Sefer Levent

Yeni BMC elektrikli otobüste büyüyecek

10 Ekim 2023
2024’te 10 milyar TL’lik yeni yatırım planlıyor.

"Yeni bir BMC için çalışıyoruz ve bunun için son 2 yılda yaptığımız yatırım 3.6 milyar TL’ye yaklaştı. 2024’te de yaklaşık 10 milyar TL yatırım yapmayı planlıyoruz. BMC otomotivde Türkiye’nin en köklü sanayi kuruluşlarından biri olarak nasıl ki daha önce sektörde ilkleri başardıysa, bugün de başlattığımız inovasyon odaklı yatırımlar sayesinde büyük bir dönüşüme imza atarak elektrifikasyon çağında yeni nesil ticari araçlarıyla sektörde yine öncü olacaktır.”

Tosyalı Holding 2021 yılı Haziran ayında BMC’nin yüzde 50.1 hissesini Sancak ve Öztürk ailelerinden satın aldı. O tarihten bu yana BMC’nin direksiyonunda yukarıdaki sözlerin sahibi şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı var.



 Türkiye’nin en büyük ticari ve askeri araç üreticilerinden biri olan BMC, 60. yılını kutlayacağı 2024’ü ticari araçlarda dönüşüm yılı olarak ilan ederek çalışmalarına başladı. Şirket, Belçika’nın Brüksel şehrinde düzenlenen Busworld Brüksel 2023 Otobüs Fuarı’nda sergilediği yeni nesil otobüslerinin yanı sıra özellikle Procity 12M EV ve Neocity 8.5M EV elektrikli otobüsleri için geliştirilen teknolojileri de tanıttı.

BMC’nin davetlisi olarak gittiğimiz Brüksel’de konuşan Tosyalı, yeni bir BMC için çalıştıklarını şu sözlerle duyurdu:

Yazının Devamını Oku

İşte kira sorununu çözecek bir proje

9 Ekim 2023
"ÜLKEMİZDE karşılaştığımız hakkaniyetten uzak kira artışları ve arsa fiyat artışları barınma sorununun çözümünde büyük bir engel teşkil ediyor. Bu sebeple GYODER Erişilebilir Konut Komitesi olarak, sektör temsilcileri ile konuya vicdanen yaklaşıp buna nasıl çözüm getiririz diye 2022 Ocak ayından beri çalışma yürütüyoruz.”

Böyle girdi söze Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Mehmet Kalyoncu, arkasından ilginç saptamalarda bulundu:

- Satışa yönelik değil insanların barınma ihtiyacını karşılayabileceği kiralık konutları nasıl üretebiliriz diye kafa yoruyoruz. 

- Temmuzda GYODER Yeni Konut Modeli’nin lansmanını yaptık. Modeli anlatırken ‘kiracı olmanın’ kötü olmadığını da anlatmamız gerekiyor. Ama bunun için kiracı olmanın gerçeklerinin değişmesi lazım.

- Nitekim Türkiye’de kimse kiracı olmak istemiyor. Herkes ev sahibi olmak istiyor çok doğal bir şey. Ev sahibi ile problem yaşama, hızlı kira artışı vs haklı gerekçeler. Ama burada düzen sağlanırsa kiracılığa Avrupa’daki gibi olumlu bakabiliriz.

-  Ev sahibi olmak ile mutluluk arasında bir bağ yok. Ev sahipliği oranı Çin’de yüzde 89, Rusya’da yüzde 88, İsviçre’de yüzde 34.

Peki ama GYODER’in yeni konut modeli nasıl çalışacak? Ev sahibi olmadan kiralardaki dalgalanmalardan etkilenmeden nasıl mutlu olacağız?

- Bu model kamuya ait arsalarda özel sektörün kiralama amaçlı konut üretmesi prensibine dayanıyor. Bu arsalarda inşa edilecek konutlarda kiralar için üst limit konulacak, kiralamalar devlet denetiminde olacak. Müteahhitler projelerde yüzde 10 gibi bir kontenjanı satabilecek, ayrıca yine proje kapsamında inşa edilecek dükkan ve ticari işletmeler de satılabilecek. Modelin en belirgin özelliği arsa mülkiyetinin devlette kalmaya devam etmesi. Üst kullanım hakkı verilecek.

