Balkanlar’a açılan tarihi kapı

Adım adım tarihin izini sürmek için en güzel şehirlerden biridir Edirne.

Haberin Devamı

Osmanlı İmparatorluğu’na 92 yıl başkentlik yapan şehir; geçmişinden miras tarihi dokusu, Meriç’in güzelliği ve lezzetli mutfağıyla, her zaman ilgi odağı olmayı hak ediyor. Genellikle Osmanlı mimarisine ilgi duyanların seyahat rotasında olsa da aslında keşfetmeyi seven herkesin mutlaka görmesi gereken yerler arasında. Ama illa bir bahane isterseniz şehre ya hıdırellez zamanı gidin ya da geleneksel yağlı güreşlerin yapıldığı festival günlerinde… 

Edirne; geçmişinden miras tarihi dokusu, Meriç’in güzelliği ve lezzetli mutfağıyla, her zaman ilgi odağı olmayı hak ediyor. Genellikle Osmanlı mimarisine ilgi duyanların seyahat rotasında olsa da aslında keşfetmeyi seven herkesin mutlaka görmesi gereken yerler arasında. Ama illa bir bahane isterseniz şehre ya hıdırellez zamanı gidin ya da geleneksel yağlı güreşlerin yapıldığı festival günlerinde… 

Haberin Devamı

Balkanlar’a açılan tarihi kapı

"Yeryüzündeki bütün yapılardan üstün: Selimiye Cami"

Edirne’yi gezmeye başlamak için ilk adımı Selimiye Camii’ne atmalısınız. Mimar Sinan’ın ‘ustalık dönemi eseri’ olan Selimiye, şehrin simgesi. 2011 yılında kültürel varlık olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan cami; iç tasarımında kullanılan ve dönemin en iyi örnekleri kabul edilen taş, mermer, ahşap, sedef ve çini işçiliğiyle ayrıca değer taşıyor. Sanat tarihçisi Ernst Diez Selimiye için; “Mekân, büyüklük, yükseklik, topluluk ve ışık etkisi bakımından yeryüzündeki bütün yapılardan üstündür” demiş.

Selimiye Camii’ne oldukça yakın bir noktada bulunan Edirne Müzesi’nde, Makedonya Kulesi civarında yapılan kazılardan elde edilen bulgular sergileniyor. 
Türk İslam Sanatları Müzesi ise küçük ancak çok keyifli; zaman ayırdığınıza pişman olmazsınız.

Büyük Edirne Sinagogu, dünyanın en büyük sinagoglarından olma özelliğine sahip. 1905’te bir yangınla yok olmuş ve II. Abdülhamid’in fermanıyla yeniden yapılmış. 1934 Trakya olaylarında Yahudi cemaatinin zorunlu olarak Edirne’yi terk etmesi nedeniyle uzun yıllar yalnızlıkla baş başa kalan sinagog, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından başarılı bir şekilde restore edilerek 2015 yılında yeniden ibadete açıldı.

Haberin Devamı

Edirne’de görmeye değer eserlerden biri 19’uncu yüzyılda, daha önceleri bir Roma-Bizans binasının olduğu yere yapılan Makedonya Kulesi. Özellikle fotoğrafseverler anları ölümsüzleştirmek için burayı tercih ediyor.

16. yüzyıl ortalarında Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamı Rüstem Paşa için yapılan ve bugün bir otele dönüştürülen kervansaray dikkat çekiyor.

Alışveriş yapmak için 15. yüzyıldan kalan Bedesten Çarşısı’na ya da Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan Ali Paşa Kapalıçarşısı’na gidebilirsiniz.

Günbatımını Tunca ve Meriç nehirlerinin birleştiği noktada izlemek ayrı bir keyif. Burada iki muhteşem Osmanlı köprüsü yer alıyor. Meriç Nehri’nin üzerinde bulunan köprüdeki fresklerle süslü kameriye, ziyaretçilerine olağanüstü bir manzara sunuyor.

Haberin Devamı

Edirne'nin tarihi camileri

1414 yılında tamamlanan Eski Cami, Osmanlı’dan günümüze ulaşan en eski mimari eserlerden biri.

Üç Şerefeli Cami, adını her biri farklı tarzda inşa edilmiş üç şerefeden alan görkemli bir yapı.

Makedonya Kulesi

Selimiye’nin kuzeybatısında bulunan 1435 tarihli Muradiye Camii, özellikle içindeki olağanüstü İznik çinileriyle çok etkileyici.

1484 - 1488 yılları arasında inşa edilen ve müthiş bir dinginliğe sahip olan İkinci Beyazıt Külliyesi, küçük bir sağlık müzesi ve sanat galerisi de barındırıyor.

Edirne, Meriç, Arda ve Tunca nehirlerinin ortasında yer alıyor. MS 124 yılında Trakya’yı gezen Roma İmparatoru Hadrianus, Edirne’ye kendi adını verip, “Hadrianapolis” demiş; zaman içinde bu isim Edirne’ye dönüşmüş. Edirne, Osmanlılar’ın Rumeli fetihleri sırasında da önemli rol üstlenmiş. Yıldırım Bayezid, İstanbul kuşatmasını Edirne’den yönetmiş. Lozan Antlaşması sayesinde kazanılarak tekrar Türkiye’nin sınırlarına dahil olan şehirde bu geri dönüşün anısına yapılan bir Lozan Anıtı da bulunuyor.

Haberin Devamı

Balkanlar’a açılan tarihi kapı

Edirne'de nerede, ne yenir? 

Edirne’de yenecekler listesinin ilk sırasında tabii ki meşhur yaprak ciğer geliyor. Birlikte servis ettikleri kızartılmış kuru biberin kattığı aroma bir başka.Yanına söyleyebileceğiniz ve gayet yoğun bir kıvama sahip cacık da ciğer mönüsüne çok yakışıyor. Ciğeri Aydın Tava Ciğercisi’nde ya da Taşhan Restoran’da deneyebilirsiniz. Köfte de oldukça lezzetli, tercihiniz Köfteci Osman’dan yana olabilir. Sarayiçi’ndeki Ağa Köşk ile nehir hattında yer alan ve eski bir polis karakolu olan ‘Protokol Evi’ de önerebileceğim mekânlar arasında. Dönüşte yanınıza alabileceğiniz en güzel lezzetler ise Kavala kurabiyesi ve badem ezmesi.

 

Yazarın Tüm Yazıları