Paylaş
1) Romantizmi yaşayın
Romantik Yol’da 320 kilometre
Almanya’daki Romantik Yol, ekimde Avrupa’da seyahate çıkılabilecek en güzel rotalardan. Frankfurt’un 120 kilometre güneydoğusundaki Würzburg’den başlıyor. Birbirinden güzel 22 kasabadan, bağlardan, sonbahar renklerini göreceğiniz ormanlardan geçip Avusturya sınırındaki Füssen’de sona eriyor. 320 kilometrelik yolculukta UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki saray ve kiliselere, masalları hatırlatan köylere, şatolara rastlayacaksınız. Almanya’nın en iyi korunmuş ortaçağ şehri Rothenburg ob der Tauber, Romalıların ayak izlerini sürebileceğiniz Augsburg, Füssen’deki Bavyera Alpleri’nin en ünlü şatosu Neuschwanstein’i uzun süre unutamayacaksınız.
Kruvaziyerle Akdeniz
Akdeniz sonbaharda güzelleşir, cehennem sıcakları yerini ekimde ılık, güneşli günlere bırakır. Doğa tekrar yeşerir, şehirler ferahlar. Gemi yolculuklarının popüler rotalarından pek çoğu Akdeniz’dedir. Yüzen tatil köyü niteliğindeki gemilerle, her türlü konforu yaşayıp, bavulunuzu toplamadan şehirler arasında gezinebilirsiniz. Müzeyi andıran sokaklar, farklı mimariler, olağanüstü plajlar sizi bekler. Roma’dan başlayan turlarla Napoli, Dubrovnik, Venedik, Sicilya, Barselona, Cannes ve Floransa’ya gidebilirsiniz. Gene Roma’dan çıkan turlarla Monte Carlo, Palma de Mallorca ve Tunus’a uzanabilirsiniz. Yunan adaları bir başka tercih olabilir.
Zil, şal ve raks
Doğu ile Batı arasındaki kültür köprüsü Endülüs, İspanya’nın bizim kültürümüze benzer izler taşıyan bölgesi. Eski camiler Müslümanlık motifleri muhafaza edilerek kiliseye çevrilmiş, bizde de kullanılan bazı Arapça sözcükler gündelik dile girmiş. Flamenkosuyla meşhur. Folklorik açıdan büyük bir zenginliğe sahip. Bölgenin zarif başkenti Sevilla, geçmişin zenginliğini bugünün şıklığıyla harmanlıyor. Amerika’nın keşif serüveni, kentin içinden geçen Guadalquivir Nehri’nden başlamış. Katedrali, Lonja Binası UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. Güzel tapas barları, restoranları Triana bölgesinde. Cordoba, Arap medeniyetinin doruk noktasına ulaştığı 10’uncu yüzyılda 300 camisi, muhteşem sarayları, hamamları ve çok gelişmiş şehir planlamacılığıyla adından söz ettirmiş. Sırtını Sierra Nevada Dağları’na dayayan Granada, Arapların sanat, bilim ticaret şehriyken, Hıristiyanların elinde önemli bir Rönesans şehrine dönüşmüş. Elhamra Sarayı’nın görkemiyle adını duyurmuş.
2) Damağınızı şenlendirin
Lyon’un Bocuse efsanesi
Dünyanın en çok Michelin yıldızlı restoranı bulunan şehirleri, toplam yıldız sayısına göre sırasıyla Paris (118), Londra (66), Sorrento/Amalfi/Capri (22), Brüksel (21). Fakat biz size 20 yıldızla liste beşincisi Lyon’u önereceğiz. Çünkü Amerikan Mutfak Sanatları Enstitüsü’nün (CIA), iki yıl önce ‘Asrın Şefi’ ilan ettiği 87 yaşındaki Paul Bocuse becerisini bu şehirdeki restoranında sergiliyor. Yenilikçi anlayışa sahip Bocuse, son yıllarda geliştirdiği tatlarla Fransız mutfağına en fazla hizmeti geçen şeflerin başında geliyor. Üç Michelin yıldızlı. Kişi başı standart mönü fiyatları 500-750 TL arasında (www.bocuse.fr).
