MÜZE DEYİP GEÇMEYİN!

Antalya Arkeoloji ve Tarih Müzesi. Kısa adıyla Antalya Müzesi…

Haberin Devamı

Alt Paleolitik Çağ’dan Roma Dönemi’ne uzanan zengin bir koleksiyonla dünyanın en önemli müzeleri arasında gösteriliyor.
*
1988 yılında ‘Avrupa Konseyi Yılın Müzesi’ ödülünü almış. Ayrıca dünyaca ünlü ‘Yorgun Herkül’ heykeli de bu müzede sergileniyor.
*
Antalya Müzesi’nin ne zaman konusu açılsa ziyaretçi sayıları tartışmaya açılır, “Bu kadar zengin bir müze daha fazla gündemde olmalı, daha fazla gezilmeli” diye hayıflanırız.
*
Zaman zaman yeri tartışılır, zaman zaman alan yetersizliği nedeniyle sergilenemeyen ve depolarda bekleyen eserleri.
*
Anlayacağınız tartışanı gezeninden çoktur bir bakıma. Üstelik şu anki konumu da son derece müsait olmasına rağmen.
*
Bunu bildiğim için hafta sonu çocuklarıyla kaliteli zaman geçirmek isteyen dostlarıma Antalya Müzesi’ne gitmelerini öneriyorum.
*
Geçen hafta yine böyle bir öneri de bulunma gafletinde bulundum.
*
Neden bu öneriye ‘gaflet’ dedim hemen anlatayım.
*
Öneride bulunduğum ailenin biri 18, biri 14 iki çocuğu var.
*
18 yaşından küçük ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı iseniz müzeye ücretsiz girebiliyorsunuz.
*
Yani bu ailenin müzeye giriş ücreti 165 TL.
*
Tabii sadece müzeye girmek yetmiyor. Bireysel ziyaret olduğu için müzeyi gezerken size rehber eşlik etmiyor.
*
Peki ne yapacağız? Yüzlerce, binlerce yıllık eserlere bakıp bakıp çıkacak mıyız?
*
Yeterli paranız varsa elbette hayır.
*
Bu müzede her ziyaretçi için kulaklık hizmeti var.
*
Kulaklığı takıyorsunuz eserlerin yanına yaklaştığınızda dijital rehber başlıyor anlatmaya.
*
Peki bu hizmetin bedeli ne kadar? Kişi başı 35 TL.
*
Yani 4 kişilik bir ailenin yemesiz, içmesiz müze gezisinin toplam maliyeti 165+140 = 305 TL.
*
Müzeye giriş ücretini belki anlarım da gezi sonrası teslim edilen her kulaklık için neden 35 TL talep ediliyor onu anlayamadım!
*
Anlayan varsa bana da anlatsın ben de yine bu köşeden sizinle paylaşayım.
*
Eğer anlatamazlarsa ‘Kentin göbeğindeki Antalya Müzesi’ni niye Türk vatandaşları gezmiyor’ demesinler.

Haberin Devamı

İLK ZAFER FULYA’DAN
ŞİMDİ SIRA ÖZGÜR’DE

11 Ekim’de, “Şimdi kanser korksun” başlığı ile bir yazı yazmıştım. İşte o yazıda Hürriyet yazarı Fulya Soybaş ve DHA editörü Özgür Öztürk’ün kanserle mücadelesini anlatmıştım. Yazımın son paragrafı şöyleydi: “Eminim ki en kısa sürede hem Fulya’nın hem de Özgür’ün kanser illetini nasıl yendiğini de anlatacağım.”
*
Evet, ilk müjde Fulya’dan geldi. Aldığı tedaviler ve pozitif enerjisi ve inancıyla Fulya kanseri tek yumrukla yere serdi. Kendisini kanser olduğunda arayamamıştım ama kansere dersini verdiğini duyunca telefona sarıldım, tebrik ettim.
*
Şimdi sıra Özgür’de. O da mücadelesine devam ediyor. Enerjisi ve mücadele gücü son derece yüksek. İnanıyorum ki onun da zaferini bu satırlardan size duyuracağım…

NURİ ŞAHİN ŞAŞIRTIYOR

Haberin Devamı

Nuri Şahin Antalyaspor’un başına geçtiğinde açıkçası kafamda soru işaretleri vardı. Böyle bir kararın yalnızca ekonomik gerekçelerle alındığını bu yüzden de takım içinde uyumun sağlanamayacağına yönelik ön yargılarım vardı.
*
Bugün görüyorum ki Nuri Hoca Antalyaspor içinde bambaşka bir hava yarattı. Sadece futbolcuları değil taraftarı da bütünleştirdi. Antrenörlük tecrübesi olmamasına rağmen bu kadar kısa sürede bu uyumu yakalaması gerçekten şaşırtıcı.
*
Bundan sonraki sonuçlar ne olursa olsun biz Nuri Şahin’in antrenörlük yolunda çok daha iyi yerlere geldiğini göreceğiz sanırım.

Yazarın Tüm Yazıları