Paylaş
Güçlü kimdir? Hırslarını yenen...
Peki, bizim siyasiler bunu yapabiliyor mu? Ne gezer!
Akıl körelince, bakan gözler görmüyor, mantık ve sağduyu can çekişiyor!
Yaşanan acı olaylar karşısında, ülkemizin iyi yönetildiğini söyleyebilir miyiz?
Her şey bir kıvılcıma bağlı görünüyor!
Ortam o kadar gergin ki, ülke bir anda kargaşaya sürüklenebilir kuşkusu yürekleri yakıyor!
İşte İnegöl! İşte Hatay!
Oralarda çıkan olaylar! Endişe verici... Korkutucu!
Aslında bu tür çatışmalar İnegöl ve Hatay ile sınırlı değil! Ülkenin birçok yerinde “Türk-Kürt” gerginliği yaşanıyor ama olaylar, İnegöl ve Hatay’daki kadar büyümediği için medyaya yansımıyor.
Düne kadar “Kürtler kardeşimizdir. Kız alıp, kız verdik, akraba olduk” diyenler artık “Kürtler gitsin!” demeye başladı.
İşte, tehlike burada... Halkların “birlikte yaşama” isteğini kaybetmeye başlaması, ayrılık virüsünün topluma girmekte olduğunu gösteriyor!
* * *
İçişleri Bakanı bir garip! Olaylara doğru teşhis koyamıyor. “Bunlar tahrikçilerin işidir. Yaklaşan referandum öncesi bu tür provokasyonları bekliyorduk” diyor.
Sonra da, hakkında tutuklama kararı olan Korgeneral Nejat Bek’e:
“Bu Amanos dağlarını teröristlerden temizleyin!” diye talimat veriyor.
Nasıl temizlesin komutan? Mahkeme onun hakkında tutuklama kararı verdi. Birkaç gün sonra hapse tıkılacak!
Bu arada “Komutanları içeri atıyorsunuz. Kim temizleyecek?” diye bağıran bir CHP’li gözaltına alınıyor!
* * *
Ortam gergin... Herkes sinirli... Neden bu hale geldik?
Niçin sevgisiz, katı, kindar, intikamcı bir toplum olduk?
Kim yaptı bunu? Kimden hesap soralım?
Kılıçdaroğlu “Ülke karpuz gibi ikiye bölündü!” diyor. Haklıdır! Yaşadığımız tüm olumsuzluklar, bölünmüşlüğün sonucudur!
Karpuzu bölen eller belli!
Görünen o ki, bu gidişle insanlarımız bir arada yaşayamayacak hale gelecek!
İktidarların görevi, ülkede birlik ve beraberliği sağlamaktır ama bizde bunun tersi yapılıyor!
* * *
Ne olduğu belli olmayan bir “açılım” lafı ortaya atıldığından bu yana ülkede sorun daha da büyüdü!
İnegöl ve Hatay olayları, bardağın taşma noktasına geldiğini gösteriyor!
Bu yaşamsal sorunun çözümü ile uğraşılacak yerde, subaylar, generaller, emekli paşalar tutuklanıyor, problem daha da içinden çıkılmaz hale getiriliyor.
Kutuplaşmanın büyümesinden fayda umanlar var!
Yurttaki olaylar son derece kaygı verici ama kin dolu yürekler, basiretsiz gözler, bu tehlikeyi görmüyor! Bu gidişle Türkiye’de barış hayal olacak!
Dağlarda, bölücü teröristleri kovalayan komutanların bir kısmı “gizli tanık” denilen teröristlerin ifadeleriyle şimdi içeride! Fakat sıkışılınca yine de askerden imdat bekleniyor!
Yıpranan, yıpratılan bir ordunun morali, maneviyatı bozulmaz mı?
Moralsiz bir ordunun mücadele gücü kalır mı?
Paylaş