Alba’nın mantar festivali
İtalya’nın kuzeybatısındaki gurme şehri Alba, ekimde dünyaca ünlü beyaz trüf mantarı sezonunu festivalle kutluyor. Alba Beyaz Trüf Festivali, aynı zamanda şarap ve diğer yerel lezzetlerin de kutsandığı bir şölen. Özel yetiştirilmiş köpeklerin yardımıyla yeraltından çıkarılan beyaz trüfün kilosu sezonuna göre binlerce Euro’ya yükselebiliyor. Bu yıl 83’üncü kez düzenlenen festivalin açılış geçit töreni, 100 Kule Turnuvası, Eşek Yarışı gibi önemli etkinlikleri 12 Ekim’den 17 Kasım’a hafta sonunda gerçekleştirilecek. (www.fieradeltartufo.org)
Mutfağı, doğası
kadar kışkırtıcı
İspanya’nın kuzeydoğusunda, Fransa sınırı yakınlarındaki San Sebastian, dünyada aşçıların en çok önemsendiği şehir. Ocak ayında, şehrin kuruluşunun kutlandığı festivalin açılış kortejinde en önde aşçılar yürüyor. Şehirde Michelin yıldızlı pek çok restoran bulunuyor. Bask mutfağı kadar, Fransız mutfağının sentezlerini tatmak açısından da önemli bir merkez San Sebastian. Film festivaliyle ünlü kentin doğası da görülmeye değer (www.sansebastianturismo.com/en).
3) Çocuklarınızı sevindirin
Disneyland Paris
Paris merkezine 32 kilometre uzaklıktaki hayaller diyarı 19 kilometrekarelik alana kurulmuş. Çocuklar kadar her yaştan yetişkine hitap ediyor. Toplam 5800 odalı kendi otel ağına sahip. Yıllık ziyaretçi sayısı yaklaşık 15 milyon kişi. 57 oyun ünitesinden en popüleri Karayip Korsanları. Tesiste 58 restoran, 62 hediyelik eşya mağazası bulunuyor. Geçen yıl başlayan 20’nci yıl kutlaması etkinlikleri ve özel kampanyaları hâlâ devam ediyor (www.disneylandparis.com).
Universal Stüdyoları
Dört dev tematik parkla yılda 30 milyon ziyaretçi çeken Universal Stüdyoları’nın en büyük oyun parkı Florida Eyaleti’nin Orlando kentinde. Universal Studios Florida ve Macera Adası adlı iki tematik parkın birleşmesinden oluşuyor. Ayrıca gece eğlencesine yönelik CityWalk bölümü, dört tatil köyünü içeriyor. İleri teknoloji ürünü oyun istasyonlarının bulunduğu tesislerde yaz aylarında başta rock olmak üzere müzik festivalleri, özel geceler düzenleniyor. (www.universalorlando.com)
Billund Legoland
Dünyanın ilk Legoland’i. 1968’de açıldı. Danimarka’nın batısındaki 6 bin nüfuslu
Billund kentinde. Yılda yaklaşık 2 milyon kişinin ziyaret ettiği tematik parkta 40 oyun alanı, 4 rollercoster bulunuyor. Milyonlarca legodan yayılan Miniland en ünlü bölümü. Kutuplar, şövalyeler, hayal alanı gibi dokuz tematik bölümden oluşuyor. Su parkıyla da iddialı (www.legoland.dk/en)
4) Sıra dışı otelde konaklayın
Kaptan Nemo’yu kıskandıracak oda
