“Sen Git Aşk Bana Kalsın” ve hemen arkasından yeni yazılar eklenmiş “Aşk Bize Yakıştı”, Nemesis Kitap’la birlikte yeniden yayımlanıyor. Coşkundeniz bakın nasıl anlatıyor:
“17 yıl sonra bu kitapları yeniden basmaya karar verdiğimizde dayandığımız en önemli nokta yazıların zamana ve mekana bağlı olmamasıydı.
İletişim şekil değiştirmiş olsa da duygular aynı. Yine kavuşamayanlar, acı çekenler, hayal kırıklığı yaşayanlar var.
Yine mutluluğu bulanlar, aşk nedeniyle bulutların üzerinde uçanlar, sevenler, sevilenler, dillere düşmüş sevdalar var. İstiyorum ki, okuyucular bir gün kendini anlatmak istediğinde bu kitapları eline alsın, bir yazı seçip okusun karşısındakine.
İstiyorum ki, ne olursa olsun duygularını dinlemekten, anlatmaktan vazgeçmesinler.”
Festivali düzenleyen Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı Başkanı İrfan Demirkol, tüm başarılarına inat mütevazı bir karakter.
Düzenlediği festival Türk sinemasına destek veriyor ve izleyiciyi dünya sinemasının seçkin örnekleriyle buluşturuyor.
Festivalde izleme şansı bulduğum Çağıl Bocut’un yönetmenliğini yaptığı ilk uzun metraj filmi “Sardunya” psikolojik gerilim unsurları taşıyan bir hikayeye sahip.
Babalar ve evlatları arasındaki iletişimi ölüm, adalet ve etik kavramları üzerinden ele alan filmin oyuncu kadrosunda İlayda Elif Elhih, Ali Seçkiner Alıcı, Evren Duyal, Zeyno Eracar, Tansu Biçer ve Ahsen Eroğlu yer alıyor.
Sabırsızlık Zamanı
Festivalde görüşme fırsatı bulduğum, oyuncu ve yönetmen Aydın Orak’ın yazıp yönettiği “Sabırsızlık Zamanı” filmi dünyanın büyük film festivallerinden Varşova Film Festivali Ana Yarışma’ya seçilmiş.
Oyuncu kadrosunda İştar Gökseven, Pelin Batu, Feride Çetin, Ali Seçkiner Alıcı ve Rıza Sönmez’in yer aldığı film Antalya Altın Portakal Film Festivali Film Forum Work in Progress Platformu’nun “En İyi Film” ve “Başka Sinema Dağıtım Ödülü” olmak üzere iki ödülle ayrılmıştı.
13 Kasım’daki çevrim içi buluşmanın kayıtları sürüyor.
Günışığı Kitaplığı’nın düzenlediği, Türkiye Yayıncılar Birliği’nin desteklediği konferansa; kitaplara yaratıcı emek veren yazar, editör, çevirmen ve sanatçılar, yayınevi çalışanları, telif ajansları, kitapçılar, dağıtımcılar, e-ticaret firmaları, dijital çözüm firmaları, tedarikçi firmalar, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, kütüphaneler ve medyadan yetkililer katılıyor.
Konferansın açılış konuşmasını, edebiyatımızın çok sevilen şairlerinden
Birhan Keskin, kapanışını da Nobel ödüllü dünyaca ünlü yazar Orhan Pamuk yapacak.
Yayıncılığımızın
gelişmesi, standartlarının yükselmesi için bu tür konferanslar önemli.
Ünlü sinema yönetmeni merhum Halit Refiğ’in eşi Gülper Refiğ’le karşılaşmak bana çok iyi geldi.
Gülper Refiğ, “Halit Refiğ Sineması”nı anlattı, eşinin yarım kalan projeleri olduğunu ve bunları tamamlamak istediğini dile getirdi. Festivalde oyuncu Arzu Yanardağ’a da rastladım.
Bakın neler söyledi: “İnönü Üniversitesi Kısa Film Festivali’nde jüri üyesi olmaktan onur duydum. Malatya’da olmaktan büyük keyif aldım. Daha önceki gelişlerimde çok fazla gezme fırsatım olmamıştı. Bu sefer şehri doya doya gezdim. Tarihi, lezzetli yemekleri, sıcakkanlı insanlarıyla Malatya’nın yeri çok başka. Festivalde emeği geçen herkese teşekkür ederim.”
Festivalden eve dönerken güneşin ve sanatın enerjisini beraberimde taşıyordum.
Notaları bilen ağustos böceği
Müziğin dilinden anlayan, notaları bilen ağustos böceği, bildiklerini acemi çobana öğretmeye hazır. Böylece çoban, koyunlarıyla iletişim kurarken müzikten faydalanabilecek.
İşte Esme Aras da bu merakına yenilmiş ve tek tek yazarların kapısını çalmış. Onlarla bu soruların yanıtlarını almak üzere söyleşiye oturmuş. Sohbetin merkezinde edebiyat var ama mekan olarak da Ankara.
Pastaneleri, lokantaları, sinemaları, parkları ve sokaklarıyla birer anı sığınağı Ankara’yı...
“Yaz’Ankara” kitabında genç edebiyatçılarımızdan ustalara kadar pek çok isimle yapılmış röportajlardaki bazı isimler: Pınar Kür, Erendiz Atasü, Necati Tosuner, Nazlı Eray, Feyza Hepçilingirler, Gülten Dayıoğlu, Cemil Kavukçu, Atilla Şenkon, Ayten Kaya Görgün...
