Afyonkarahisar’da gazetecilik hayatını sürdüren Ömer Mazi, geçtiğimiz günlerde sağlık çalışanlarının çabalarını, açtığı ‘COVID-19 Kahramanları’ sergisindeki 78 fotoğrafla yaşadığı kente aktardı. Ömer Mazi ile mesleğini ve sergisini konuştuk:
GAZETECİLİK ÇOCUKLUK HAYALİMDİ
“Çocukluktan bu yana ilkokul hayatım gazeteci olmaktı. Ama elbette hayat farklı noktalara sürükleyebiliyor insanı. Gençlik yıllarında turizm sektöründe yıldızlı otellerde 5 yıl farklı pozisyonlarda çalıştıktan sonra hayal ettiğim işi yapmak için anlık bir kararla her şeyi geride bıraktım. Ailem Antalya Manavgat’ta yaşıyordu. Manavgat’ta yerel bir televizyon kanalında işe başladım, 1994 yılıydı. Muhabir olarak başlamışken kısa süre sonra orada ana haber sunmaya, programlar hazırlamaya başlamıştım. Böylece mesleğe ilk adımımı attım. 2 yıl sonra Akdeniz’de yayınlanan bölgesel gazete Atılım’ın Manavgat muhabiri oldum.
PROJE HAYATA GEÇMEDİ BEN KALDIM
1996’da Sabah Gazetesi’nde Manavgat muhabiri olarak başlamıştım ki iki ay geçmeden beni Antalya’ya çağırdılar. Ve meslekte Antalya macerası başladı. 13 yıl Sabah Gazetesi’nde görev yaptım. Bu 13 yılın 10 yılında fiilen çalıştım. 2006’da Isparta Belediyesi’nde basın müdürü olarak çalışmaya başladım. O dönemde de üç yıl boyunca yine yazılarım Sabah’ta yayınlanmaya devam etti. Bir yıl Hürriyet Gazetesi’nde röportajlar yaptım, Cumhuriyet Gazetesi’nde haberlerim yayınlandı. 2010’da Afyonkarahisar’dan teklif aldım. Bir bölge gazetesi ve televizyonu kurulacaktı. Bu ekibin başında olacaktım, proje hayata geçmedi ama Afyonkarahisar’da gittiğimde kendi dergim CafeLife’ı çıkarmaya başlamıştım. Dolayısıyla Afyonkarahisar’da kaldım. Bugün dergi, Afyon’un yanı sıra Eskişehir, Kütahya ve Uşak’ta da yayınlanan aylık yayın haline geldi. Bu başarı yeni dergi projeleri için tercih edilmeme sebep oldu. Farklı kurumlara da dergiler yapıyorum.
Diane Arbus’dan etkilenip sıra dışı bir şekilde fotoğrafa tutkuyla sarılan Dilan Bozyel, “Fotoğrafa adanmış hayatları yaşayanlar kendi özel hayatlarını yaşayamıyor. Ailemizi bile geri planda bırakmak zorunda kaldığımız anlar oluyor. Önceliğimiz her zaman fotoğraf” derken, erkek egemen bir meslekte erkek meslektaşlarından destek ve saygı gördüğünü söyledi.
İşte size hayatı ve fotoğraf üzerine gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbette Dilan Bozyel’in anlattıkları:
Bu hafta sizleri, daha öncekilerde olduğu gibi 95. Gazi Koşusu’nda da fotoğraf çeken Türkiye Jokey Kulübü(TJK) fotoğrafçılarından Çağatay Kenarlı ile tanıştırmak istiyorum. Yarış atlarını, “Büyüleyici ve asiller” diyerek iki kelimede özetleyen Çağatay Kenarlı, son düzlükteki fotoğraf heyacanını ve at yarışı fotoğraflarındaki zorluğu ise “Hakem bayrağını indirdiği anda bir yarış 1.5–2 dakika sürüyor. Yarıştan gördüğünüz kareleri çektiğimiz süre ise yalnızca 7-8 saniye süren son 400 metre” diye aktarıyor. Atları, yarışları ve elbette bu köşenin olmazsa olmazı fotoğrafı konuştuğumuz Çağatay Kenarlı, bakın neler anlatıyor:
GAZETECİLİKLE BAŞLADI
Geçen hafta sonu, başkanı olduğum Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin (TFMD) 17. Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdik. Türkiye’nin dört bir yanından meslektaşlarımızı ağırladığımız genel kurulumuzda, başkanlığımda yeni bir yönetimle tekrar göreve geldik. Ben öncelikle bu göreve bizleri layık görüp destekleyen tüm meslektaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Derneğimiz organizasyonunun yoğunluğu nedeniyle bu haftalık sizlerden de görev izni istiyorum. Haftaya tekrar fotoğrafa dair konuklarımızla sizlerle buluşacağız.