Jules Verne, ölümsüz romanı “Denizleraltında 20 Bin Fersah”ı yazarken bile bu kadarını hayal edememişti. Kaptan Nemo’nun maceralarında rastlayamadığımız sualtı tatil köyünü denizaltılar üzerine uzmanlaşan bir yatırımcı Avustralya’nın kuzey batısındaki Fiji Adaları’nda gerçekleştirdi. Poseidon Mystery Island, tatilde kredi kartını yormaktan çekinmeyen gezginlere hitap ediyor. “Bugüne kadar inşa edilmiş en geniş sualtı yaşam alanı” sloganıyla tanıtımı yapılan The Nautilus Suite, özel mercan bahçesine sahip. Pencerenin arkasından düğmeye basıp balıkları besleyebiliyorsunuz. Gezintiye çıkmak isterseniz Triton denizaltısı emrinizde. Tam pansiyon gecelik konaklama ücreti 60 bin TL. (www.poseidonresorts.com)
Tanzanya’da aslanlarla baş başa
Tarangire Ulusal Parkı, Tanzanya’da fillerin ana yurdu. Kenya sınırındaki Arusha kentine 118 kilometre uzaklıkta. Gerçek bir doğa harikası olan parkta Tarangire Nehri boyunca uzanan korular, geniş çayırlarda fil, zebra, antilop, küçük ceylan, devekuşu, leopar, çita, babun maymunu gözlenebiliyor. Aslanlar avlarını ağaç üstünde bekliyor. Parkta gövdeleriyle fili andıran, çok sayıda asırlık dev baobab ağacı bulunuyor. Ekim bu bölgede göç mevsimi. Kuraklık başlayınca hayvanlar Tarangire Nehri’nin çevresinde toplanıyor. Tarangire Safari Lodge, nehri yaklaşık 60 metre yüksekten panoromik olarak görebilen, özel korumalı alana kurulmuş. Havuzlu lüks çadırların önünden, aşağıdaki hayvanları izlemek mümkün. Tam pansiyon konaklama fiyatı kişi başı 360 TL. Bungalov seçeneği de var (www.tarangiresafarilodge.com). Kamp size güven vermezse, doğayı dört duvar arasından seyretmek isterseniz 75 odalı Sopa Lodges’u deneyebilirsiniz. Çift kişi tam pansiyon 1160 TL (www.sopalodges.com).
Özgürlüğü özleyeceksiniz
Tatilde cefa yaşayıp, dönüşte haline şükretmek isteyenler için ideal seçenek: Het Arresthuis. Bu lüks otel Hollanda’nın güneydoğusundaki Roermond kentinde. Ülkenin en korkulan hapishanesi 150 yıl sonra lüks hapishane-otele dönüştürüldü. 105 hücre birleştirilerek 40 geniş, 24 standart, 12 süit oluşturuldu. Hepsi klimalı, kablosuz internetli. Otelin sauna, spor, aromatik bitki bahçesi, barı var. Havalandırma boşluğu zeytin ağaçlarıyla süslenip kafe haline getirilmiş. Bayram döneminde gecelik konaklama ücreti 350 TL (www.hetarresthuis.nl/en).
5) Alışveriş fırsatlarını değerlendirin
Bilgelik tanrıçasının şehrinde
Yanı başımızdaki Atina aklımıza hep eğlenceyle gelir. Oysa alışverişe de gidilebilir. Krizde fiyatlar makul düzeye indi. Deri eşyalar çok güzel. Vourakis ve Anagnostopoulos kentin ünlü kuyumcuları, mağazaları Voukourestiou’da. İlias Lalaounis ülkenin en iyi mücevher tasarımcısı, müzesi bile var. Eski Yunan ve Bizans uygarlıklarına ait eserlerin kopyaları müzelerin dükkanlarında bulunabiliyor. Vergi iadesi almak için bir dükkânda en az 120 Euro harcamanız gerekiyor. Antikayla ilgileniyorsanız, aklınızda olsun: Ermou Caddesi’ndeki Avissinias Meydanı’nda bit pazarı kuruluyor. Kentin lüks semti Kolonaki’nin şık kafe ve restoranları görülmeye değer. Taverna eğlencesi için bir gece Psiri, bir gece de Plaka’da geçirilebilir.
