Paylaş
Bu hafta ülkenin gündemi çok yoğun. Bu demektir ki biz gazetecilerin de 24 saati dolu geçecek. Hükümetin kurulması ile ilgili gelişmeleri izliyoruz. Temaslar, mesajlar tarafların görüşünü netleştirmekte temkinli davrandıklarını gösteriyor.
Herkes birbirini kolluyor.
Süleyman Demirel, liderlerle görüşüyor, mesajlarını aktarıyor, onların önerilerini alıyor.
Dünya ve Türkiye hükümetin bir an önce kurulmasını bekliyor.
Hürriyet, liderlerin yorumlarını, ülkenin durumunu bütün ayrıntısıyla okurlarına iletiyor.
Böylece okurlar da, kamuoyu da bu bilgilerin ışığında sanırız partileri, liderleri değerlendiriyor.
Hürriyet, her zaman olduğu gibi bütün karşıt düşünceleri sayfalarına yansıtıyor.
Haftanın çözüm bekleyen ikinci sorunu da, Apo Olayı'nın bir netlik kazanması.
Avrupa bir taraftan, ateş topu terörün kâğıttan kaplanını başından def etmek için kara kara düşünüyor.
Öte yandan, konuyu başka çizgiye çekme çabalarında olduğunun ipuçlarını veriyor.
Olayı sadece kendi açısından değerlendiren, objektif bakmaktan korkan Avrupa, bizi oyalamakla vakit geçiriyor.Bu hafta onun için de bir karar haftası niteliği taşıyor.
Terörle bir yere varılamayacağını tarih ispatladı, teröristlerin korkunç sonu da aynı tarihin sayfalarında.
Üstelik Avrupa ülkelerinin kendi aralarında terör suçlularını iade ederken Türkiye'yi bunun dışında tutmaları gerçekten, övülen uygarlığın ardında bir çifte standardın varlığını gösteriyor.
Galatasaray'ın Juventus maçı da geçen haftadan bu haftaya taşınan bir başka sorun.
Karar değişmezse Juventus, Türkiye'ye gelecek. Böylece İtalya'nın yaptığı spekülasyonlar da bıçak gibi kesilecek.
Türkler'in konukseverliğinin yanı sıra yabancılara davranışı konusunda da bütün yabancı futbolcular buradan iyi anılarla ayrılacaklar ve yanlış düşündüklerini kendi kendilerine itiraf edecekler.
Dileğimiz, onların ülkelerine döndüklerinde bu olumlu düşüncelerini oradaki medyaya yansıtmaları.
Biz inanıyoruz ki, Juventus'lu konuklarımız geldiğinde o gün hepimiz tek ses olarak konukları ağırlayacağız. Duygularımızın tutsağı olmayacağız.
FARKLI BİR YAZARDI
ARKADAŞIMIZ Yavuz Gökmen'i geçen hafta ebedi mekânına uğurladık.
Candan, sevgi dolu, sevecen bir insandı.
Fikirleriyle, yaşamıyla farklı bir çizgide gazeteci-yazardı. Yaşamında bu çizginin getirdiği bütün renkliliği taşırdı.
Sevenleri, onu art düşüncesi olmayan, düşündüğü, hissettiği gibi yazan bir kalem olarak tanımladılar.
Eksikliğini hissedeceğiz.
Tanrı, ailesine ve arkadaşlarına sabır versin.
Mutlu haftalar dileğiyle.
Paylaş