Paylaş
Maçın başlarında kaleci Ramazan’ın sakatlanıp çıkması,
Son olarak puan durumundaki rahatlığı saha içine yansımış durumdaydı.
Maç genelinde organize olamayan, adeta “lig bitse de tatile çıksak” havasında bir takım vardı.
Kasımpaşa’da Trezeguet dışında maçı isteyen oyuncu görmek bile zordu.
Aynı durum tribünler için de geçerliydi.
Bir tarafta kendilerine ait bölümü tamamen doldurmuş ve maçı isteyen bir taraftar topluluğu, diğer tarafta ise eğlence ve çekirdek çıtlatmak için maça gelmiş az sayıda bir grup.
Bu şartlar altında ve sahadaki futbol görüntüsüne bakınca 3 puana yakın takım Bursaspor’du.
Lakin bu olağan şartlara direnen iki oyuncu vardı;
Biri bulduğu en az 5-6 pozisyonu çok cömert bir şekilde harcayan Sakho,
Diğeri ise pozisyon bulmakta zorlanan rakibe ikramlarda bulunan Ertuğrul.
Tabii ki bu iki oyuncu da asla bu şekilde bir yorumun ortaya çıkmasını istemeyeceğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Hele ki Bursa’nın çocuğu Ertuğrul’un, genç kaptanımızın.
Lakin son haftalarda, muhtemel takımın bulunduğu koşullar nedeniyle, kaptanın üzerinde ciddi bir baskı var ve bu baskı onun futboluna olumsuz olarak yansıyor.
Saha içinde sürekli tedirgin ve kararsız hali hem kendisine, hem de takıma zarar veriyor.
Mesut Hoca’nın bu konuda bir eylem yapması, psikolojik olarak Ertuğrul’a destek vermesi şart ya da kaptanı bir süre yanında oturtması gerekiyor.
Mesut Hoca demişken, Kasımpaşa karşısında Badji’nin de yokluğunda, cesaretli bir kadro sürmesi ve kazanmak istemesi güzel bir görüntüydü.
Keza 1-0 geriye düştükten sonra yaptığı hamleler de doğruydu ve 1 puanın gelmesinde etkili oldu.
Sonuç olarak deplasmanda alınan bir puan iyi mi? Yoksa çok değerli 2 puan mı kaybettik, onu lig sonunda göreceğiz ama en nihayetinde Bursaspor’un en büyük sorunu olan “Gol yollarında bitiricilik” halen devam ediyor.
Ve Bursaspor’un ligde kalabilmesi için maç kazanması şart.
Umarım önümüzdeki hafta sezonun en önemli maçında bu problemi aşmış bir Bursaspor’u sahada görebiliriz…
Paylaş