Büyük ve leziz elma
New York, 1920’lerde New Orleans’tan gelen cazcıların taktığı isimle ‘Büyük Elma’ yeryüzünün kültür potası ve en büyük alışveriş cennetlerinden biri. Enerjisi yüksek. New York’ta alışverişte vergi yüzde 8,25. Boğaziçi Köprüsü’nden karşıya geçmek gibi kolayca ulaşabileceğiniz komşu eyalet New Jersey’de ise daha düşük. Hatta tekstil ürünleri vergisiz. Alışveriş çılgınıysanız, soluğu New Jersey’in AVM’lerinde almak işe yarayabilir! New York’ta tavsiye edeceğim ilk yer ‘Ground Zero’ diye adlandırdıkları İkiz Kuleler’in bulunduğu alanın arkasındaki Century 21 (www.c21stores.com). Tanınmış markaları çok ucuza satıyor. İkincisi ise kentin kuzeyindeki Woodbury Common outlet alışveriş merkezi. 220 mağazadan her biri bir ünlü markanın. Merkezden kalkan otobüslerle bir saatte ulaşabilirsiniz (www.greylinenewyork.com). En az altı saatinizi ayırın. Çok memnun kalacaksınız (www.premiumoutlets.com) Sıradışı mücevherler için Ted Muehling’e, güzel objeler ve takılar için yakınlarındaki De Vera’ya uğrayın.
İtalyan zarafetinin adresi
Milano, dünya moda endüstrisinin en önemli merkezlerinden. Şehrin lüks semtlerinin sokakları bile podyum gibi. 1.5 milyon nüfuslu Milano’da çok zengin bir kültürel miras var. Şehir, Roma ve Venedik’ten sonra ilk bakışta sıradan gelebilir ama gizlediği sürprizleri keşfederseniz keyif alabilirsiniz. Opera binası La Scala’nın hemen yanındaki sokaklar adeta ünlü modacılar tarafından parsellenmiş durumda. Adını daha önce burada bulunan bir bankadan alan Montenapoleone ile Della Spiga, Manzoni, Via Borgospesso ve Via Sant’Andrea cüzdanı dolu olan alışveriş çılgınlarının cenneti. Duomo, Cavour ve San Babila meydanları arasındaki bölüm, kentin en önemli alışveriş yerlerinden. Prada’dan D&G’e tüm ünlü markalar burada. Çoğu kadın ve erkek için iki mağaza açmış. Ayrılmakta zorlanıyorsanız Bulgari’nin (www.bulgarihotels.com) oteli sizi bekliyor. Bu semtin fiyatlarını çok yüksek bulduysanız diğer semtlerin alternatif mağazaları sizi bekliyor: Il Salvagente (Via Fratelli Bronzetti 16), DMagazine (Via Montenapoleone 26) pek çok ünlü markayı indirimli satıyor. Yıl boyunca indirim uygulayan outlet merkezlerinden 100 mağazalı Fidenza Village, kentten 80 dakika uzaklıkta.
20 Euro’ya otobüsle gidebilirsiniz (www.fidenzavillage.com).
Bir başka büyük outlet Serravalle (www.mcarthurglen.it/serravalle).
