ADRASAN'A YAZIK OLMASIN

Fotoğrafları dikkatle inceledim fakat neresi olduğunu ilk bakışta çıkaramadım.

Çünkü fotoğraflarda balıkçı ve gezi tekneleri tarafından işgal edilmiş bir koy vardı.

Fotoğraflara biraz daha dikkatli bakınca yahu burası dünyaca ünlü ‘Adrasan Koyu’ dedim.

İşte o an başımdan aşağı bir kova kaynar su döküldü.

Daha kendime gelemeden koyda çekilmiş video da telefonuma düştü.

Denizde onlarca tekne, sahilde ise motosikletler, kamyonlar, otomobiller...

Teknelerden bangır bangır yükselen ve birbirine karışan ne olduğu belirsiz müzikler de cabası.

Fotoğraflar ve videoyu yollayan haklı olarak şöyle sitem ediyordu: “Burası dünyanın en görkemli koylarından biri. Nasıl olur da böyle sahipsiz kalır? Biz turist olarak denize girecek, sahili kullanacak alan bulamadık.”

KORKTUK DENİZE GİREMEDİK
“Denize girseniz teknelerin altında kalma riskiniz var. Çünkü tekneler yüzme alanlarının içine kadar giriyor. Sahilde ise borular, kovalar, iş makineleri! Lütfen bu soruna acilen çözüm bulunsun. Yoksa kimse bir daha buraya adım dahi atmaz.”

Adrasan’ın son halini bizzat görmedim. Ama fotoğraf ve videolara göre sorun hayli büyük.

Akıl yürüterek sorunun kaynağını bulamayınca Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu’nu aradım ama Hasyurt Tarım Fuarı’nda olduğu için ulaşamadım.

Bunun üzerine Deniz Ticaret Odası’nı aradım.

Başkan Ahmet Çetin, sorunun kaynağını ve çözüm önerilerini detaylarıyla anlattı:

“4 yılda buradaki tekne sayısı 30’dan 140’a çıktı. Biz bu sayıyı 82’de sınırlamak için harekete geçtik ve karar çıkarttık. Ancak açılan davalar sonucu bu karar rafa kalktı. Şu anda bölgede tam bir keşmekeş var. Resmen sahilde yüzecek yer kalmadı. Sit alanı olduğu için iskele de yapılamıyor.

ÇÖZÜM VAR AMA İZİN ALAMADIK
“Buradaki sorunu sadece yüzer iskele çözer. Biz bunu gündeme taşıdık. Antalya Valiliği de bize büyük destek verdi ama bu sefer de Çevre Şehircilik Bakanlığı ve Anıtlar Kurulu’ndan izin alamadık. Oysa yüzer iskele olursa tekneler iskeleye bağlanır, sahil de boşalmış olur. Böylece bölgeye gelen yerli, yabancı turistler denizi ve sahili kullanmakta sorun yaşamaz.”

Ahmet Bey’in anlattıklarından şu sonuç çıkıyor: Herkes sorunun farkında ama çözüm için şu ana kadar somut adım atılmamış.

Ama bu iş öyle geçiştirilecek cinsten değil.

Eğer yerel yönetim ve ilgili bakanlıklar konuyu öncelikli gündem olarak değerlendirirse en azından bir sonraki turizm sezonunda benzer görüntüler ortaya çıkmaz.

Aksi halde Türkiye’nin parmakla gösterilen bir koyu teknelerin işgali altında yok olup gider!

BAŞKAN'A ÇAĞRIM VAR 
Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu’yla konuşamadık ama ona da bir çağrım var: Önünüzde 2 seçenek var Sayın Başkan. Ya, “Bu sorun benim yetkimi aşıyor” deyip topu taca atarsınız. Ya da gerekirse çantanızı alıp Ankara’ya kadar gider, ilgili bakanlıklara sorunun ehemmiyetini anlatır, çözüm için ilk adımı atarsınız. Seçim sizin...

GEMİ LİMANA YANAŞTI 

NURİ Şahin Antalyaspor’un başına geçtikten sonra takımda yaşanan değişimi hayretle izliyorum.

Şahin’le birlikte sadece saha içindeki oyun değil, takım içindeki hava da değişti.

Takım kenetlendi, güç yumağı haline geldi.

Bu gücün karşısında ligin en güçlü takımları lime lime döküldü.

Sportif başarıyla birlikte takıma, teknik kadroya ve tabii Aziz Çetin ve yönetimine olan güven de arttı, çevreleri kalabalıklaştı.

Yani asıl olan, dalgalarla nasıl savaştığınız değil, gemiyi limana sağ salim yanaştırıp yanaştıramadığınızmış...

ALDIĞIM EN GÜZEL HABER 

Bu haftanın en güzel haberini, “Yoğun bakımda Kovid-19 hastası kalmadı” cümlesiyle Antalya İl Sağlık Müdürü İsmail Başıbüyük verdi.

Geçen yıl aynı tarihlerde nasıl bir korku filmi içinde olduğumuzu hatırlayınca insan yatıp kalkıp bilim insanlarına bir kez daha şükrediyor.

Onlar olmasaydı hâlâ her yeni güne ölüm korkusuyla uyanacaktık.

İyi ki varsınız...