Sefer Levent

Ekonomi Hürriyet’ten okunur

26 Kasım 2016
HAYAT su gibi akıp giderken değişim ihtiyacı da baş döndürücü bir süratle artıyor. Teknolojinin hızının yanı sıra gündemin değişim hızına da yetişmekte zorlanıyoruz. Kendimizi sürekli yenileme çabası içindeyiz. Amacımız sürüklenip giden gündemin içinden olayları süzüp Hürriyet Ekonomi tecrübesiyle aktarmak. Farkımız olup biteni ekonominin teknik, ağdalı terminolojisinden arındırıp herkesin anlayacağı bir dille anlatmak. Bunun için bir süredir Hürriyet’in ekonomi sayfalarında bir dizi yeniliği hayata geçirdik. Bugün size bu yeniliklerden bahsetmek istiyorum.

VATANDAŞIN EKONOMİSİ:

Türkiye gibi gündemin çok hareketli olduğu bir ülkede ekonomide de her gün birbirinden önemli yeni gelişmeler oluyor. Bu gelişmelerin her biri vatandaşı yakından ilgilendiriyor. Bir süredir her cumartesi benim kalemimden okumakta olduğunuz ‘Vatandaşın Ekonomisi’ köşesi aslında bana değil, size ait olan bir köşe. Hedefim, ekonomide olan bitenlere vatandaşın yani sizlerin penceresinden bakmak. Vergilendirilmiş kazanç ne kadar kutsalsa, vergisini ödeyen vatandaşın hakkı da bir o kadar kutsal. Vergi mükelleflerinin verdiği her kuruş verginin bir toplumsal fayda olarak ona geri dönmesi gerekiyor.  Amacım vergisini ödeyen vatandaşın hakkını sonuna kadar savunmak.

SOSYAL GÜVENLİK:

Nüfusumuzun yüzde 87’si sosyal güvenlik kapsamında. 20 milyon aktif çalışan, 12 milyona yakın emekli ve 35 milyondan fazla da akrabalık bağlarıyla onların imkanlarından faydalanan var ama kimse sosyal güvenlikten doğan haklarını tam anlamıyla bilmiyor. Hürriyet, tecrübeli kalem Noyan Doğan’ın hazırladığı Sosyal Güvenlik Köşesi ile, tüm kesimlere hem haklarını hatırlatmayı hem de merak ettikleri sorularını cevaplamayı hedefliyor. Çok tartışılan kıdem tazminatından asgari ücrete, emekli maaşlarından sağlık hizmetlerine, yapılan kesintilerden ödenen ek ücretlere kadar bu alandaki tüm yenilik ve gelişmeleri her çarşamba Sosyal Güvenlik Köşesi’nde yer alacak.

VERGİ DOKTORU:

Konusunun uzmanı Ahmet Karabıyık, vergi cephesindeki tüm güncel gelişmeleri okurlara aktarıyor. Vergi Doktoru Karabıyık, alışılagelmişin dışında sadece şirketlere değil, çoğunlukla mali müşaviri olmayan ve bu anlamda kendi işlerini takip etmek zorunda kalan, kira başta olmak üzere gelir elde edip vergi verenlere yol gösteriyor. Vergi Doktoru’nu okuyanlar yasaların ‘imkan tanıdığı’ tüm avantajları bu köşede takip edebiliyor. Her hafta çarşamba günleri yayınlanan ‘Vergi Doktoru’ köşesi aynı zamanda iş hukuku konusunda da önemli sorunları gündeme getirip çözüm önerileri sunuyor.

BİLİNÇLİ EKONOMİ:

Hürriyet’in tecrübeli enerji muhabiri Merve Erdil’in hazırladığı ve cuma günleri yayınlamaya başladığımız sayfanın aslında tek bir hedefi var. Dünyanın giderek azalan kaynaklarını korumak için yapılan ve yapılacak ne varsa duyurmak ve bu alanda medyada Türkiye’nin platformu olmak. Sürdürülebilirlik kavramı son yıllarda yavaş yavaş ülkelerin, şirketlerin, belediyelerin ve bireylerin hafızasına giderek artan bir şekilde yerleşiyor. Hem Türkiye’de hem de dünyada bu konudaki son gelişmeleri bu sayfada bulabileceksiniz. Daha bilinçli tüketmek bizim elimizde…

Yazının Devamını Oku

Kıymada fiyat: Kim ne tutturursa

25 Kasım 2016
Bakan Faruk Çelik neredeyse 1 yıldır kıymanın olması gerekenden pahalıya satıldığını söylüyor ve uyarıyor. İstanbul’dan ve Anadolu’nun çeşitli kentlerinden kıyma fiyatlarını aldım. Gerçekten de Bakan’ın söylediği gibi 32 liraya kıyma satan neredeyse yok. Bakanlığın tavan fiyat uygulamasını bir kez daha gözden geçirmesinde bence fayda var. Ne dürüst kaliteli ürün satmaya çalışan kasaplar zan altında kalsın ne de vatandaş fahiş fiyata kıymaya mahkûm olsun...