Edebiyatçılarla söyleşi yapınca da ortaya yine bir edebiyat eseri çıkıyor haliyle. Yaşar Kemal’in dediği gibi “Röportajı bir edebiyat dalı saymak ne, röportaj bal gibi edebiyattır.” Esme Aras da bu röportaj ustasına yakışır bir iş yapmış.
Türkiye Yayıncılar Birliği’nde yeni dönem
Geçtiğimiz günlerde Türkiye Yayıncılar Birliği’nin genel kurulu yapıldı. 2021-2023 dönemi yönetiminin oylandığı kurulda, editör Nazlı Berivan Ak genel sekreter olarak yönetimde göreve başladı.
Ayşe Nur Mıhçı, bakış açısı yine başrolde. Ege’nin kültürünü, Egeli bir aileden dinlemek ve buradan çıkan yemekleri tatmak şahane bir deneyim olacak. Söz konusu yemeklerin büyük bir kısmı yazarın ailesinden gelen tariflerden oluşuyor.
Ayşe Nur Mıhçı, 15 yıl önce geldiği Alaçatı’da mutfağımızın, evimizde pişirdiğimiz yemeklerin eksikliğini hissetmiş.
Oğlu Kerem Mıhçı ile Asma Yaprağı’nı açmışlar. Ege mutfağının hem bildiğiniz, hem de belki hiç duymadığınız tatlarını derleyen Ayşe Nur Hanım’ın kitabını sabırsızlıkla bekliyorum.
Ayrıca bir zamanlar çoğumuzun evinde yer alan otantik yorganları, şimdi de Asma Yaprağı’nın kütüphanesinde görmek şahane.
Kütüphanede yorgan fikri Ayça Sarc’a ait.
“Ulusal Uzun Metraj Yarışma” filmlerinden “İki Şafak Arasında”yı çok sevdim çünkü yönetmen Selman Nacar filmde, babasının iş yerinde yaşanan kazanın ardından Kadir’in yaşadığı 24 saatlik süreci 'vicdanlı' bir şekilde anlatmayı başarmış.
Geçen hafta Tayfun Pirselimoğlu imzalı “Kerr” filminden bahsetmiştim.
Filmi izledikten sonra bir kez daha yanılmadığımı gördüm çünkü edebi tatta yapılan her film sizi kendi kuyunuzdan çıkarmaya yardımcı oluyor. Filmi izlerken, yazarın romanlarını hatırlıyorsunuz. Sıradan insanların dertleri ilginizi çekiyorsa bu filmi izleyin derim. Yoğun, duygulu ve disiplinli bir oyuncu olan Jale Arıkan’ı filmde görmek heyecan vericiydi.
Doğamız olmazsa olmaz
Hüseyin Çağlar İnce, turizmde doğa farkındalığı yaratmak üzere sektörün önde gelen kuruluşlarıyla birlikte ürettiği projelerle sürdürülebilir turizm adına misyon yüklenen bir yazar. Kendisiyle Antalya’da tanıştım.
Dan Brown kitaplarının en sevilen kurgu karakterlerinden Robert Langdon’ın gençlik yıllarında geçen dram-gerilim türündeki dizide, Langdon karakterini Ashley Zukerman canlandırıyor.
Aksiyon ve maceranın bir an olsun eksik olmadığı “The Lost Symbol”, kaçırılan yakın arkadaşı Peter Solomon’u kurtarmak için saklı kalmış tarihin ve o güne dek görmediği yerlerin gizli dünyasında inanılmaz bir gerçekle yüzleşmesi gereken simge bilim profesörü Robert Langdon’ın hikayesini anlatılıyor.
Antalya’da en çok merak ettiğim film
58. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde biletler satışa çıktığı ilk gün 7 saat içerisinde tükendi. Antalya halkının yoğun ilgi gösterdiği festivalde, Türkiye’de ilk gösterimleri yapılacak “Ulusal Uzun Metraj Film Yarışma” filmleri için AKM Aspendos Salonu’nda yeni gösterim seansları açıldı. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en çok merak ettiğim filmlerden birisi “Kerr”. Geçenlerde filmin yönetmeni Tayfun Pirselimoğlu’nu aradım, kendisi Atina’daydı. Edebiyat uyarlaması çekmek hiç kolay değil. Filmdeki Can karakteri, babasının cenazesine giden, orayı da bir türlü terk edemeyen bir karakter. Film, büyük ölçüde romana yaslanıyor. Can, bir suçla itham edildiğini öğrendiğinde dehşete kapılır ve kasabadan kaçmaya karar verir. Bu arada Pirselimoğlu’nun “Malihülya” romanı yakında Yunanca yayımlanıyor, yolu açık olsun.
Kurtuluş Savaşı külliyatına önemli bir katkı
Kurtuluş Savaşı’yla ilgili roman sayımız yeterli değil ne yazık ki. Turgut Özakman’ın “Şu Çılgın Türkler”i başta olmak üzere çok değerli eserler ancak bir elin parmakları kadar. İstiklal mücadelemize odaklanan gazeteci Mehmet Uluğtürkan’ın yazdığı Doğan Kitap’tan çıkan “Madalyasız” ve İnkılap Kitabevi’nden çıkan “Kayıp Sancak” bu yönde Türk edebiyatına kazandırılmış iki güzide eser oldu. Çıkmasının üzerinden henüz iki ay geçmeden “Kayıp Sancak”ın beşinci baskıya ulaşması okurun bu alana olan ilgisini gösteriyor.