Kalyoncu, modelin detaylarını da paylaştı:

Yazının Devamını Oku

Borsa çakallarının soygun taktikleri

7 Ekim 2023
"ADAM ne söylese çıkıyor. Aldım dediği hisse senetleri iki haftada yüzde 40 getirdi. Sen de gir. Bir de WhatsApp grupları varmış. Esas olay orada dönüyor ama onun için komisyon falan veriyormuşsun. Ben annemlerden aldığımı da yatırdım...”

Etrafta yukarıdakine benzer sözleri o kadar çok duymaya başladık ki... Sabah yürüyüşünde önümüzden gidenlerin, metroda yanınıza oturanların, misafirliğe gelenlerin, vapur için kuyruk bekleyenlerin son dönemdeki gözde muhabbeti borsa.

Halka arzlarla başlayan, küçük birkaç hisse senedindeki sıçramayla birlikte adeta kahramanlık öykülerine dönüşen hisse senedi yatırım öyküleri aldı başını gidiyor. İşte bu ilgi ve alaka bilin ki dolandırıcıların da iştahını kabartıyor. 

Bugün Emre Eser ayrıntılarıyla haberinde duyurdu. Özellikle sosyal medya üzerinden kendini ‘borsa uzmanı’, ‘hisse analisti’ ve ‘yatırım danışmanı’ olarak gösteren bazı yüksek takipçili hesaplar takipçilerini resmen soyuyor.

Bakın borsada küçük yatırımcının canını yakan, parasını kapan sistem nasıl işliyor.

- Küçük yatırımcıyı soymaya niyetlenen organizasyon öncelikle bir borsa fenomeni yaratıyor.

- Bu fenomen feyk hesapların övgüleriyle, hoca, prof, Dr. gibi lakaplarla adeta bir borsa tanrısına dönüştürülüyor.

- Fenomen borsa çakalları hisseler hakkında yasak olmasına rağmen al, tut, sat gibi tavsiyelerde bulunuyor.

- Birkaç hisse senedindeki başarılı performansı kendi başarı öyküleri gibi sunan bu çakallar takipçilerini bir anda adeta murite çeviriyorlar. 

Yazının Devamını Oku

‘Çevreyle uyumlu madencilik mümkün’

5 Ekim 2023
"Yaklaşık 500 yıl önce İtalyan Rönesans ustası Michelangelo, ülkesinin beyaz mermeriyle ünlü Carrara bölgesinde çalışırken buradan aldığı mermerle Davut heykelini yaptı.

Hatta Michelangelo, günlüğüne şöyle yazmıştı: ‘Hayatımdaki en çılgın dilek, tüm Carrara dağını bir heykele oymak!’ Michelangelo, babasıyla birlikte Apuan Alpleri’nin eteğindeki bu küçük Carrara kasabasına taşındı. Bir duvar ustasının etkisi altında çekiç ve keski kullanmayı öğrendi. Kendi işçiliği ile bu beyaz taşı bir sanat eserine dönüştürdü. Hatta en seçkin eserlerinden ‘Davut’ heykelini Carrara’dan kendi çıkardığı mermerden yaptı. İşte İtalya da bu hikaye üzerinden mermerini pazarlıyor.”

Bu sözlerin sahibi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya. Çetinkaya, bir süredir doğa ve turizm ile iç içe bir madenciliğin de mümkün olduğunu savunuyor. 

CARRARA BEYAZI

İMİB’in davetlisi olarak gittiğimiz Carrara’nın deyim yerindeyse altı turizm üstü mermer cenneti. 50 km’yi aşkın sahil şeridi her yıl binlerce yerli yabancı turisti ağırlarken 5-6 km ötede bizzat çıktığımız dağlardaki mermer ocakları ise yüzyıllardır hizmet veriyor.