ŞUBAT ayının ilk haftasıydı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, et fiyatlarıyla ilgili önemli bir açıklama yaptı. Kırmızı et sektörü temsilcileriyle görüşmesi sonrasında Çelik, “Kırmızı et sektörü temsilcileriyle aldığımız karar gereği karkas yağsız et tavan fiyatının 23.3 lira, karkas yağlı et tavan fiyatının 21.8 lira, kıymanın tavan fiyatının 32 lira, kuşbaşı etin tavan fiyatının ise 34 lira olmasıyla ilgili fikir birliğine vardık” dedi.

 

Faruk Çelik, kıyma ve kuşbaşı etin satılabileceği maksimum fiyatlarla ilgili açıklamalarını sonraki günlerde de sık sık tekrarladı. Hatta en son 18 Kasım’da Hürriyet Ankara bürosunu ziyaretinde, “Bazı uyanıklar, bizim getirdiğimiz eti 21 liradan alıp 25 liraya satıyor. Bunlar için Maliye’yle çok güzel bir noktadayız, canlarını yakacağız. Kuşbaşı ve kıyma çok önemli. 32 lira kıymayı rahat kurtarıyor. 34-35 lira da kuşbaşını kurtarıyor. Bunun üzerinde satanlar yanlış yoldalar” diye konuştu. Bakan Çelik’in bu sözleri üzerine İstanbul’un birçok semtini sokak sokak gezdim. İstanbul dışında Anadolu’nun çeşitli kentlerinden de tanıdıklarıma rica edip onların topladığı fiyatları aldım. Kesin olarak söyleyebilirim ki Tarım Bakanı Faruk Çelik’in ısrarla üzerinde durmasına rağmen 32 liraya kıyma, 34 liraya kuşbaşı et satan kasap, market neredeyse hiç yok. Neredeyse diyorum çünkü ben sadece birkaç büyük markette kıymalık dana etinin 32 liradan satıldığına şahit oldum. Ancak bu etlerin büyük oranda yağ içerdiğini gözlediğimi de söylemem gerekiyor.

 

Marketlerin çoğu kıyma fiyatını afişe etmiyor. Siz kıyma istediğinizde tezgahtaki etleri gösterip ‘az yağlı çok-yağlı, nasıl olsun’ diye soruyorlar. ‘En ucuzu olsun’ dediğinizde de fiyatların ortalama 38 liradan başladığı görülüyor. Bazı market ve kasapların yasak olmasına rağmen hazır çekilmiş kıyma sattıkları da dikkat çekiyor. Bu kıymaların kilogramının 29.90 TL’ye kadar satıldığını belirledim. Ancak bu kıymaların hayvanın hangi bölümünden elde edilen etten çekildiği, içine sakatat katılıp katılmadığı belli değil. Bu tür çekilmiş hazır kıyma satışının yasak olduğunu bir kez daha belirtmeliyim. Kasap veya market sizin gözünüzün önünde kıyma çekmek zorunda.

 

Et ve Süt Kurumu (ESK) ise dana kıymayı 28.75 TL’den dana kuşbaşıyı ise 33 TL’den satıyor. Vatandaş satın alırken bu etlerin ithal olup olmadığı belirtilmiyor. Etlerin ithal olup olmaması kalite açısından çok önemli değil belki ama maliyet yönünden avantaj sağladığı iddia ediliyor. Bir de yaygınlık bakımından her yerde ESK’nın satış mağazalarına ulaşmak mümkün değil.

 

Yazının Devamını Oku

Aracı SATIN almak mı kiralamak mı avantajlı?

11 Kasım 2016
100 bin liralık bir aracı gözüne kestiren vatandaş satın mı alsın yoksa kiralasın mı? Hangisi daha kârlı? “Araç alacaksan şirketin varsa vergiden düşersin, kiralama avantajlıdır, yoksa aman satın al” görüşü hangi koşullarda yanlış çıkıyor? İşte cevapları...

