi İbrahim – Eczacı Abdi İbrahim – 1912 

* Uludağ – Mehmet Hakkı Bey – 1912

KAMP ALANI İŞLETMECİLİĞİ YÜKSELİŞTE

SON bir ayımıza damga vurdu tatil yeri haberleri. Orası pahalıydı burası ucuzdu, şurası doluydu, boştu... Milyonlar uzun bayram tatilini fırsat bilip yine yollara düştü. Otel fiyatları hem maliyet hem de talep nedeniyle tırmana dursun Türkiye’de yeni bir tatil anlayışı yükselişte. Hatırlarsanız geçtiğimiz yıl bu zamanlar yeni bir kanun yayınlandı.



Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Düzenleme ile kampçılık turizminin yasal altyapısı oluşturulması ve kontrollü gelişiminin sağlanması hedeflendi.

Böylece yeni bir girişimin de önü açıldı. Kamp alanı işletmeciliği.

Geçtiğimiz günlerde bir tanıdık vasıtası ile kamp alanı işletmecisi bir aile ile tanıştım. Onur-Orçun Akarsu kardeşler, anne ve babalarıyla birlikte birisi Amasra’nın Akkonak köyünde olmak üzere iki ayrı kamp alanının işletmeciliğini yapıyor. Aile bu işe 1988 yılında başlamış. Geçen yıl çıkan kanun sonrası turizm işletme belgesi almışlar. Belgeyi alabilmek için kamp alanlarını genelgeye göre düzenlemişler. Çevre, güvenlik, altyapı, engelli tuvaleti vs. her şeye standart gelmiş. Böylece ‘bir banyo bir tuvalet yap, kamp alanı olsun’ anlayışı bitmiş. Akarsu kardeşler müşteri memnuniyetinin artmasıyla birlikte daha fazla talep gördüklerini söylüyor.

Akarsu kardeşlere nasıl gelir sağladıklarını sordum. Kamp alanına çadır kuran müşterilerden kişi başı günlük 100 TL aldıklarını söylediler. 12 yaşa kadar çocukların ücretsiz olduğunu da belirttiler. Karavan başına günlük aldıkları bedel ise 200 TL imiş. Günlük ortalama 50 çadır, 10 karavana hizmet veren tesisteki büfeden fast food ürünleri de dahil pek çok ihtiyacı karşılamak mümkün.

Kamera sistemli tesise izinsiz kimse giremiyor.

Elektrik, su, internetin bedava olduğunu, ortak alanda mutfak, soğutucu hizmeti verildiğini eklememde fayda var.

Özetlersem, çadır, karavan sizden, altyapı işletmeciden, eşsiz tabiat ve uçsuz bucaksız deniz de doğadan...

Kampçılık, yüksekten koşan otel fiyatlarına önemli bir alternatif olacağa benziyor.

Çadır, karavan turizmi arttıkça, önümüzdeki dönemde kamp alanı girişimcilerinin sayısı da artacak...