Paylaş
Şarkıcı, “Peruk şov” diyerek Coşkun Sabah’ın yaşını eleştirmişti. Çocukken annesiyle yaşadığı bir olayı anlatarak o yaş grubunun tümünü sarkıntılıkla suçlamıştı.
Bu yersiz çıkış üzerine ben de İrem Derici’yi eleştirmiş ve Coşkun Sabah’tan özür dilemesi gerektiğini yazmıştım.
O özür geldi İrem Derici’den. Hem de kelimesi kelimesine olması gerektiği gibi bir özür:
“O benim büyüğüm, abim. Birazcık üstüne alındı. Benim denyoluklarım olabiliyor. Büyüğümden ve üstadımdan özür dilerim.” Budur ya! Ne bir artı, ne bir eksik.
Bu sözleri söyleyerek küçülmedi, büyüdü İrem. Yanlışını kabul etme özgüvenini gösterdi, ki bu çok zor bir şey.
“Denyoluk” falan diyerek bunu sempatikçe yaptı.
Ama hakkını verelim, “peruk şov” hakikaten komikti...
Kanından içse doymayacak
Icardi’nin yeni sevgilisi China Suarez, futbolcunun eski eşi Wanda Nara’nın fanlarından tehditler aldığını açıkladı:
“Başıma bir şey gelirse sorumlusu belli...”
Icardi’yi başka futbolcuyla kendi evinde aldatarak olaylı şekilde boşanan Wanda, şimdi çocukları öne sürerek insanları China’ya karşı dolduruyor.
Sonuç: “Hepimiz toplanıp bir kiralık katil tutup China ile ilgilensek?” ya da “Ağzını, güzelliğinin son izi silinene kadar tekmelemek lazım” gibisinden yorumlar...
Wanda Nara eski kocasını deli gibi geri istiyor olabilir ama farkında değil ki ne yaptıysa kendi yaptı.
Kanından içse doymayacak ama China sebep değil sonuç.
Bile bile lades
Teknik adam Ergin Ataman’ın Yunanistan’daki Panathinaikos macerasını takip edebiliyor musunuz?
“Macera” diyorum, çünkü her gün bir olay.
Yok seyirciyle çatışmalar, yok maça kulaklıkla çıkmalar, yok basın toplantısını terk etmeler...
Her seferinde de Türklük, Yunanlık, bayrak gibi tartışmalar.
Ataman’ın milli konulardaki hassasiyeti takdire şayan, ancak biraz da bunları bilerek gitmesi lazım değil miydi Yunanistan’a?
Yunan seyircinin Türkiye konusundaki bilindik hışmına ilk kez tanık oluyor gibi bir hali var.
Arkadaş ora Yunanistan.
Sırf inatlaşma için Türkçe küfür de edecekler, Rumca pankart da açacaklar.
Tamam, sadece işini yapmak için biraz zor bir coğrafya.
Ama profesyonellik biraz da bu tahriklere kapılmadan işini yapmak değil mi?
Ataman’ınki bana, en hafif tabiriyle “bile bile lades” geliyor.
Sokakta sigara yasağına hazır mıyız?
İlk kez yıllar yıllar önce New York’a gittiğimde karşılaşmıştım:
Kırmızı ışıkta karşıya geçmek için beklerken elimdeki sigaradan dolayı bana söylenen insanlar vardı.
Otel kapısında bile sigara içemiyordunuz, “gidip az ötede” görmeniz lazımdı sigara işinizi.
“Sanki eroinmanız da eroin içiyoruz” diye düşünmüştüm 20 kadar yıl evvel. Sonra Japonya’da görmüştüm açık havada sigara içmek için yapılan özel bölümleri.
“Bizde mümkün değil” diye düşünürken zaman içinde önce uçaklardan, otobüslerden, sonra kapalı alanların tümünden yasaklandı tütün mamulleri kullanımı.
Şimdi Fransa’da çocukların erişebileceği açık alanlara da sigara yasağı geliyor. Bizde tartışılmaya başlaması da yakındır.
Peki hazır mıyız açık havada sigara kısıtlamasına?
“Mümkün değil” diye bütün tükürdüklerimi sonradan tek tek yalamak zorunda kaldığım için ben hazırım. En azından fikren.
Tiryaki kardeşlerim, siz de mukadderata hazırlansanız daha az zorluk yaşarsınız.
Paylaş