6) Doğa gözlemi yapın
5 ülkede şelaleden safariye
Dünyanın en ünlü özel tren seferlerinden biri Pride of Africa. Demiryoluyla yolculuğu sevenleri Tanzanya, Botswana, Zimbabwe, Zambiya ve Güney Afrika’nın kartpostal manzaralarında 14 günlük unutulmaz bir tura çıkarıyor. Lüks kompartımanlı, gözlem vagonlu, restoranlı trenlerle düzenlenen turların programında neler yok ki? 14 Ekim’de Cape Town’dan yola çıkacak tren pırlanta merkezi Kimberley’e, başkent Pretoria’ya uğradıktan sonra iki gün aslan ve gergedan dahil “Afrika’nın beş büyüğü”nün görülebileceği Madikwe Parkı’nda konaklayacak. Botswana’dan sonra Victoria Şelaleleri’nde bir gece kalacak. Dev Zambezi Nehri’ni geçip Chisimba Şelaleri’nde yolcularına orman yürüyüşü imkanı sunacak. Great Rift Vadisi’nden Tanzanya’ya girecek. Selous Parkı’nda bu kez yaban hayvanların göçü izlenecek. Yolculuk Daar as Salam’da sona eriyor. Tam pansiyon 8600 TL. (www.rovos.com)
Akvaryum gibi deniz
Maldivler’de yağmur mevsimi bitmek üzere. Hint Okyanusu’ndaki bu adalarda yağmur suyun üstünde yeşil dokuyu zenginleştiriyor, denizde ise balıkları besleyecek plankton oluşumunun artmasını sağlıyor. Bu nedenle, ekim döneminde mercanlardaki balık bolluğu dikkat çekici. Sığ denizde kendinizi akvaryumda yüzüyormuş gibi hissedeceksiniz. Her biri bir küçük adaya yerleşen lüks oteller, yunus, balina, manta gözlemi turları düzenliyor. Bröveli dalgıç olmanız gerekmiyor. Şnorkelle yüzmeniz de yeterli (www.visitmaldives.com/en).
Norveç’te fyord,
buzul gözlemi
Küresel ısınma gerçek mi, yoksa bir şehir efsanesi mi? Buzullar gerçekten eriyor mu? Henüz karar veremediyseniz işte size gözlerinizle görme, karar verme fırsatı. Norveç’teki 20 büyük buzulun 11’i, denizin karanın içinde derin koylar açtığı Norway Fjord bölgesinde. Ülkenin kuzeyindeki bu bölgede kruvaziyer turları düzenleniyor. Ayrıca doğa gözlemcileri için buzullarda rehberli yürüyüşler yapılıyor. Bu turlarda buzullardaki değişimi görmek, gökgürültüsünü andıran patlamalarla parçalandıklarına tanık olmak mümkün (www.fjordnorway.com).
7) Adrenalin pompalayın
Bloukrans Köprüsü’nden bungee jumping
Ayaklarınıza esneme yeteneğine sahip bir ip bağlayıp kendinizi 272 metreden boşluğa bırakmaya, Bloukrans Nehri’ne doğru dalışa geçmeye ne dersiniz? Güney Afrika’nın Doğa Vadisi’ndeki 30 yıllık Bloukrans Köprüsü, dünyanın en yüksek bungee jumping noktası. Bu spora meraklı olanların Kâbe’si. Zümrüt gibi yeşil vadide adrenalin patlaması yaşamak isteyen binlerce kişi her yıl buradan atlamak için Western Cape bölgesine koşuyor. Atlayışları 1997’den bu yana Face Adrenalin firması organize ediyor. Fiyatı 150 TL. Bugüne kadar herhangi bir kaza yaşanmamış. Dalışı deneyen en yaşlı maceraperest 96 yaşındaki Mohr Keet... Bloukrans rekorunu kırmaya niyetliyseniz aklınızda olsun: 24 saatte en fazla atlayışı yapan kişi Güney Afrikalı Bill Boshoff. Tam 101 kez atlamış. Yani işiniz zor! (http://www.faceadrenalin.com)
Dubai’de balina
köpekbalığı dalışı
