’Paramparça’ Türkiye!

AYRILIKÇI parti DTP, tansiyonun yükselmesinden fayda umuyor, ortamı gerdikçe geriyor.

Meclis’te PKK çizgisinde hareket eden DTP milletvekillerinin ve onları destekleyen birtakım entel bozuntularının ağzından düşmeyen bir laf vardı:

"Terörü önlemek için siyasi çözüm şart!"

Peki, neydi siyasi çözüm?

Nihayet 29 Ekim günü ağızlarındaki baklayı ortaya çıkardılar!

Harika(!) bir çözüm önerisi! Siyasi densizliğin daniskası!

DTP’nin, bütün milletvekillerine posta yoluyla dağıttığı 64 sayfalık kitap, bu adamların "siyasi çözüm" diye önerdikleri şeyin densizlikten de öteye, rezillik olduğunu gösterdi.

Türkçe, Kürtçe ve İngilizce basılan kitapta Türkiye’nin "25 özerk bölgeye" ayrılması, her bölgenin ayrı bir bayrağı olması öneriliyordu. Yani "paramparça" bir Türkiye!

Başta Genel Başkan Ahmet Türk (bu soyadını mutlaka değiştirmeli) olmak üzere DTP milletvekilleri dokunulmazlıklarına güvenerek açıkça suç işliyor, teröre ortak oluyor!

* * *

"Demokratik ve insancıl çözüm"
maskesi altında ülkeyi bölmeyi hedefleyen bu adamlar, "Sayın Öcalan" dedikleri Apo’ya hapiste kötü davranıldığını iddia ederek oturma eylemleri, sivil itaatsizlik gösterileri, isyan provaları gibi her türlü melaneti desteklerken, birtakım züppelerin de demokrat görünmek uğruna bu koroya katılmaları hazindir.

DTP milletvekillerinin hayali, ülkeyi bölmek ve önce federasyon, sonra "Bağımsız Kürdistan Devleti"ni kurmaktır.

PKK kuklası DTP’liler her fırsatta açıkça, "Türkiye Cumhuriyeti’nin tek devlet, tek vatan, tek millet, tek dil, tek bayrak dayatmasından artık vazgeçmesi gerekir" demiyorlar mıydı?

İşte, Meclis’te dağıttıkları "ihanet kitabı" bunu bir kez daha net olarak ortaya koydu. Adamlar ayrı bölge, ayrı bayrak, ayrı yönetim istiyorlar ve "Terör ancak böyle biter" diyorlar. Şimdilik istekleri bu... Devamı sonra gelecek!

Yasalar milletvekillerinin, ülkeyi bölmek, parçalamak, yıkmak için terör örgütüne destek olmalarına izin veriyor mu? Cumhuriyet savcıları, herhalde bunun gereğini yapacaklardır.

* * *

Bölücüler yalnız bunlar değil... Türkiye’yi bölmek isteyenler başlıca iki grupta toplanıyor:

1) Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923 yılındaki kuruluşu sırasında, Kürtlerin haklarının yendiğini, Kurtuluş Savaşı’nda kan döken Kürt toplumunu asli kurucu olarak kabul eden yeni bir düzenlemenin getirilmesini isteyenler...

2) 1923 yılında kurulan Cumhuriyet rejiminin Türkiye’de İslam’ı dışladığını, inançlı insanlara zulmedildiğini, artık bunun değişmesi zamanının geldiğini, din temellerini esas alan yeni bir sistemin kurulması gerektiğini iddia edenler...

Bu yıkıcı ve bölücü iki görüşe karşı, laik Cumhuriyet’i savunanlar, "Atatürk ilkelerinden sapmak yok. Biz bu ülkeyi büyük mücadeleler vererek kazandık. Her şey Cumhuriyet devrimleri doğrultusunda devam etmeli" diyor. Çatışma bundan çıkıyor.

* * *

AKP iktidarı, çok oy getirdiği için, gericilerin isteklerini yerine getirme çabalarını sürdürüyor. Anayasa Mahkemesi kararları onları duraklattı. Türbandan sonra diğer istekler sıraya girecekti. İşler karıştı, olmadı. Fakat bundan vazgeçmiş görünmüyorlar!

Bizler "Demokratik toplum olalım, Batı uygarlığına ulaşalım" derken, yıllardır Doğu’ya doğru sürükleniyoruz. Gemimizin pusulası bozuk!

Demek ki Büyük Atatürk, ulusumuzu modern bir toplum haline getirmek için boşuna kılık kıyafetle uğraşmış, boşuna devrimler yapmış, bizleri boşuna adam etmeye çalışmış!
Yazarın Tüm Yazıları