İTALYA’da haftasonu düzenlenen Kadınlar Şampiyonlar Ligi final maçına damgasını Türkiye vurdu. Finale sponsor olarak ismini veren Denizbank’ın yanı sıra dörtlü finale kalan Vakıfbank ve Fenerbahçe de ikincilik ve üçüncülük kürsüsüne çıkarak Türk bayrağını dalgalandırdı. Final karşılaşmaları öncesinde bir basın toplantısı düzenleyen Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, spor kulüplerinin kullandıkları banka finansmanının yüzde 70-75’inin kendileri tarafından kullandırıldığını söyledi. Ateş, “Bugüne kadar kulüplere 430 milyon dolar kredi verdik. Futbola bizim dışımızda pek ilgi gösteren banka yok” dedi. “Futbol kulüpleri neden finansal fair play konusunda başarılı olamıyor?” sorusuna ise Ateş, “İstanbul’un 3 büyük takımının her yıl yaklaşık 150 milyon dolarlık girdisi var. Düşünün her yıl kasasına 150 milyon dolar giren herhangi bir şirket var? Bence finansal açıdan çok daha iyi olmaları lazım. FIFA ve UEFA ile borçlara ilişkin bir sıkıntının olması bana abesle iştigal geliyor. Kulüpler finansal açıdan daha iyi yönetilebilir” cevabını verdi.
İstanbul’daki statların yıllık gelirinin 40-50 milyon dolar civarında olduğunu hatırlatan Ateş şunları söyledi: “O kadar da yayın geliri var. Ayrıca 20-25 milyon civarında sponsorluk gelirleri bulunuyor. Bir de forma satışlarını eklerseniz toplam gelirleri 120-130 milyon doların altına düşmez. Böyle bir gelir varken zarar edilmesi nasıl olabiliyor? Şöyle ki; bütçenizi aşan yatırımlar yaparak olur. Örneğin Avrupa’da 400 bin-500 bin Euro’ya oynayan oyuncular bize 4-5 katına transfer oluyor. Piyasayı biz yükseltiyoruz. Neden bu kadar büyük paralar veriliyor, anlayamıyorum.”
Yukarıdaki sözlerin sahibi Burhan Karaçam.
Remzi Kitapevi’nden 2015’in sonunda çıkan Dönüşüm Yolculuğu kitabının önsözünde böyle sesleniyor okurlarına.
GÜNAYDIN BİREYSEL BANKACILIK
Bir gün belki de farkında olmadan bir değişime imza atarsınız ve o değişim yine siz farkına varmadan bir sektörü yeniden dizayn eder.
2 binin üzerinde mağaza sayısına ulaşan Pazaryeri’nde dileyen satıcı Hepsiburada.com’un altyapısını kullanıp dilediği ürünü satabiliyor. Müşteriler ise satın alacakları ürünü onlarca ayrı mağazadan kıyaslayıp Hepsiburada.com güvencesiyle temin edebiliyor.
TÜRKİYE’de hızla gelişip büyüyen sektörlerden biri de e-ticaret. Avrupa ülkeleriyle kıyasla daha gidecek yolumuz olsa da, Türkiye’de e-ticaret sektörü birçok sektöre göre heyecan verici bir büyüme potansiyeli taşıyor..
E-ticaret işlemleri Türkiye’de ancak toplam perakende satışlarının yüzde 2’sine bile ulaşmamış durumda. İngiltere’de bu oranın yüzde 15-16’ya, kıta Avrupa’sında ise yüzde 7-8’e ulaştığını göz önüne alırsak sektördeki büyüme potansiyelinin ne kadar büyük olduğu daha iyi anlaşılıyor. Türkiye’de e-ticaret denilince akla gelen ilk şirket hepsiburada.com. Hepsiburada.com deterjandan saate, hafıza kartından giysiye binlerce ürünün satıldığı dev bir e-perakende platformuna dönüşmüş durumda. Hepsiburada.com’daki son gelişmeleri şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner ile konuştuk...
Balıkesir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, “47 ikili görüşme yaptım. Bandırma liman projesine 15 milyar dolarlık talep aldık” diye konuştu.
DÜNYANIN en önemli emlak fuarları arasında yer alan Fransa’nın Cannes kentindeki MİPİM’de bu yıl en dikkat çeken unsur Türkiye’den bazı büyükşehir belediyelerinin yaptığı çıkarmaydı. Geçtiğimiz yıllarda emlak-konut sektörünün önemli oyuncuları Avrupa sahnesinde boy gösterip projelerine yabancı yatırımcı çekmeye çalışıyordu. Bu yıl özel sektörün fuara ilgisi geçmiş yıllara göre düşük kaldı. Fuar konusunda firma sahipleri farklı görüş içinde. Bir kısım fuarın beklentiyi karşılamaktan uzak olduğu görüşünü paylaşırken bir kısmı da kurulan ilişkilerin meyvesinin uzun vadede alındığını söylüyor. Özel sektör kendi içinde fuarın önemini tartışırken bu yıl katılımcı belediye sayısındaki artış kayda değer oldu. Fuarda Balıkesir Belediyesi’nden Beyoğlu’na, Ordu Belediyesi’nden Hatay’a, Konya’dan Antalya’ya kadar onlarca şehir belediye
başkanı düzeyinde katıldı. Birçok belediye stand açarak maketlerle yeni projlerini sergileyip tanıtma fırsatı yakaladı.