İsmi kadar görüntüsü de ürpertici. Boyu yaklaşık 13 metre, ağırlığı 20 ton. Ağzı inek yutabilecek kadar geniş. Fakat balina köpekbalığı dünyanın en sakin, mazlum hayvanlarından biri. Planktonlarla besleniyor. Saldırganlaştığı görülmemiş, hatta kuyruğuna tutunup yüzenler bile var. Öylesine mazlum ki Hindistan’da vahşice avlanıyor. Avustralya’dan Amerika’ya pek çok ülkede ise doğaseverler için gözlem dalışı ve şnorkel turları düzenleniyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nde en ünlü gözlem noktalarından biri Fujairah yakınlarındaki Martini Rocks. Ayrıca bu bölgedeki Köpekbalığı Körfezi, Köpekbalığı Adası’nda mercanların arasında küçük boyda, saldırgan olmayan köpekbalığı türleri gözlemlenebilir. Dubai’den bu amaçla Fujairah’a turlar düzenleniyor. Ekipman kirası dahil bir dalış ücreti 150 TL. (www.diversdown-uae.com / www.padi.com)
Toscana’da Ferrari turu
Nepal’in Himalaya Dağları’nda, Annapurna zirvesinin eteklerinde dağ bisikletiyle tura çıkacak kadar performansınıza güvenmiyorsanız, Toscana’da Ferrari turu sizi bekliyor. Dokuz modelden birini seçiyorsunuz, Siena’dan Floransa’ya üç günlük unutulmaz bir yolculuğa çıkıyorsunuz. İki gece konaklama ve 240 kilometrelik yolculuğun tüm masrafları dahil 6500 TL (www.red-travel.com). 16 günlük, Annapurna turu 3 yıldızlı otelde konaklama dahil 2750 TL (www.bikehikenepal.com).
8) Şaraplarla tanışın
Şili’de şarabın nabzı Santigo’da atıyor
Ekimde baharı yaşayan Şili’de, bağlar yeşerirken, kış başında uykuya yatırılan şaraplar bugünlerde uyandırılıyor, ilk tadımlar yapılıyor. Başkent Santiago’dan başlayan bir yolculukta, şarap kültürünü tanımak için Providencia ve Las Condes tarafına gitmeniz gerekiyor. Şık caddeler, büyük alışveriş merkezleri, lüks oteller, restoranlar ve barlar karşılayacak sizi. Buradaki Suecia ve El Bosque semtleri size gece hayatının tüm renklerini sunacak. Aqui esta Coco, Zully, Como Agua para Chocolate, Astrid y Gaston Restaurant, Isla Negra, Victorino Bar Restaurante ve El Huerto benim Santiago’da en güzel Şili şaraplarını tattığım adresler oldu. Ülkenin en büyük şarap üreticisi Concha y Toro da mutlaka uğrayın. Bağları, mahsenleri etkileyici. Üç tür şarabı tadıp, beğendiğinizi alabilirsiniz (www.conchaytoro.com). Kentin 60 kilometre dışında, Casablanca bölgesindeki butik şarapçı House of Morande, ülkenin en iyi restoranlarından birine sahip (www.morande.cl).
Fantezi deyince Rioja
Bask bölgesindeki Rioja, İspanya’nın en ünlü şarapçılık merkezi. Kendi içinde Alavesa, Alta ve Baja diye alt bölgelere ayrılmış. Geçmişte Fransa’nın Bordeaux bölgesinden gelip, buraya yerleşen şarapçılar yerel bağcılık kültürünü etkilemiş, geliştirmiş. Son yıllarda Rioja, Michelin yıldızlı restoranları, ödüllü şaraplarının yanı sıra dünyanın en ünlü mimarlarınca tasarlanan fantastik oteller ve şaraphanelerle adından söz ettiriyor. Önde gelen kırmızı şaraplarda kullanılan ana üzüm türü tempranillo. Bunu farklı üzümlerle karıştırıyorlar. Uğramanızı tavsiye edeceğim butik şarapçılar: Ramirez de Ganuza, Bodegas Artadi, Marques de Murrieta y Gay. Fantastik görünümlü Marques de Riscal Hoteli, şarapçı ailelerden birine ait. Bilbao’daki Guggenheim Müzesi’nin mimarı Frank Gehry tasarımı (www.hotel-marquesderiscal.com/en). Laguardia ve Haro, mutlaka görmenizi önerdiğim köyler.
