Dokunmayın delikanlıların saçlarına

Haftanın mutlu sonla biten haberi, Bursa’da evden kaçtıktan 5 gün sonra bulunan 13 yaşındaki Burak Koçak’ın hikâyesi.

Haberin Devamı

İnsan gülümsemeden edemiyor: Burak, jandarma tarafından 5 gün arandıktan sonra arkadaşının evinde, giysi dolabının içinde bulundu.
Evlerinde kaldığı ailenin de haberi yok. İki kafadar planlamışlar bunu.
Ev sahibi olan kafadar, giysi dolabında ağırladığı misafir kafadara 5 gün boyunca yiyecek-içecek taşımış. Disney filmi gibi.
Ailesinin aklı çıkmıştır herhalde korkudan.

Dokunmayın delikanlıların saçlarına

Çok geçmiş olsun.
Burak’ın evden kaçma sebebi daha da ilginç: Kaçmış, çünkü saçlarını istemediği şekilde kestirtmiş ailesi. Bu yüzden de tartışmışlar.
Evet ya, dokunmayın delikanlıların saçlarına. O yaşlarımı hatırlıyorum da, ne önemliydi bizim için...
Ensemde gizlice besleyip büyüttüğüm, çirkin mi çirkin bir tutam saçım vardı.
Kapüşona, kaşkola ne kadar saklarsan sakla. Müdür Haluk Bey’den kaçar mı?
Ensemdeki o tutamaçtan kedi yavrusu gibi yakalayıp derhal berbere yollardı.
Kapıda Haluk Hoca’ya yakalanmayacağız diye az mı duvardan girip çıktık okula...
Peki başlıkta neden “delikanlıların” saçlarına dokunmayın dedik?
Erkekler o yaşta saçlarına çok önem veriyor da kızlar vermiyor mu? Veriyor tabii.
Ama onların ömür boyu saçı oluyor, erkeklerin çoğunun saçı, yolun yarısından önce dökülüp gidiyor.
Bırakın varken ne yaparsak yapalım bari.

Haberin Devamı

Kadına sınır ötesi şiddet

Dokunmayın delikanlıların saçlarına

Bunu da başardık: Kadına şiddet konusunda boyut atladık, artık olaylar başka ülkelerin adli makamlarında.
Türkiye’de dolandırıcılık suçundan aranan otel işletmecisi ve galerici Gökhan Seven, Yunanistan’ın Mykonos adasında eşi Duygu Seven’i dövdü.
Duygu Hanım kendisinden şikâyetçi oldu; gözaltına alındı.
Ailece seyahat ettikleri 35 metrelik yat, Yunan Sahil Güvenlik iskelesine çekildi.
Bu işlemler sırasında Seven’in kırmızı bültenle arandığı da ortaya çıktı.
Türkiye’ye iadesi gündemde.
Kendi makamlarımızı, polisimizi, çevremizi, komşularımızı bunlarla oyaladığımız, uğraştırdığımız yetmedi, yurtdışına ihracata başladık.
Hayırlı, uğurlu olsun.

Haberin Devamı

“Delisin yavrum delisin”

Dokunmayın delikanlıların saçlarına

Mert Demir’in inanılmaz çıkış ve inişleri gözümüzün önünde cereyan ediyor.
Kısa sürede gelen şöhret, tıklanma/dinlenme rekorları, Altın Kelebekler/başka ödüller, Türkiye’nin en popüler kadını Serenay Sarıkaya ile sevgililikler...
Sonra yine çok kısa süre içinde: Şarkılarının çalıntı olduğuna dair iddialar, ilişkisinin bile yalan/reklam olduğuna dair tevatürler, ortadan kaybolmalar/falanlar filanlar...
Yarın temmuz başında çıkacak albümünden yeni bir şarkıyla dönmeye hazırlanıyor Mert Demir.
“Delisin”i önceden dinledim.
Şöyle tarif edebilirim: Çok Mert Demir bir şarkı. Yine arabesk esintiler var, yine pop, yine ağlak.
Yine daha önce bir yerlerden hatırlıyormuş hissi veriyor, bu yüzden ağza kolay yerleşiyor.
Kendinizi evde “Delisin yavrum delisin” diye nakaratı mırıldanırken buluyorsunuz.
Bakalım Mert Demir’in kalp atışını andıran hayat çizgisini tekrar yukarı kırabilecek mi?

Haberin Devamı

Fener değil Zapyon

Önceki günkü yazımda Yunan sanatçı Konstantinos Argiros’un İstanbul’da vereceği konserin gelirini bir Rum lisesine bağışlaması konusundaki düşüncelerimi yazmıştım. Organizasyonu yapan Sinkron’dan ulaştılar, bir yanlış bilginin yayıldığını, konser gelirinin Fener değil, Zapyon Rum Lisesi’ne bağışlanacağını anlattılar.
Ben de bu hataya kapılmışım; düzeltir, özür dilerim.

 

Yazarın Tüm Yazıları