TANIK olduğum sohbetlerden biliyorum. Başlıkta sorduğum, “Aracı satın mı alsam, kiralasam mı” son dönemin gözde sorularından biridir. Tartışmalar, hesaplar sürer gider ama özetle şu yargıya varılır, “Şirketin varsa vergiden düşersin, kiralama avantajlıdır, yoksa aman satın al.”

 

Peki ama gerçekten durum böyle midir? Gelin birlikte inceleyelim.

SIFIR ARAÇ İSTİYORUZ

 

İşi iyice karmaşık hale getirmemek için önce varsayımlarla yola çıkalım.

 

100 bin liralık bir otomobili gözünüze kestirdiniz. Planınız 3 yıl bu aracı kullanmak sonra elden çıkarıp yenisine geçmek.

Yazının Devamını Oku

Kart borcunda faiz GİRDABINA GİRMEYİN

4 Kasım 2016
VATANDAŞIN EKONOMİSİ

Başlarken...

UZUN bir süredir ekonomiyle ilgili yazıp çiziyorum. Geriye dönüp baktığımda, en çok keyif aldığım haberlerim, yazılarım veya editörlüğünü yaptığım sayfalar hangileri diye düşündüğümde, bunların vatandaşın yani okurların cebine dokunan işler olduğunu görüyorum. Türkiye gibi gündemin çok hareketli olduğu bir ülkede ekonomide de her gün yeni bir gelişme oluyor. Bu gelişmelerin her biri vatandaşı yakından ilgilendiriyor. Bu köşedeki amacımız, ekonomide olan bitenlere vatandaşın penceresinden bakmak. Vergilendirilmiş kazanç ne kadar kutsalsa, vergisini ödeyen vatandaşın hakkı da bir o kadar kutsal. Vergi mükelleflerinin verdiği her kuruş verginin bir toplumsal fayda olarak ona geri dönmesi gerekiyor. Amacımız vergisini ödeyen vatandaşın hakkını sonuna kadar savunmak. Lütfen her türlü soru, sorun ve önerilerinizi ekovatandas@hurriyet.com.tr adresine gönderin.

Bu köşe sizin...

 

 

HÜKÜMETİN

Yazının Devamını Oku

İki satırla dev ayrılık

28 Ekim 2016
Boğaziçi, Akdeniz, Çamlıbel ve Uludağ Elektrik dağıtım ihalelerini alarak 3.7 milyar dolarlık dev bir ortaklık kuran Limak-Cengiz-Kolin’den çok kısa bir açıklamayla ayrılık kararı geldi. Elektrik dağıtımında ayrılan dev şirketler ‘şimdilik’ 3. havalimanı projesine birlikte devam edecek. İşte ayrılığın en büyük nedeni...

ARALARINDA İstanbul’un yeni havalimanının da bulunduğu Türkiye’nin en büyük projeleri için ihalelere birlikte giren ve aldıkları projeler için ortaklık kuran Limak-Cengiz-Kolin’in birlikteliği bozuldu. Havalimanı ve yol projelerini birlikte yürüten üç dev grup, elektrik dağıtımında işleri ayırdı. Limak, Uludağ Elektrik Dağıtım‘ı alıp ortaklıktan çekilirken Cengiz ve Kolin Boğaziçi Dağıtım, Akdeniz Dağıtım, Çamlıbel Elektrik Dağıtım’da yola birlikte devam etme kararı aldı. Üçlünün elektrik dağıtım işi için ortak kurduğu CLK şirketinden dün yapılan açıklamanın kısalığı da dikkat çekiciydi. Açıklamada, “Elektrik dağıtım ve perakende sektöründe Bedaş, Uludağ, Akdeniz ve Çamlıbel dağıtım ve perakende şirketlerinin üst çatısı olan CLK Grubu, farklı stratejilere odaklanabilmek için hisseleri yeniden yapılandırma kararı aldı. Buna göre ilgili kreditör kuruluşlar, EPDK, Rekabet Kurumu ve diğer izinlerin alınmasının ardından Limak, Uludağ EDAŞ ve Uludağ Perakende şirketlerindeki Cengiz ve Kolin hisselerini devralacak. Boğaziçi, Akdeniz, Çamlıbel EDAŞ ve perakende şirketlerinde ise Cengiz ve Kolin şirketleri, Limak’a ait hisseleri devralacak” denildi.

