Siyasette 15 Temmuz üzerindeki ayrışma derinleşiyor

Her yıl 15 Temmuz’un yıldönümü, Türkiye’nin bundan altı yıl önce hedef olduğu darbe girişimi üzerinde hafızalarımızı tazelemek, bu hadisenin bir muhasebesini yapmak bakımından yararlı bir vesile yaratıyor.

Haberin Devamı

Gelgelelim, bu yıldönümlerinde siyasi alanda 15 Temmuz üzerinde yaşanan ayrışmanın her yıl biraz daha derinleşmekte olduğuna da tanıklık ediyoruz.

Darbe girişiminin fiilen gerçekleştiği gün ve hemen sonrasındaki günlere döndüğümüzde, Türkiye’de büyük bir dayanışmanın vücut bulduğunu görüyoruz.

15 Temmuz gecesi kalkışma sırasında TBMM’nin açık tutularak, F-16 savaş uçaklarının Meclis’i bombalamasına rağmen iktidar ve muhalefet milletvekillerinin bu saldırıya karşı birlikte sergiledikleri direniş, şimdiden Türkiye’de demokrasi tarihinin en değerli sayfalarından biri olarak kayda geçmiştir.

TBMM’DE DÖRT PARTİDEN TARİHİ BİLDİRİ

Darbenin hemen ertesi günü TBMM’de grubu bulunan dört partinin ortak bir bildiri yayımlayarak bu girişimi kınaması aynı dayanışma ruhunun bir uzantısıydı.

Haberin Devamı

Bizler, Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi grupları olarak aziz milletimizin kendisine, milli iradeye, devletimize, özellikle de millet iradesinin temsilcisi olan milletvekillerine ve Gazi Meclis’e yönelik 15 Temmuz gecesi başlatılan ve 16 Temmuz sabahı etkisiz hâle getirilen darbe girişimini ve Meclis’e yönelik saldırıları şiddetle kınıyoruz” diye başlayan bu bildirinin en can alıcı bölümlerinden biri şuydu:

Milletimiz müsterih olsun. Milletin Meclisi ve milletvekilleri milletin emanetini yere düşürmemiştir ve düşürmeyecektir.”

Tabii aklımıza hemen 7 Ağustos 2016 tarihinde düzenlenen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra davetli olarak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da kürsüye çıktığı Yenikapı’daki tarihi miting geliyor. Ve bu mitingden sonra Türkiye’de siyaset diline yerleşen “Yenikapı Ruhu” söylemi...

Bu söylem önemli ölçüde Türkiye’de her kesimin 15 Temmuz darbe girişimi karşısında aynı ortak paydada buluşmuş olduğu gerçeğini ifade ediyordu.

HER YIL BİRAZ DAHA FARKLILAŞAN 15 TEMMUZ ANMALARI

Buna karşılık, sonrasında neredeyse her yıldönümünde iktidar ile muhalefet arasında 15 Temmuz’a bakışa ilişkin makasın kademe kademe açılmakta oluşunu da izliyoruz.

Haberin Devamı

Şöyle ki, 2017 yılında 15 Temmuz’un birinci yıldönümünde TBMM Genel Kurulu’nda darbe girişimiyle ilgili özel bir oturum düzenlenmiş, kürsüden bütün parti grupları adına konuşmalar yapılmıştır.

Bir sonraki ikinci yıldönümünde, 2018 yılında özel bir oturum düzenlenmemesi eleştirileri beraberinde getirmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz 2018 tarihinde İstanbul’daki Şehitler Köprüsü’nün girişinde düzenlenen bir organizasyonda büyük bir kalabalığa hitap etmiştir.

Üçüncü yıldönümünde 15 Temmuz 2019’da TBMM’de yeniden özel oturum düzenlenmiş, ancak konuşmalar sırasında muhalefet partileri tarafından getirilen sert eleştiriler ve bunlara iktidar kanadından verilen yanıtlar üzerinden son derece gergin bir atmosfer ortalığı kaplamıştır.

Haberin Devamı

Dördüncü yıldönümü 15 Temmuz 2020 tarihinde pandemi dönemine rastlamış, bu kez TBMM bahçesinde birinci bombanın düştüğü noktadaya yerleştirilen cam küre ve hemen yanındaki 15 Temmuz Şehitler Anıtı’nın önünde tören düzenlenmiştir.

Burada konuşmacı olarak yalnızca Cumhurbaşkanı Erdoğan ve TBMM Başkanı Şentop’a yer verilmesi muhalefetin eleştirilerine yol açmıştır. Bu arada tartışmalara katılımcılardan PCR testi istenmesi gibi bir boyut da eklenmiş, sonuçta CHP bu etkinlikte hazır bulunmamıştır.