Amerika’nın gururu Napa
San Francisco’nun kuzeyindeki bağcılık, şarapçılık alanları arasında en ünlüsü Napa Vadisi. Aynı zamanda ünlülerin yazlık mekânı. Her birinin Napa’da villası, bağı sahildeki Tiburon ya da Sausalito kasabalarında yatı var. ABD şarap üretiminin yalnızca yüzde 5’i Napa ve civarında yapılıyor. 50 yıl önce bağcılık kültürüyle tanışan Napa’da 300’e yakın ünlü marka bulunuyor. Bağlarda İtalyan kökenli türler ağırlıkta. Avrupa, Avustralya’dan gelen üzümler de şaraplarda kullanılıyor. Son seyahatimde Domaine Chandon (www.chandon.com), Clos du Val (www.closduval.com), Sterling (www.sterlingvineyards.com ), Artesa (www.artesawinery.com), Ferrari Carano (www.ferrari-carano.com)’yu ziyaret edip tadım yaptım. Araujo marka şarapların üretildiği, muhteşem bir çiftliğe gittim. Sahibesi Daphne’nin çocukluğu, babasının işi dolayısıyla, İzmir’de geçmiş. Ürettikleri şaraplardan biri Las Vegas’taki Bellagio Oteli’nde 875 dolara satılıyordu!
9) Festivallerin tadını çıkarın
Hindistan’ın
en güzel müzikleri
Kralların ülkesi, Hindistan’ın en geniş eyaleti Rajastan ekimde ülkenin en iddialı halk müziği festivalini düzenliyor. Eyaletin tüm şehirlerinden en iyi müzisyenler pembe şehir Jaipur’da bu festival için bir araya geliyor. Jaipur RIFF, diğer adıyla Rajastan Halk Müziği Festivali, UNESCO tarafından ‘Toplumsal yaratıcılık ve sürdürülebilir kalkınma platformu’ niteliğiyle somut olmayan dünya kültür mirası kabul ediliyor. Songlines dergisi ise Jaipur RIFF’i dünyanın en iyi 25 festivali arasında gösteriyor. Bu yıl festival 17 Ekim’de başlayıp beş gün sürecek. Konserler Asya’nın en güzel kalelerinden biri olan Mehrangarh’ta gerçekleştirilecek (www.jodhpurriff.org)
Octoberfest İsviçre’de devam ediyor
Almanya’nın Münih kentindeki dünyanın en büyük bira festivali Octoberfest, bu yıl 6 Ekim’de sona eriyor (www.oktoberfest.de). Bu eğlenceyi kaçırdığınıza üzülüyorsanız, gelecek festival için 11 ay beklemenize gerek yok. İsviçre’nin Zürih Kantonu’ndaki 100 bin nüfuslu Winterthur kenti bu festivali gecikmeli kutluyor. 17 Ekim’de başlayan festival 15 gün sürecek. Dans, müzik, Bavyera atmosferinin yanı sıra İsviçre’deki yaşamı gözlemleme fırsatınız olacak. (www.oktoberfest.ch)
Esrarengiz Naga ateş topları
Tayland’ın kuzeydoğusundaki Nong Khai, her yıl ekim dolunayında yeryüzünün en sıradışı doğa olaylarından birine sahne oluyor. Budistlerin kutsal günü Wan Awk Pansa’nın öncesinde iki gün boyunca Mekog Nehri’nden gece dolunayda binlerce ateş topu yükseliyor. Bu yıl dolunay 18 Ekim gecesi. Bu tuhaf doğa olayından dünya 2002’de ‘Mekong Dolunay Partisi’ adlı belgesel sayesinde haberdar oldu. TV programlarıyla popülerliği arttı. Nihayet Tayland hükümeti’nin turizm kampanyalarına konu oldu, Naga Ateş Topları Festivali başlatıldı. Ateş toplarının sırrı henüz çözülemedi. Festivalde konser ve dans gösterileri düzenleniyor. Ateş toplarını
izlemek için kente gelen binlerce turist dilek fenerleri ateşleyerek efsaneye katkıda bulunuyor.