 

 

HAVALİMANI NE OLACAK

 

Elektrik dağıtımındaki ayrılığın havalimanı ve yol projelerini nasıl etkileyeceği tam olarak bilinmiyor. Dün ulaştığım bilgilere göre Limak-Cengiz ve Kolin, elektrik dışında ortak üstlendikleri işleri ‘şimdilik’ sürdürecek. Sözkonusu işlerin büyük bir bölümü taahhüt işi olduğu için ortaklık konusunda bir sıkıntı çıkması beklenmiyor. Bu ayrılık sonrasında kamuoyunun mercek altına alacağı en önemli proje ise 3. Havalimanı inşaatı olacak. Yeni havalimanı için yapılan ihaleyi 3 Mayıs 2013’te İGA yatırımcılarının oluşturduğu; Cengiz, Mapa, Limak, Kolin, Kalyon Ortak Girişim Grubu (OGG) 22.1 milyar Euro teklif ile kazanmıştı. İhalenin ardından projenin temeli 7 Haziran 2014’te atıldı. Havalimanının ilk etabının 26 Subat 2018 tarihinde hizmete girmesi planlanıyor.

Yazının Devamını Oku

150 milyon dolarlık dev yatırım

21 Ekim 2016
ABD’li yiyecek ve içecek devi PepsiCo’dan dev yatırım geliyor. Amerikalı şirket Türkiye’deki 6’ncı fabrikasını Manisa’da kuruyor ve 2017’de faaliyete sokmaya hazırlanıyor. Şirket yetkilileri açıklamasa da Hürriyet’in yaptığı hesaplamalara göre PepsiCo, 3. yemek fabrikası olacak tesis için 150 milyon doları aşan yatırım yapacak.

TÜRKİYE’nin uzun zamandır duymaya hasret kaldığı doğrudan dev yatırım haberi Amerikalı PepsiCo’dan geldi. Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden biri olan PepsiCo, Türkiye’deki altıncı üretim tesisini Manisa’da kuracağını açıkladı. Şirketin 3. yiyecek fabrikası olacak tesisin 2017’de faaliyete geçmesi planlanıyor. PepsiCo Genel Müdürü Levent Yüksel, PepsiCo’nun New York Borsası’nda işlem gördüğünü, yatırım tutarını orada duyurulmadan açıklayamayacaklarını söyledi. Ancak Hürriyet’in yaptığı hesaplamalar, şirketin bugüne kadar yaptığı yatırımlar göz önüne alındığında, Manisa’da kurulacak fabrikanın en az 150 milyon dolarlık bir yatırımla faaliyete geçebileceğini ortaya koyuyor.

 

100 BİN METREKARE

 

Yeni yatırım hakkında bilgi veren Levent Yüksel, şöyle konuştu: “35 bin metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 14 futbol sahası büyüklüğüne denk gelen 100 bin metrekare alana kurulacak olan PepsiCo Manisa Yiyecek Fabrikası, ‘Yalın Üretim’ uygulamalarına göre tasarlanacak ilk fabrika olacak. Bu uygulamalar; patates işleme noktasından ürün sevkıyat noktasına kadar çeşitli yenilikleri de kapsayacak. Fabrika, ayrıca farklı tip patates depolama alanı, üretim ve paketleme tesisleri, ofis alanı ve ürün deposunu da içeriyor. Türkiye, dengeli ve büyüyen ekonomisi, güçlü finansal yapısı, genç ve artan nüfusu, yetişmiş insan gücü ile PepsiCo için çok önemli ve stratejik bir pazar. Türkiye’de hâlihazırda 5 fabrikamız bulunuyor. Üretim, tarım, Ar-Ge ve satış faaliyetlerimizle 43 bini aşkın kişiye iş olanakları yaratıyoruz.”

 

Manisa’nın yatırım için önemli bir noktada yer aldığını söyleyen Levent Yüksel, şöyle devam etti: “3’üncü Teşvik Bölgesi’nde yer alan Manisa Organize Sanayi Bölgesi altyapısı bakımından yatırıma bir hayli uygun. Ek olarak, yetişmiş bir insan gücüne de sahip olan bölge İzmir, Antalya gibi büyük tüketim noktalarına yakın. İlk etapta 350 kişiyi istihdam edeceğiz. İnşaat aşamasında ise yerel olarak 500 kişiye dolaylı istihdam sağlayacağız. 2022 yılına kadar tesiste toplam 500’den fazla kişiyi istihdam etmeyi planlıyoruz. 2017 Ağustos ayına kadar bir Doritos hattını faaliyete geçirmeyi planlıyoruz. Ardından buna üç patates hattını da dâhil edeceğiz. Önümüzdeki birkaç yıl içinde tesis içerisinde toplam 6 üretim hattına sahip olacağız.”

