Salim Uzun

MARKA bir kent mi yaratmak istiyorsunuz? Önce ocağınızda ne pişiyor ona bakın derim...

Bana göre bu işin piri Adana ve Gaziantep.

*

İstanbul’u elbette ayrı tutuyorum.

*

Çünkü gastronomi konusu orada arşa çıkmış durumda.

*

Sadece ocakta pişen yemeklerle değil marka mekânlarıyla da dünyanın radarında İstanbul.

*

ALMANYA’nın başkenti Berlin’de düzenlenen Dünya Okçuluk Şampiyonası’nda erkekler klasik yay dalında dünya şampiyonu olan Mete Gazoz’la ilk kez 2019 yılında yollarımız kesişmişti.

O zamanlar Akdeniz Üniversitesi’nde 3’üncü sınıf öğrencisiydi Mete.

*

Yine o zaman da ülkemize altın madalya getirmiş ve başarısının sırrını, “Günde 10 saat, haftada 60 saat antrenman yapıyorum” sözleriyle anlatmıştı bana.

*

Dünya şampiyonluğu sonrası Mete ile konuşma fırsatım olmadı ama 13 yaşından beri şampiyonun antrenörü olan olimpik okçu Yusuf Göktuğ Ergin ile sohbet ettim.

*

İşte, Yusuf hocanın dilinden Mete’yi evrendeki en iyi okçu yapan hazırlığın öyküsü…

HAFTA SONU sebzenin zam yolculuğu ekonomi sayfamızın manşetindeydi.

Antalya’da 8 TL’ye hale giren salatalığın 22 TL’ye, 13 TL’ye hale giren domatesin 28 TL’ye, 15 TL’ye hale giren patlıcanın 31 TL’ye, 30 TL’ye hale giren çarliston biberin nasıl 46 TL’ye ulaştığını ayrıntılarıyla anlattık.

*

Haberin en can alıcı bölümü ise Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Antalya Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır’ın tezgâhtaki yangını söndürmek için sunduğu 8 öneriydi.

*

Konu çok ilgi çekince Ali Bey’le yeniden görüştüm ve konunun biraz daha derinine indim.

İşte, Ali Bey’in anlattıkları:

 

ANTALYA’da kayıt dışı çalışan emlakçı sayısı çığ gibi büyüyor.

Konu defalarca gündeme geldi ama çözüm konusunda maalesef bir arpa boyu yol alamadık.

*

Ben de sorunun hangi aşamada olduğunu öğrenmek için Antalya Emlakçılar Odası Başkanı İsmail Çağlar’ı aradım.

*

Bakın İsmail Bey neler anlatıyor:

 

CEZALAR YETERSİZ

ARDA Güler’in başarısı Türk gençlerinin neler yapabileceğini bize bir kez daha kanıtladı.

Arda’yı sadece Türkiye değil, dünya konuştu.

*

İşte bu örnek, spor kulüplerinin altyapı çalışmalarına odaklanmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hepimize hatırlattı.

*

Bu düşünceler kafamda dönerken Antalyaspor Kulübü Derneği Başkanı Aziz Çetin’den özel bir davet aldım.

*

Aziz Bey, “13 aydır görevdeyiz. Türk sporu için, gençlerimiz için neler yaptığımızı gel gözlerinle gör” deyince derneğin yolunu tuttum.

*

KALEİÇİ’ne yönelik yazılarımın ardından Antalya Kaleiçi Otelciler ve Esnaflar Derneği Başkanı Hasan Yetkil aradı.

Kaleiçi’ndeki güvenlik sorunun kent gündeme gelmesinin kendilerini mutlu ettiğinden bahsetti ve bölgede dikkat çekici somut adımlar atıldığını söyledi.

*

Hatta Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) bünyesinde de bu konunun detaylı biçimde ele alınacağını anlattı.

*

Çok mutlu oldum.

*

Kaleiçi’nin hem kamu kurumları hem de sivil toplum kuruluşları tarafından sarıp sarmalanması elbette önemli.

*

“KALEİÇİ kül olacakmış” başlıklı yazımın ardından çok sayıda telefon aldım.

Arayanların birçoğu bölge esnafıydı.

*

Birçoğu dert yandı, yeni önlemler alınması için çağrıda bulundu.

*

Anladım ki Kaleiçi’nde yaşanan güvenlik sorunu herkesi tedirgin ediyor.

*

Zaten Antalya Kaleiçi Otelciler ve Esnaflar Derneği’nin isyanının temelinde de bu tedirginlik vardı.

*

KALEİÇİ Türkiye’nin markası, Antalya’nın gözbebeği. Ama gel gelelim ki bu kentin yöneticileri ile Kaleiçi arasında toksik bir ilişki var.

Yıl 2023 biz hâlâ zamanında toplanmayan çöpleri, otopark sorununu, yol işgallerini, tarihi yapılara verilen zararları konuşuyoruz.

*

Yani gözbebeğimiz dediğimiz Kaleiçi’nin her noktasından ayrı bir kuralsızlık yükseliyor.

*

İşte bu kuralsızlık, 22 Temmuz gecesi yaşanan ve iki kişinin hayatını kaybettiği yangında az daha Kaleiçi’ni küle çeviriyormuş.

*

Nereden biliyorum?

*