15 MİLYAR DOLARLIK TALEP
500 milyon dolarlık bağışı nedeniyle ismini Nike’ın kurucusu Phil Knight’tan (şövalye) alan merkez için Esener, “Kanser çok yönlü bir problem. Değişik teknolojilerle çözülmesi daha mümkün” dedi.
ABD’nin en önemli kanser araştırma merkezlerinden biri olan Oregon Health and Science University (OHSU) Knight Cancer Institute’de kanserin erken teşhis edilmesine yönelik araştırmalar yapmak üzere kurulan yeni merkezin başına, bir Türk getirildi. 1 milyar dolar kaynak ayrılan merkezi Prof. Dr. Sadık Esener yönetecek. OHSU Knight Cancer Institute ABD’nin en önemli kanser araştırma merkezlerinden biri. Kişiselleştirilmiş kanser ilacı araştırma geliştirme ve uygulama çalışmalarında dünya lideri. 200’den fazla araştırmacının görev aldığı enstitüde kanser biyolojisi, kan kanserleri ve bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser önleme ve durdurma alanlarında çalışmalar yapılıyor.
2015 yılının Haziran ayında, Knight Cancer Institute bünyesinde kanseri erken teşhis edebilmek için yeni bir merkez hayata geçirildi. Bu merkez için bağış toplanmasına da karar verildi. Merkeze bağışlanan yardımlar 1 milyar doları buldu. En yüksek miktarda bağış ise 500 milyon dolar ile, Nike’ın kurucusu Phil Knight’tan geldi. Phil Knight, yedi yıl önce de 100 milyon dolarlık bir bağış yaptı ve bu nedenle enstitünün adı Knight oldu.
Türkiye’nin en geniş 4.5G kapsamasını gerçekleştireceğiz” dedi.
TÜRKİYE’de 1 Nisan’da devreye girecek 4.5G teknolojisine sayılı günler kala telekomünikasyon şirketleri rekabet kılıçlarını çekmeye başladı. Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt, 1 Nisan 2016 tarihi itibariyle Türkiye’de en geniş kapsamayı sunmayı taahhüt ettiklerini açıkladı.
Vodafone Türkiye’nin davetlisi olarak gittiğimiz, Dünya Mobil Kongresi’ne ev sahipliği yapan İspanya’nın Barcelona kentinde bir basın toplantısı düzenleyen Gökhan Öğüt sahip oldukları 800 bandındaki frekansların çok geniş bir alana hizmet verme özelliğine sahip olduğunu söyledi.
Öğüt, “İhale öncesinde özellikle televizyonlar ve bazı askeri uygulamalar tarafından kullanılıyordu. Şu an temizlenmesi bitmek üzere ama kirlilikler kalabiliyor. Bu yüzden de en yüksek bedeli verme pahasına 800 bandındaki A1’i aldık. Bu bant hem aşağıdan hem yukarıdan en temiz olduğuna inandığımız bant” şeklinde konuştu.
Ama bu 10 kat hızlı internet teknolojisinin sorunlu üç ana damarı var: Baz istasyonu, fiber ağ ve akıllı telefonlar.
TAKVİMLER 11 Haziran 2015’i gösteriyor. İzmit Belediyesi’nde hareketli bir gün. Encümen toplantısında belediyeye ait nikah salonlarında video ve fotoğraf çekim ihalesi yapılıyor. Bu ihaleye katılan olmazken, Yenidoğan Mahallesi’ndeki açık spor tesisleri aylığı 70 liraya Tavşantepe Mahallesi Doğuş Sokak’taki çay ocağı ve çay bahçesi ise aylığı 65 liraya kiralanıyor. Kritik karar ise sona bırakılıyor. Encümen, Kabaoğlu Mahallesi’ndeki iki ayrı bina ile Gültepe Mahallesi’nde yer alan üç ayrı baz istasyonun yıkımına karar veriyor. Çünkü bu baz istasyonları kaçaktı. Tıpkı Türkiye genelinde belediye sınırları içinde yer alan
binlercesi gibi...
BAKAN YILDIRIM KARARLI
Marka ya da ürün yerine 13 bölgeye bölünen dünya, 3 CEO’ya emanet edilmiş. 3 CEO kendi bölgesinde bir ülkede markaların fabrikasını, dağıtım kanallarını birleştirmeye, çikolatacıya bisküvi, bisküviciye çikolata sattırmakta tam yetkili!
“P&G, Unilever ve diğer dev şirketler. Tabii ki onlara baktım. Ama hiçbirinin modelini uygulamadım. Çünkü eğer ben mevcudu alıp uygularsam hedeflediğim bir ve ikinci sıraya gitme şansım yok. Çünkü onlar mevcutta kurulmuş sistemler. Öyle bir sistem kurmam lazım ki bir ve ikiyi zorlayayım ve hızla hedefe ulaşayım. Kurduğum yeni modelin, mevcuttaki hiçbir şirketin uygulamadığı bir model olması, hazır bir model olmamasının sebebi budur.”
Yukarıdaki sözlerin sahibi Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker. Bu sözleri bana aktaran ise Pladis Global Kurumsal İletişim Başkanı Zuhal Şeker.