 

Yazının Devamını Oku

En inovatif şampiyon

10 Ekim 2016
Türk bankaları geliştirdikleri yeni ürünlerle uluslararası arenada gövde gösterisi yapıyor. Türk Ekonomi Bankası (TEB) ile birlikte finale kalan Denizbank ‘Dünyanın En İnovatif Bankası’ ödülüne layık görüldü.

AMERİKA’nın üçüncü büyük şehri Chicago’daki dev konferans merkezi Mc Cormik Place’teyiz. Ödül töreni için hazırlanan sahne bir boks ringini andırıyor. Finansal hizmet sektörünün bankacılık yönetimi alanında önde gelen kurumlarından Bank Administration Institute (BAI) biraz sonra Dünyanın En İnovatif Bankası’nı açıklayacak. CaixaBank (İspanya), First National Bank’ın (ABD) yanı sıra Denizbank ve Türk Ekonomi Bankası’nın (TEB) dünya şampiyonluğu için finale kalması aslında Türk bankalarının teknolojiye yatırım ve inovatif ürün çıkarma konusundaki başarısının somut bir göstergesi. Hayli sönük bir tempoda geçen final töreni ‘Dünyanın En İnovatif Bankası’ olarak Denizbank’ın anons edilmesiyle birden hareketleniyor. Çünkü Denizbank’ın kabına sığmayan Genel Müdürü Hakan Ateş sahneye fırlayıp gür sesiyle bir konuşma yapıyor. 

 

HAT-TRICK YAPTIK 

 

Ateş, 3 yıldır üst üste Amerika ve Avrupa’da “Dünyanın En Yenilikçisi” unvanını kazanmanın büyük bir onur olduğunu dile getirerek, şunları söylüyor: “Denizbank olarak, bankacılık faaliyetlerimizi her dönemde dijitale göre dizayn ederek ve gemimizin dümenini çok uzun zaman önce bu dünyaya çevirerek uluslararası alanda benzersiz başarılar elde eden bir marka olmayı başardık. Bunun sonucunda dünya çapındaki inovasyon ödüllerine adeta ambargo koyduk. Futbol deyimiyle ifade edersek, hat-trick yaptık. Bu açıdan bakıldığında kendimizi bir bankadan çok, teknoloji marifeti ile insanların hayatını kolaylaştıran bir kurum olarak görüyoruz. Başarı hikayemizi yazmaya, sektörümüzü gururlandırmaya devam ediyoruz."

 

TEKNOLOJİ SATIYORUZ

 

Yazının Devamını Oku

‘Güçlü ekonomi’ için şimdi tam zamanı

2 Ağustos 2016
“SAVAŞ uçakları, helikopterler, silahlar, bombalar, binalar; 300 milyar lira. Belki az bile söylüyorum, daha da artabilir. Tabi orta vadede tüm maliyet çıkacak.

Örneğin, yurtdışından siparişler iptal oldu. Adamlar gelemedi. Çünkü darbeciler Türkiye’yi üçüncü dünya ülkesi görüntüsüne soktu. Sokaklarda tankların olduğu, meclisin bombalandığı görüntülerden sonra gelmiyorlar. Bütün bunların tüm maliyeti orta vadede çıkacak.”

 

Bu sözlerin sahibi Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci. Tüfenkci’nin açıkladığı rakamın abartılı-abartısız olduğu tartışmalarını bir tarafa bırakıp, faturanın azaltılması için gecikmeden harekete geçmek gerekiyor.

 

Türkiye 15 Temmuz’da Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) gerçekleştirmeye çalıştığı darbe girişimini başarıyla atlattı. Çok önemli bir demokrasi sınavı verildi. Türkiye’de artık güçlü bir demokrasinin olduğunu iktidar, muhalefet ve halk dünyaya ilan etmiş oldu. Ancak önemli bir algı sorunu olduğu da açık. Siyasilerin açıklamalarına, şirketlerin, sivil toplum örgütlerinin dış basındaki ilanlarına rağmen, Türkiye’deki darbe girişiminin farklı yansıtılmaya çalışılması gibi bir gerçek var önümüzde. Bunu düzeltmek için siyasiler kadar ekonominin aktörlerine de rol düşüyor.

 

Dün Türkiye’ye yatırım yapan 200 büyük dünya şirketinin yöneticilerinin Cumhurbaşkanı ile görüşmesi ve bu konuda dünyaya verdikleri mesaj oldukça önemli. Güçlü demokrasi sınavını başarıyla veren Türkiye’nin şimdi ciddiyetle güçlü ekonomi konusuna eğilmesi gerekiyor.

 

Yazının Devamını Oku