Paylaş
İKİ hafta önce “Beşiktaş, New York Knicks gibi kurtulur” diye yazmıştım. İki kulübün benzerliklerinden biri, her iki takımın da antrenörlere çok para saçıp daha sonra işlerine son vermesiydi. New York antrenörünü gönderdi, kazanmaya başladı. Beşiktaş da Carvalhal ile yollarını ayırdı.
Antrenör kovmak bizde çok eleştirilse de kulüpler için en iyi ve pratik çözümlerin başında gelir. Beşiktaş’ın yeni başkanı Fikret Orman, başarıyı yeni hocadan beklemeli ve en büyük baskıyı takımın teknik direktörüne uygulamalıdır. Taraftar üzerindeki Süleyman Seba ve Yıldırım Demirören sendromunu unutturup onlara New York Yankees’in eski sahibi Steinbrenner sendromunu aşılamalıdır.
Takıma hayat verdi, dünyanın en değerlisi yaptı
ABD’nin en büyük spor kulübü New York Yankees, şampiyon olmakta, hatta maç kazanmakta zorlandığı dönemde “Patron“ lakaplı armatör işadamı George Steinbrenner, 1973 yılında takımın sahibi olan “CBS Televizyon” kanalına net 8.8 milyon dolar ödeyerek takımı satın aldı.
Yeni patron ilk 23 sezonda 20 defa antrenör değiştirdi. Bunlardan en ilginç olanı Billy Martin’i tam 5 defa işe alıp, kovması oldu. 30 yıllık yönetimi sırasında takımda 11 defa da genel müdür değiştirdi. Ünlü ve pahalı antrenörleri takımın başına koyup, başarısız sezondan sonra onlara kan davası güden Steinbrenner, daima en iyi oyuncuları takıma getirmek için çaba gösterdi.
Borçlanmaktan ve iflas etmekten hiç korkmadı
YANKEES’e tam 7 şampiyonluk kazandırdı. 8.8 milyon dolara satın aldığı kulüp 2011 yılı sonu ile toplam 1.7 milyar dolarlık bedeliyle dünyanın en değerli takımı oldu.
Steinbrenner, mutlak başarı istiyordu. Bunun için ne borçlanmaktan ne de iflastan korkuyordu. Eninde sonunda başarının geleceğinden emindi. Boş tribünler görmek istemiyor, yüksek TV reytingleri istiyordu. Taraftarı şampiyonluk için bekletmeye hiç niyeti yoktu. Takımın para kazanması için karizmatik oyuncu ve antrenörlere ihtiyacı olduğunu biliyor ve taraftara sürekli umut aşılayıp ya ekran başına ya da stadyuma çekmek istiyordu.
Yankees, dev transferleri, medyatik antrenörleri ve başkanın kendi karizması ile New York’un gururu oldu.
Üç koldan adeta para bastılar
STEINBRENNER sendromu sayesinde bugün Yankees takımı 3 koldan para basıyor. Sadece kombine ve biletlerden yılda 325 milyon dolar para yaparken, takımın yüzde 34’üne sahip olduğu TV kanalı “YES Network”, geçen sezon 400 milyon dolardan fazla kar elde etti. Yine, Yankees’in sahibi olduğu stat işletmecisi firma “Legends Hospitality Management” yılda 25 milyon dolar ek gelir sağlıyor. Tüm 3 kuruluşun toplam piyasa değeri 5.1 milyar dolar. Hep Beşiktaş’ın borcundan söz ediliyor ya para makinesi Yankees’in borcu tam 1.6 milyar dolar. 30 yıl boyunca eski stadı yıkıp yenisini yapmak için çalmadık kapı bırakmayan Steinbrenner, kulübünün en borçlu olduğu dönemde 1.5 milyar dolarlık stadın inşaatını yaptı. İnşaat giderinin yarısını finanse etmesi, otopark hakkını ve ucuz elektrik için New York Belediyesi ve valisini ikna etmesi yıllarını aldı. Yankees’in 52 bin kişilik yeni stadı 3 yıl önce hizmete girdi. Beyzbol dışında dev konserler ve mezuniyet törenleri de yapılıyor. Bu yaz Roger Waters ve Madonna da bu statta konser verecek.
Yankees de Beşiktaş gibi halk takımı
STEINBRENNER, 1998 yılında New York Times gazetesinde yer alan bir röportajında en büyük ikrarını yapıp “Yankees halkın takımıdır. Bu yüzden kaybetmekten nefret ediyorum” demişti. Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, Süper Final’de rakiplerine karşı başarı kazanamazsa, derhal yeni stadın temeline kazmayı vurmalı. Onu da yapamıyorsa, seneye taraftarı stada çekebilmek için mutlaka Steinbrenner modelini uygulamak zorunda.
Paylaş