Bölgede 500 yıl önce başlayan hikayenin bugün çok büyük bir endüstriye dönüştüğünün altını çizen Rüstem Çetinkaya,

“Mermerciliğin ana vatanının Türkiye oldu. ‘Carrara Beyazı’ndan çok daha kaliteli mermerlere sahip ülkemiz, bu işin hikayesini tam olarak anlatamadığı için İtalya kadar yüksek fiyatlara ürünlerini ihraç edemiyor. Carrara’daki mermer daha iyi olduğu için değil, onlar daha iyi pazarladıkları için pahalı. Birim fiyat olarak bizim 2 katımız. Ham madde konusunda tam bağımsız olabilmek için madenlerimize sahip çıkmak ve dünyaya satmak zorundayız. Bunu yaparken de çevreyle uyumlu, sürdürülebilirliğe bağlı bir şekilde yapabiliriz” görüşünde.

MADEN OCAĞINA SAFARİ

Yazının Devamını Oku

Aile sağlık merkezleri yüksek kira mağduru

3 Ekim 2023
MAHALLEMİZDE bulunan Kadıköy 7 No’lu Aile Sağlığı Merkezi yaklaşık 12 bin hastaya hizmet veriyor.

Bünyesinde üç doktorun bulunduğu merkez kapanmak üzere. Çünkü kentsel dönüşüm kapsamına alınan hizmet verdikleri bina yıkılılıyor. ‘Ne var canım, başka bir binaya geçsinler’ demeyin. Öğrendim, mevcutta 6 bin 500 TL kira ödüyorlarmış. Yakın civarda benzer özelliklerde bir yer bakmışlar. Standartlara uygun en ucuz buldukları yerin kirası ise 40 bin TL civarındaymış. Mahallemizdeki Aile Sağlığı Merkezi’nde çalışan üç doktor bu kirayı ödeyemeyecekleri için eğer bir ay içinde başka bir çözüm bulunamazsa başka aile sağlık merkezlerine transfer olacaklar. Bizler de ya aile hekimlerimizin yeni atandıkları yerlere gideceğiz ya da yakınlarda başka aile sağlığı merkezlerine yöneleceğiz. Bu sorunu kişisel ya da lokal bir sorun olarak algılamayın. Aile sağlığı merkezlerinin sadece İstanbul’da 100’den fazla tahliye davası ile uğraştığını öğrendim. Bir tarafta az kira aldığını düşünen mülk sahipleri var diğer tarafta bulundukları yerlerden çıkmaları durumunda yeni kiralarını ödeyemeyecek durumda olan doktorlar.

KAMU İNSAFLI ÖZEL TALEPKÂR

Aile hekimliği sisteminde aile sağlığı merkezi bünyesinde hizmet veren doktorlar sınıflarına göre devletten ödenek alıyorlar. Son aldığım bilgilere göre doktor başına alınan ödenek tutarı 10 bin TL ile 24 bin TL arasında değişiyor. Doktorlar bu ödeneklerle aile sağlığı merkezinin başta kirası olmak üzere personel maaşını, SGK giderini, temizliğini, demirbaşını, sağlık merkezi sarfiyatını, temizliğini vermek, aidat vs ekstra giderlerini de ödemek zorunda. Kamudan kiralanan mülklerin kirası ve artış oranları insaflı olduğu için genelde bir sıkıntı yaşanmıyor. Ancak özelden kiralanan mülklerle ilgili ciddi sıkıntı var. Çünkü merkezlerde çalışan doktorların ödenekleri ile kiralar arasında ciddi sıkıntı var.

100’Ü AŞKIN TAHLİYE DAVASI

Konuyu İstanbul Aile Hekimleri Derneği Başkanı Esin Ayfer ile de görüştüm. Devletten aldıkları ödeneklerle elektrik, doğalgaz, personel vs masrafları karşıladıklarını belirten Ayfer, “Son artışlar nedeniyle aile sağlığı merkezlerinin kiralarında ciddi artışlar yaşandı. Özel mülk sahiplerinin istedikleri kiraları vermeyen birçok merkezimiz de davalık oldu. Sorun sadece Kadıköy’de değil Avcılar, Başakşehir, Büyükçekmece kısacası genelde yaşanıyor. Doktorlarımız sağlık hizmetinin yanı sıra 100’den fazla tahliye davası ile de uğraşıyor. Özellikle kiraların çok arttığı yerlerde yeni bir mülk bulmak neredeyse imkânsız hale geldi” diye konuştu.

