BAKIŞ AÇIMIZ DEĞİŞTİ

HÜRRİYET’in son dönemde en iyi yaptığı işlerden biri farklı illerde gerçekleştirdiği ekonomi zirveleri.

Seçilen konular, konuklar ince elenip sık dokunuyor.


Neden?

Çünkü amaç sektörel sorunları en kısa sürede muhatabına ulaştırmak, hızlı ve akılcı yöntemlerle o sorunları çözmek.

‘İzmir Sağlık Zirvesi’ de tam olarak bu amaca hizmet etti.

Ben de zirveyi dikkatle takip ettim.

Hem özel sektör hem de kamu kurumlarını temsilen çok önemli isimler sağlık turizmi ile ilgili ufkumuzu açan tespitlerde bulundu.

Mesela Ticaret Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Ali Alperen Kaçar’ın, “Sağlık turizmine, sağlık ihracatı olarak bakıyoruz” cümlesi bana göre çok önemliydi.

Açıkçası Antalya’da gerçekleştirdiğimiz sağlık turizmi zirvesinde bu noktaya yeterince iyi temas edememiştik.

İzmir bizim ‘Av Mevsimi’ filmindeki ünlü replikte olduğu gibi ‘bakış açımızı’ değiştirdi.

Antalya’daki zirvede Sağlık Bakanlığı temsilcileri vardı ama Ticaret Bakanlığı yoktu.

İzmir bunu tamamlamış oldu.

İşte, bu yüzden Hürriyet’in öncülüğündeki bu buluşmalar çok değerli.

Çünkü farklı illerde ama aynı konular üzerinde yapılan tespitler birbirini tekrar etmiyor, aksine tamamlıyor.

Yine İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener de nokta atışı tespitler yaptı.

Konuşmasından birçok not aldım ama bana göre Mahmut Bey, sağlık turizminin önemini şu sözleriyle anlattı:

İLK 10 İÇİNDEYİZ
“Sağlık hizmeti ihracatında dünyada ilk 10 ülkeden bir tanesiyiz. Ülkemize gelen Türk vatandaşlarımızın ise sadece yüzde 2,7’si sağlık amacıyla geliyor. Bu potansiyeli de daha iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Katma değeri yüksek bu turizm modelinin kentimizde sürdürülebilir olması için kamu/kurum ve özel sektör iş birliği büyük önem taşıyor.”

İşte, zirvenin özeti bu cümlelerdeydi.

Sağlık turizmi konusunda potansiyelimiz fazlasıyla var ama daha çok iş birliği yapmalıyız.

HEDEFİMİZ 10 MİLYAR DOLAR

Türkiye’nin sağlık turizmi konusundaki potansiyelini ise Ekol Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Mehmet Baz net rakamlar vererek anlattı.

Mesela sağlık turizminin ülkemize katkısı 4 milyar dolara kadar yaklaşmış. Potansiyel ise 10 milyar dolarmış.

Bakın, Antalya, Isparta ve Burdur’un içinde bulunduğu, Türk ekonomisinin lokomotifi Batı Akdeniz’in 2022 ihracat hedefi bile 3 milyar dolar.

Siz buradan pay biçerek sağlık turizminin önemi bir kez daha anlayın derim...

GÜNDEM KÖRFEZİN KOKUSU

2 günlük İzmir seyahatimde en çok körfezdeki koku sorununu işittim.

Sabah saatlerinde kokuyu hissetmedim ama akşam rüzgârıyla birlikte ben de mustarip oldum.

Zannedersem arıtma ile ilgili sorunlar yaşanıyormuş.

Benzer bir sorun Antalya’da Sarısu bölgesinde yaşanmıştı.

Aylarca çok ciddi sıkıntılar çektik.

Sorun nedeniyle bölgedeki konut fiyatları dahi düşmüştü.

Sonra koku birdenbire yok oldu.

Umarım İzmir’de de insanın burnunun direğini kıran o koku yok olur gider.

İZMİR BİR BAŞAK

Her ne kadar Antalya ve İzmir birbirine benzetilse de Ege’nin incisinin bir başka havası var.

Mesela denizi falezler üzerinden değil de Kordon Alsancak’ta adım mesafesiyle izlemenin tadı bir başka.

Ama yine de Yahya Kemal gibi düşünmekten kendimi alamıyor ve meseleyi şöyle kapatıyorum: “İzmir’in en çok Antalya’ya dönüşünü seviyorum.”