Kurtuluşun yolu!

TÜRKİYE’de 1946 yılından beri seçimler yapılıyor. Sandığa gitmeyi demokrasi sanıyoruz. Değişen nedir? Hiç... Hâlâ “yarı demokratik” bir ülke olmaktan kurtulamadık!

Milletvekillerini halk değil, üç-dört partinin genel başkanı seçiyor, bunun da adına demokrasi deniliyor!
Saplandığımız batağın her geçen gün derinleşmesi sonucu, halkımızın bir bölümü, demokrasiden umudunu kesmeye ve yaşadığı acı deneyimlere dayanarak, demokrasi denen şeyin pek de matah olmadığını düşünmeye başladı.
Birçok insan demokrasi lafından usanarak bezgin ve bitkin hale geldi.
Bu yılgınlığın temel sebebi, Türkiye’de halk yararına doğru bir anayasa yapılmamasıdır!
* * *
Amerika’da zengin olan ve dünyanın her yanında büyük işler yaparak “Müthiş Türk” diye anılan Ali Rıza Bozkurt, bundan 9 yıl önce, 2001 yılında “Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı vardır” dedi ve ülkenin “tam demokratik” bir anayasaya nasıl kavuşacağı konusunda 124 sayfalık bir rapor hazırladı.
Bu önemli rapor, o günden beri, Anayasa Mahkemesi’nin internet sitesinde aynen yayınlanıyor. İlginç ve çarpıcı bir çalışma bu... Ali Rıza Bozkurt Türkiye’nin bugün içine düştüğü kargaşayı daha o günlerde görerek haber vermiş, Anayasa Mahkemesi gerçeğin farkına varmış ama devleti yönetenler daldıkları uykudan uyanamamış!
Bozkurt, 2001 yılında, Ecevit’in başbakanlığı döneminde “Türkiye’nin önünde 4 yol var” diyerek, tam demokrasiye geçişin neden gerekli olduğunu, tam demokrasiyle neyin kastedildiğini, bu yolların Türkiye’yi nereye götüreceğini anlatır.
* * *
BİRİNCİ YOL: Mevcut Anayasa’nın bir kenara bırakılıp, Türkiye’ye “tam demokratik” rejimi getirecek yeni bir anayasa yapılması yoludur. Ancak bunun Türkiye Büyük Millet Meclisi ile hiçbir ilişkisi olmadan ve ondan tamamen bağımsız olarak ve halk tarafından özel olarak, özel şartlarla seçilmiş bir “Anayasa Kurucu Meclisi” vasıtasıyla yapılmasıdır. Bu yol Türkiye’yi cennete taşıyacak olan güvenceli ve dolambaçsız tek yoldur.
İKİNCİ YOL: Dönem dönem Anayasa değişiklikleri yaparak Türkiye’yi kademe kademe, doğru çalışan bir demokratik sisteme taşıma fikridir. Yani bugün fiilen uygulanan yoldur. Bu yol, Türkiye’yi doğrudan ve kesinlikle cehenneme taşıyacak yoldur.
ÜÇÜNCÜ YOL: Erken seçime gidilmesi yoludur. Bu yol, Türkiye’yi Araf’a taşıyıp orada bekleteceği, problemlerin katlanarak büyüyeceği ve hatta rejimi tehlikeye sokacak boyutlara ulaştıracağı bir oyalamaca ve sadece politik çıkarlara yarayacak bir aldatmaca yoludur. (NOT: Ecevit hükümeti, bu yazının yayınlanmasından bir yıl sonra erken seçime gitmiş ve ülke yıllar sonra bugünkü rejim tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. R.T. )
DÖRDÜNCÜ YOL: Avrupa Birliği’ne giriş yoludur. Bu yol gerçekleşebildiği takdirde, demokrasi eksikliklerinden kaynaklanan bütün yapısal bozuklukları giderecek kestirme bir yoldur. Türkiye’yi cennete taşıyacak yol olmasından daha da öte, Türkiye’yi cennete sokacak kestirme yoldur.
Avrupa Birliği’ne giriş, susuzluktan yanmış bir adamın yeşil ve su dolu bir vahaya kavuşması ne ise Türkiye için de o olacaktır. Ancak bu, çölde susuzluktan yanmış bir mecnunun gördüğü yeşil vaha rüyasıdır. Mevcut sistemden nemalananların buna izin vermeleri kolay görünmemektedir.
Türkiye, kısım kısım, bölük pörçük değişikliklerle uğraşmak yerine halk yararına yeni baştan “Tam demokratik bir Anayasa” yapmalıdır. Kurtuluşun yolu budur!
Yazarın Tüm Yazıları