Sanırım Aile Sağlığı Merkezleri’ni kiraların dalgalanmasından en çok koruyacak gelişme bu hizmet için tahsis edilen kamu bina sayısının artması olacak. Kira sorununun çözülmesi hastanelerin üzerinden büyük yük alan Aile Hekimliği Sistemi’nin aksamaması için kritik önemde.

İSTANBUL TİCARETİNİN 29 BAŞKANI

Yazının Devamını Oku

İnşaat demirine sıkı markaj

30 Eylül 2023
Başımızı soktuğunuz binalarda kullanılan demirin kalitesini biliyor musunuz?

11 ilimizi yıkıp geçen deprem sonrasında betonu çok konuştuk. Ancak binaların güvenirliliği açısından demiri bence biraz ihmal ettik. Arşivlerde kısa bir tarama yapanlar, başrolde kaçak ve hurda demirin olduğu onlarca haber bulabilir. İşte tüm bunların önüne geçecek, devrim niteliğinde çok önemli bir sistemin devreye alınması için hazırlıklar son aşamaya geldi.

Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından, inşaat demirinin üretiminden laboratuvar safhası da dahil tüm aşamalarını takip ederek kayıt altına alacak İnşaat Demiri İzleme Sistemi (İDİS) 1 Ocak 2024 itibarıyla hayata geçiyor.

NEDİR BU İDİS?

İnşaat demiri artık üretim hattından çıktığı anda özel güvenlikli işaret ile kayda alınacak ve bundan sonra da her bir adımda izlenecek.

İnşaat demiri sektöründe vergi kaybının 40 milyar liradan fazla olduğu tahmin ediliyor. İDİS ile bu vergi kaybının önüne geçilirken, vatandaş oturduğu binada nasıl ve ne kadar inşaat demiri kullandığını bilebilecek. Hem kayıt dışılığı önleyecek, devlet kazanacak, hem de vatandaş korunacak. Ayrıca sektörde yaşanan haksız rekabet de önlenecek.

Çünkü inşaat demirleri, yükleme ve indirmeler, toptancılara satışlar, toptancılardan müteahhitlere satışlar, inşaat sahasında yapı denetçilerin kontrolü ve sonunda denetçi onayı ile ürün bazında İDİS sayesinde tek tek görülebilecek.

SİSTEM NASIL İŞLEYECEK?

İnşaat demirleri güvenlikli etiket ve güvenlikli işaretler ile elektronik olarak izlenecek.

Yazının Devamını Oku

İstanbul Park’ta yeni süreç nasıl işleyecek

29 Eylül 2023
ZAMAN su gibi akıp gidiyor.

Dile kolay. Başta Formula 1 (F1) olmak üzere otomobil sporları için inşa edilen İstanbul Park’ın işletme ihalesinin üzerinden tam 10 yıl geçmiş. Küçük bir hatırlatma... F1 pistinin inşaatını İstanbul Ticaret Odası (İTO) üstlenmiş 10 yıllık işletme hakkını devretmek için de ihaleye çıkmıştı.

İstanbul Park’ın 10 yıllık işletme hakkı ihalesi 10 Ekim 2012’de yapılmıştı. Bu ihalede yıllık 9.1 milyon lira + KDV ile en yüksek teklifi veren İstanbul MC Yarış Sporları 2.6 milyon liralık ilk ödemeyi yapmamış, ihale 9 milyon lira + KDV ile ikinci en iyi teklifi veren Eylül Tarım Oto Kiralama’ya (Intercity) kalmıştı.

Geçtiğimiz günlerde bir grup gazeteci Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) Başkanı Eren Üçlertoprağı ve Başkan Vekili Nisa Ersoy ile buluştuk. Buluşmamızın ana konusu ise İstanbul Park oldu.