TFMD ATA'YI ZİYARET ETTİTFMD dernek yönetim kurulu ve üyeleri genel kurul sonrası, Anıtkabir’i ziyaret ederek Atatürk’ün mozolesine çelenk koydu.
Sevgili okurlarım, sizleri fotoğrafçılığın en sabır gerektiren alanlarından birinde, kuş fotoğrafçılığında başarılı işler üreten bir isimle tanıştırmak istiyorum; Okan Akyürek. Kuş fotoğrafçılığı, ornito fotoğraf olarak anılıyor. İç Anadolu’da 295 tescillenmiş kuş türü olduğunu anlatan Akyürek, 190 farklı türde kuşu fotoğraflamış. Ornito fotoğrafların inceliklerini aktaran Okan Akyürek, “Kuş senden korkuyor. Sen kuşun kaçmasından korkuyorsun” diyerek yaşadığı heyecanı dile getirdi. Okan Akyürek’le kuş fotoğraflarına uzanan yolculuğunu ve kuş fotoğrafları çekmenin inceliklerini konuştuk:
ÇİZERLİKLE BAŞLAYAN MESLEK HAYATI
“Eğitim hayatımın ardından çizer olarak dergilere iş yapmaya başladım. Gazetecilik hayatım da yine alaylı bir çizer olarak başladı. Sonrasında Daily News’te 1988’de sayfa sekreteri oldum. Ardından farklı gazetelerde görsel yönetmenliğe kadar yükseldim. Basında hep mutfakta yer aldım. Ve o mutfakta hep fotoğrafın gücüne inandım. Birçok gazetede yıllarca birinci sayfa yaptım. Birinci sayfa bir yayının vitrinidir. Birinci sayfa için seçilen, büyüyen habere dair fotoğraf, etkilidir, güçlüdür, kısacık bir fotoğraf altıyla bile gücünü hissettirir. İyi bir fotoğraf, haberi sayfada her zaman yukarı taşır.
Sefa Yamak, babasının inşaat işleri için şehir şehir, şantiye şantiye gezmiş. İlk önceleri boş vakitlerinde çektiği fotoğraflar, ilerleyen yıllarda vazgeçilmez tutkusu ve her şeyi bir yana bırakıp çıktığı yeni yolculuğu yani mesleği haline gelmiş. Sefa Yamak’la yaptığımız fotoğraf sohbeti ve anlattıkları şöyle:
HER ŞEY HOBİYLE BAŞLADI
Ağrı Dağı’ndan Erciyes’e Türkiye’nin zirvelerine tırmanan Medyatrek, altı yılda altı farklı şehirde 15 farklı doğa etkinliğine imza attı. 100’e yakın gazetecinin katıldığı bu etkinlikler sırasında 20 köy okuluna ulaştı, üç bin çocuğa yardım götürdü.
KENDİ SESİMİZİ DUYURAMIYORUZ
Meslekte “dostum” dediğim, spor fotoğrafı alanında Türkiye’nin saygı duyulması gereken gözlerinden biridir. Tabii bizim meslekte “şans faktörü” de önemlidir. Gökhan Kılınçer, Süper Lig’in son 20 yılında Türkiye’deki tüm şampiyonluk maçlarını fotoğraflayacak kadar da sanslıdır.
Mesleğe ilk adımını ortaokul yıllarında atan sevgili dostum Gökhan Kılınçer’le foto muhabirliği hayatını, spor fotoğraflarının geçmişten günümüze yolculuğunu ve fotoğrafın geleceğine bakışını konuştuk. İşte Gökhan’ın anlattıkları: