Ferdi Tayfur’un diyeti

TSK, LÖSEV, Darüşşafaka’ya bıraktığı mirası sanki bir iyilik dalgasına sebep oldu; hayranları Uganda’da hayır yemeği verdi, Bangladeş’te su kuyusu açtırıyor Ferdi Tayfur adına.
Bu durumdan memnun olmayan iki kişi var:
Kızı Tuğçe ve kendisine böbreğini veren oğlu Timur.
Öyle ki adamcağızın mevlidi bile iki farklı camide yapılacak.
Bu böbrek verme meselesine ben de takılmıştım. “İnsan nasıl olur da kendisine böbreğini veren evladına miras bırakmaz” diye düşündüm.
Birincisi; çocukları için yapacağını hayattayken zaten yapmış Ferdi Tayfur.
İkincisi bu böbrek naklinden sonra oğlunun yaptığı paylaşımlar.
Babası için ağza alınmayacak laflar etmiş Timur: “Her gün diyalize giriyordun şerefsiz. Tatlıses senden namuslu. Böbreği geri ver!”
Ya ne ağır bir durum. Dün Tuğçe Tayfur bir kanala çıkıp abisi Timur’un öyle şeyler yazmadığını iddia etti. Yine de Ferdi Baba, tıbben imkânı olsa, eminim çıkarır verirdi böbreği.
Ömer Seyfettin’in “Diyet”ine benziyor. N’apsın, “Koca Ali” gibi kolunu mu kesip atsın adam? Evlatları ne çektirmişler ya adama... Verdikleri böbreği bile burnundan getirmişler.

Yananı görür Allah

“Bir daha saçıma boya sürmeyeceğim, kimyasal yanık oldum” diyerek yüzünün halini paylaşan Yıldız Tilbe, evde saç boyayan birçok kadını da endişeye sevk etti.
Gazeteler, haber siteleri harıl harıl saç boyamanın tehlikeleri konusunda uzman görüşleri yayınlıyor.
Yahu bu paniğe gerek yok bence. Çünkü Yıldız Tilbe normal bir saç boyacısı değil ki. Gecenin bir vakti saçını turuncu, mor, mavi gibi “zor” renklere boyuyor, o halde paylaşıyor. O saatte o kafayla doğru ölçü mü kullanıyor, tarihi geçmiş ürün mü karıştırıyor, meçhul.
Sanki imkânı yok; kuaföre gidemiyor, saçını boyaması için eve birini çağıramıyor. Daha yeni 6 milyona Volvo aldı...
Tilbe’ye geçmiş olsun tabii de... Siz-ben aynı kategoride değiliz. Umalım da kıysın artık boya parasına.

Demek alıcısı var

27 yıllık eşi Arzum Onan’dan 2 yıl önce boşanan Mehmet Aslantuğ, psikolog Canan Şahin’le ilişkisini şiiri andıran bir yazıyla ilan etti duyanlara duymayanlara:
“Bir bakış bile yetermiş ya her şeyi anlatmaya
E yetmesin mi?
Çıkar bakışmayı mesela sevgiden
Olmaz ki
Velhasıl bakışarak geldik, bakışarak gideceğiz
O halde hoş geldiniz
Bedeni unutmuş bir zihnin dansla terapi edilebildiğini
Nihayet siz öğrettiniz...”
Tamam, romantizm-duygu-sanat-şiir hepsi kabul ama...
Bir Yılmaz Erdoğan, bir de Mehmet Aslantuğ seviyorlar bu şiirsel metinleri.
Ha deseniz Üçüncü Yeni...
Belli ki alıcısı var; ben almayayım, alana da mani olmayayım.
Ayrıca ne o “nihayet”ler falan?
İnsan, eskiyi ezmeden de yeniyi yüceltebilmeli.

Geleceğin kadın liderleri

Eğitim, kariyer için tek başına yeterli değil maalesef. Ne kadar iyi bir eğitimi olursa olsun, gençlerin başarılı bir iş hayatı için sahip olması gereken bazı donanımlar var. Bunlar özgeçmiş hazırlamaktan mülakat tekniklerine, network oluşturmaya kadar çeşitlilik gösteriyor.
Boğaziçi ve Sabancı üniversitelerinin akademik desteğiyle hazırlanan Womentum programı, bu noktada erkek öğrencileri kıskandıracak cinsten.
Genç kadınları geleceğe hazırlamak için oluşturulan bu online program, üniversite 2 ve 3’üncü sınıflarıyla meslek yüksek okullarının son sınıfında okuyan kadın öğrencileri hedef alıyor.
Kadın öğrencilere ücretsiz olarak verilen 10 haftalık eğitimde empati, iletişim, eleştirel düşünme, iş hayatında kadın olmak gibi başlıklar ele alınıyor. Dersler alanında uzman kişiler tarafından işleniyor.
Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Womentum programı için son başvuru tarihi 26 Şubat.

Turabi’nin çevreye verdiği rahatsızlık

Kadın düşmanı ve müstehcen “Wine Me, Dine Me” şarkısına erişim engeli getirilen Turabi, yenisini çıkardı: “Dur Abi, Sus Abi”...
Bu kez “erotik türkü”den, “abidik rap”e geçmiş gibi.
Buradan Acun Ilıcalı’ya sesleniyorum:
Survivor’a alıp ıssız, uzak adalara mı götürürsün, kafeslerde mi dövüştürürsün, sırf ona uygun yeni yarışma mı icat edersin...
Yeter ki stüdyo, mikrofon, internet, kayıt, telefon falan bulamayacağı bir yer olsun.
Bu adamı başımıza sen sardın, kurtarmak da senin görevin.