Geçen yıl beşinci yıldönümüne gelindiğinde, bir kez daha bahçede ve konuşmacıların yine Erdoğan ve Şentop olduğu anma töreni uygulaması tekrarlandı. Bu törende İYİ Parti, HDP, MHP ve BBP’den temsilciler yer aldı. Bu törene katılmayan CHP’liler ise öncesinde TBMM bahçesinde aynı yere giderek cam küreye karanfil bıraktılar, kendi alternatif anmalarını yaptılar.

Haberin Devamı

Yaklaşık bir saat arayla TBMM bahçesinde aynı yerde iki ayrı anma yapılması, 15 Temmuz’un siyaset cephesinde ne kadar büyük bir ayrışmaya konu olduğunu göstermesi bakımından önemli bir kırılmaya da işaret ediyordu.

GEÇEN CUMA GÜNÜ MECLİS’İN BAHÇESİNDE...

Geçen hafta cuma günü kalkışmanın altıncı yıldönümüydü. Resmi anmanın ana bölümü geçen yıl TBMM bahçesindeki programının aynen tekrarıydı. Gönderilen davetiyelerde anmaya Cumhurbaşkanı Erdoğan ve TBMM Başkanı Şentop’un katılacağı yazılıydı. Ancak, sonradan programda değişikliğe gidildi ve Erdoğan TBMM’deki etkinliğe katılmayıp İstanbul’a giderek Saraçhane Meydanı’nda düzenlenen mitingde konuştu. Ankara’da TBMM bahçesindeki törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay katıldı.

Haberin Devamı

TBMM’de grubu bulunan İYİ Parti ve MHP de temsil edildi bu törende. Bu anmalarda 2020’den sonra düzenli bir şekilde hazır bulunan HDP katılım konusunda parti olarak görevlendirme yapmakla birlikte, TBMM’nin HDP’li Başkanvekili Nimetullah Erdoğmuş sağlık gerekçesiyle mazeret bildirdi.

Geçen yıl TBMM bahçesindeki cam küreye karanfil bırakıp kendi anmasını yapan CHP, geçen hafta cuma günü bu etkinliği tekrarlamadı. Konuştuğum CHP kaynakları, geçen yıl TBMM açık olduğu için bu etkinliğin düzenlendiğini, bu kez TBMM tatilde olduğu için yapılmadığını belirttiler. CHP’liler resmi anmaya yalnızca Erdoğan ve Şentop konuştuğu, ana muhalefet dinleyici durumuna düşürüldüğü gerekçesiyle katılmıyor.

‘CUMHUR İTTİFAKI’ ÜZERİNDEN 15 TEMMUZ ANLATISI

Tabii geçen cuma günü düzenlenen anma etkinlikleri içinde üzerinde en çok konuşulanı, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından İstanbul’da Saraçhane Meydanı’nda düzenlenen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MHP lideri Devlet Bahçeli ile birlikte katıldığı açık hava toplantısıydı.

Erdoğan’ın burada yaptığı konuşmanın dikkat çeken taraflarından biri, “Cumhur İttifakı”nın bir hayli kuvvetli bir vurgu almasıydı. Erdoğan, örneğin “Cumhur İttifakı olarak bu mücadeleyi o gece nasıl ispatladıysak şunu bilelim ki, bundan sonraki süreçte de aynen ispatlamaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Konuşmanın önemi, bu yönüyle 15 Temmuz 2016’da sergilenen direnişi doğrudan “Cumhur İttifakı” üzerinden tanımlayan bir anlatının belirmesiydi. Erdoğan’ın geçen yıl yaptığı 15 Temmuz konuşmasına bakıldığında, bir “Cumhur İttifakı” vurgusu yer almıyor. Oysa geçen cuma Saraçhane Meydanı’ndaki konuşmasında tam yedi kez “Cumhur İttifakı”na atıf yapıyor Cumhurbaşkanı.

Ayrıca, 15 Temmuz anmasında 2023 seçim hedeflerine de değinerek, “Cumhur İttifakı’nın inşallah bu seçimlerden zaferle çıkacağına ben inanıyorum” diye konuşuyor Erdoğan

Sonuçta altıncı yıldönümünde, 15 Temmuz darbe girişiminin,  Türk siyasetinde başlangıçta izlediğimiz üzere geniş bir mutabakatın konusu olmaktan çıkıp, ülkedeki yaygın kutuplaşmanın unsuru olan bir ayrışma alanı haline gelmekte olduğunu görüyoruz.

İstanbul’da Yenikapı ile Saraçhane arası, yürüyüş mesafesi kadar kısadır. Buna karşılık, siyasette bu mekânlarla özdeşleşmeye başlayan söylemler arasındaki uzaklık, mevcut koşullarda kapatılamayacak kadar büyümektedir. Ancak tarih, kuşkusuz büyük hadiseler hakkında hükmünü verirken her zaman kendi ölçüleri üzerinden hareket etmektedir.

 

Yazarın Tüm Yazıları