Gizlisi saklısı yok. TOSFED ile pistin işletmecisi Intercity’nin patronu Vural Ak’ın arası çok uzun süredir açık. TOSFED pistin amacı doğrultusunda kullanılmadığını, otomobil sporcularının pisti kullanamadığını, burada yarışamadığını söylüyor.

İstanbul Park’ın işletme süresinin 18 Temmuz 2023 tarihinde sona erdiğine dikkat çeken Üçlertoprağı, buna rağmen Intercity’nin faaliyetlerini sürdürdüğünü söyledi.


Eren Üçlertoprağı

SÖZLEŞME SONA ERDİ

Yazının Devamını Oku

Başkanı endişelendiren tablo

28 Eylül 2023
***

İSTANBUL Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın önceki gün Türkiye’nin en büyük 500 şirketini (İSO 500) açıkladığı konuşmasının bir bölümüne takıldım kaldım.

Gelin önce o bölümü aynen aktarayım:

- Günümüzde küresel rekabetin yolu Ar-Ge ve inovasyondan geçmektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin önümüzdeki dönemde bu doğrultuda bir sanayileşme perspektifi benimsemesi kaçınılmaz. Bu noktada sanayicilerimizin de bu perspektifi içselleştirmesi ve gerekli çaba ve yatırımdan kaçınmaması gerekmektedir.

- İSO 500’deki Ar-Ge harcaması yapan kuruluşların sayısına bu çerçeveden baktığımızda, sanayimizin bu alanda daha istekli olması gerektiği açık. Çünkü İSO 500 içinde Ar-Ge yapan kuruluş sayısında, 2013’ten itibaren görülen kademeli artışın, 2018’den sonra durağanlaştığı görülüyor. 2021’de 265 olan Ar-Ge yapan kuruluş sayısı, 2022’de 260’a gerilemiş.

- Bu şirketlerimizin 2022 yılında yaptıkları Ar-Ge harcamalarının 16 milyar TL’yi aştığını görüyoruz. Bu durum 2021’e göre yüzde 80’nin üzerinde bir artışa işaret etse de, yine tablomuzda gördüğünüz üzere sanayi kuruluşlarımızın satışlarının giderek daha küçük bir bölümünü Ar-Ge harcamalarına ayırmaları düşündürücü.

Aynen öyle... Türkiye önüne çok önemli hedefler koyuyor. Büyümenin tırmanması, ihracatın artması, cari açığın azalması vs. Nasıl olacak bunlar? Öncelikle daha çok ve kaliteli üretimle... Oysa İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’ın önceki gün önümüze getirdiği tablo önümüzdeki döneme ilişkin ciddi bir alarm veriyor. Tez zamanda dikkate alıp gereğini yapmazsak, teknolojimizi geliştirmez inovatif ürünlere yönelmezsek yurtdışından transfer yapmaya devam edersek işimiz zor. Bu kadar yüksek ve genç bir nüfusa sahip ülke olarak başarımızın yolu yükte hafif pahada ağır ürünler üretmekten geçiyor. Bunun için Araştırmak ve Geliştirmek yani Ar-Ge yapmak zorundayız.

Sanayiciyi tekrar Ar-Ge rotasına sokmak için bir an önce teşvik mekanizmaları gözden geçirilmeli. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’ın önümüzdeki dönemde bu konuyu gündemde tutacağına eminim. Haksız da sayılmaz. Geçen yıl İSO 500’deki şirketlerin üretimden satışların yüzde 119 artması ne kadar önemseniyor ve başarı olarak adlandırılıyorsa Ar-Ge harcamalarının seyrindeki düşüş de o kadar endişe verici.

Unutmayalım yeni teknolojilerin keşfedilmesi, mevcut ürün ve hizmetlerin iyileştirilmesi için sürekli bir çaba yani Ar-Ge gerekiyor. Yoksa bu işi daha iyi yapanlar teknolojide, verimlilikte, maliyette özetle rekabette avantaj sağlayıp elinizdekini alıveriyor.

Yazının Devamını Oku