10) Denizle kucaklaşın
Okyanusla güzelleşen Muskat
Bu mevsimde güneşin tadını çıkarıp denize girebileceğiniz Muskat, Umman Sultanlığı’nın başkenti. Güney ve doğudan Hint Okyanusu ile çevrili. Arap coğrafyasının denizcilik, balıkçılıkla geçinen tek halkı burada yaşamış tarih boyu. Günümüzde ise şehrin okyanus kenarında olması turizmin en büyük dinamolarından. Şehir dalgıç ve golfçülerin cenneti. Okyanusta yüzmek bile başlı başına bir cazibe. Ben Muskat’a methini çok duyduğum Chedi Oteli’nde kalmak için gitmiştim. 5 bin metrekarelik Sultan Kabus Büyük Camii’ni görmeden dönmemek gerekir. Mutrah Pazarı şehre ruhunu veriyor. Halkı, ülke kültürünü tanımak için en iyi yer. Gümüşler, tütsüler, çeşitli yiyecekler, otantik el işleri ve giysiler ilginç.
Anguilla mavisi başkadır
Karayipler’deki adalardan çoğu sıradandır, fakat 90 kilometrekarelik bir ülke olan Anguilla farklıdır. En sevdiğim yerlerden biridir. 1990’ların başına kadar tanınmıyordu. Şimdi lüks otellerle dolu. Bölgenin en pahalı adası. Denizi tertemiz, sahili mermer beyazı kumla kaplı. Plajları halka açık. Gezginleri olağanüstü plajları, mercan kayalıklarıyla, işadamlarını vergisiz kazanç cenneti olmasıyla çekiyor. 30’dan fazla plajdan en ünlüsü 4 kilometrelik Rendezvous Bay. 3 kilometrelik Shoal Bay ile Meads Bay turistlerin diğer gözdeleri. Otomobil kiralayıp 2,5-3 saatte ada turu yapabilirsiniz. Taksi şoförleri de iyi birer rehber. Çevredeki adalardan en çok rağbet görenleri Scilly Cay ve Sombrero. Kısacık bir tekne yolculuğuyla ulaşılan Scilly Cay’de özel soslu ıstakozu tatmanızı öneririm.
Bodrum’un karşı komşusu
Yurtdışı hiç bu kadar yakın olmamıştı. Yunanistan’ın Kos (İstanköy) Adası Bodrum’a deniz otobüsüyle 18 dakika uzaklıkta. Ada 400 yıllık Osmanlı yönetiminin izleriyle dolu. Hollandalı, İskandinav ve İngilizlerin rağbet gösterdiği adanın merkezi camisi, meydanı, tarihi çarşısıyla bizim sahil kasabalarımıza benziyor. Ada öylesine yeşil ki ‘yüzen bahçe” lakabıyla anılıyor. Tigaki ve Marmari plajlarıyla ön plana çıkan köyler. Dikaios Dağı’ndaki Zia’da yeşile doyacaksınız. Geçmişin balıkçı köyü Kardamena bugün kilometrelerce uzunluktaki plajlarıyla turist çekiyor. Kamari adada en güzel plajların olduğu yer, aynı zamanda uluslararası sörf merkezi. Özellikle beyaz kumuyla meşhur Paradise Plajı’nı deneyin. Beyaz evleri ve tertemiz plajlarıyla dikkat çeken Kefalos, bir tepenin üzerinde ve Kamari’ye yürüyüş mesafesinde. Merkezden köylere otobüsle, çevredeki Kalymnos, Plati ve Pserimos adalarına ise 20 Euro’luk yemekli tekne turlarıyla ulaşabilirsiniz.
Paylaş