Paylaş
Demet Akalın yine sosyal medya aleminin gündeminde.
Programında şöyle demiş:
“Alışverişe meraklı bir insanım. İtalya’ya gittim iki bavul, döndüm iki bavul. Artık dönem öyle bir dönem değil. İnanın artık ben de şu saati takmaktan, şu yüzüğü takmaktan utanıyorum arkadaş. Vallahi de billahi de utanıyorum ya. Artık ekonomik kriz var. Geçen gün Hira’ya (kızı) bebek aldım. Fiyatı 25 bin lira. ‘Size 10 bin olur’ dediler...”
İnsanlar da haliyle tepki gösteriyor. 10 bin lira gelirle ev geçindirip çocuk okutanlar, “Demet, çok üzüldük para toplayalım mı” gibisinden ti’ye alıyor bu açıklamayı.
Bakın Demet Akalın’ın sanatını beğenirsiniz, beğenmezsiniz. Kişiliğini, tarzını, yaşam biçimini seversiniz, sevmezsiniz.
Hayattaki duruşuna, fikirlerine, beyanlarına katılırsınız, katılmazsınız.
Ama bazı konularda esaslı kadındır DEMO.
Orman yangını çıkar, deprem olur; elinde kovayla, tencereyle koşturan “mahallenin kızı” gibidir.
Kendi çırpındığı gibi, duyarsız kalan meslektaşlarını da teşvik eder, yapmayanı eleştirir.
Üstelik varlıklı bir sülaleden de gelmiyor.
Yani yokluk nedir, insanlara nasıl hissettirilir bilen, içinden gelen biri.
O yüzden de kaç kere düşkün insanlara ev-eşya düzmüşlüğü var.
Nasıl oldu da böyle kör gözüm parmağına bir açıklama yaptı, anlaması zor.
Programa dikkat çekmek için diyeceğim, ihtiyacı da yok reytingleri iyi gidiyor.
Hayat pahalılığından yakınacaksan, örnek vereceksen, mesele 25 bin liralık bebek mi?
Zenginliğinden örnek vererek pahalılıktan şikâyet edilir mi?
Başka derdi mi yok milletin?
Üstelik sana, sen olduğun için yüzde 60 indirim yapmışlar.
Kimsenin ekmeğine, peynirine yüzde 60 indirim yapmıyor kimse.
Çok ama çok talihsiz bir örnek olmuş.
Polat çiftinin çocukları ne olacak?
Dilan ve Engin Polat çifti gözaltındayken bile paylaşım yapmaya devam ediyor. Bu paylaşımları muhtemelen bir avukat eşliğinde sosyal medya ekipleri yapıyor. Çünkü son derece doğru kelimeler seçilerek yapılan titiz paylaşımlar. Paylaşım demişken...
Dilan Polat’ın gözaltına alınmadan hemen önce yaptığı bir paylaşım dikkatimi çekti. Çocuğuna sarılıp ağladığı bir fotoğrafa “Vedalar Ancak Güzel Yürekleri Acıtır” şarkısını koymuştu fon müziği olarak.
Polat çiftinin bir kız, bir de erkek çocukları var. Eğer tutuklanma olursa bu çocuklara ne olacak diye düşündüm.
Çünkü anne içeride, baba içeride, teyze içeride, amca içeride...
Anneanne yok. Dilan Polat’ın babası annesini öldürmüş. Dede yok.
Hapisten çıktıktan sonra beyin tümöründen o da ölmüş.
Geriye bir tek Engin Polat’ın anne-babası Sezgin-Şükriye Polat çifti kalıyor.
Onlar ne durumda belli değil ama Engin Polat’ın anneannesi yaşlılıktan serbest bırakıldı.
Eğer soruşturma daha da genişleyip onların başına da bir şey gelmezse tabii.
Mal varlıklarına el konulduğuna göre bakıcı falan da tutamazlar. Ne olur ki o zaman? Çocuk Esirgeme falan mı?
Resmen şansa yaşıyoruz!
Şef Arda Türkmen’in eşi Melodi Elbirliler trafikte seyrederken saldırıya uğradı. Adamın biri durduk yere arabasını yumruklamaya başladı, kadını çekip dışarı çıkarmaya çalıştı.
O sırada arabada çocuk da vardı. Civar araçtakiler yetişince saldırgan kaçıp gözden kayboldu. Çok geçmiş olsun Arda ve eşine.
Daha geçen ay gün önce Kadıköy’de 23 yaşındaki Davut Atakov kız arkadaşına laf atan bir şehir eşkıyası tarafından kalbinden bıçaklanarak öldürüldü. Katilin yedi ayrı suç kaydı var.
Önceki gün Bursa’da evinin önünde uslu uslu oturan 9 yaşındaki çocuğa bir adam yaklaşıp biber gazı sıktı. Çocuk hastaneye kaldırıldı. Saldırgan yakalandı, üzerinden üç biber gazı daha çıktı. Ve tabii ki bir sürü suç kaydı.
Anne şöyle konuştu: “Çocuğumun hayat standartlarını kısıtlamayacağım. O yine sokakta oyun oynayacak. Ben neden korkayım? Bunu yapan korksun...”
Helal olsun o anneye (Sonay Bolat). Hepimize cesaret verdi.
Sonay Hanım korkmuyor ama bu tür olayları duydukça ben korkuyorum. Kendi adıma değil. Zayıf olan kadın ve çocuklar adına. Resmen şansa yaşıyoruz. Ve bunu yapanların hepsinin sürekli suç kayıtları çıkıyor ortaya. Eminim, Arda’nın eşine saldıran da yakalansa ondan da aynı kayıtlar çıkacak.
Bu insanlar ne arıyor sokaklarda, çoluk çocuğumuzun arasında?
Tabii tamamen onun alanına girmiyor, işin hukuk ayağı da var ama haftada neredeyse iki-üç suç örgütü çökerten İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın bu konunun üzerine de gideceğine inanıyorum.
Paylaş