Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Yağmurlar neden barajlardaki su seviyesini zıplatamıyor

Göl, akarsu gibi açık su yüzeylerinden en fazla buharlaşma ne zaman olur? "Yaz ayları" mı dediniz? Daaaarttt! Yani, bilemediniz. Ama doğuştan meteoroloji uzmanı olanlar bunu böyle söyleyip duruyor. Öyle olsaydı bütün denizler ve göller yazın kururdu!

Ramazan Bayramı’nda İstanbul’da şiddetli yağmurlar görüldü. Öyle ki yollar ve caddeler birer dereye ve nehirlere dönüştü. Bazı semtlerdeki zemin katlarında havuzlar oluştu. Hatta can kaybı bile oldu. Ama bütün bunların sonucunda İstanbul’a içme suyu sağlayan barajlardaki artış yüzde 1’de kaldı! Neden acaba?

Susuzluğun tek nedeni yağmur ya da kar yağmaması değildir. Bunları daha önce de burada yazdım. Benzer şekilde yağışlardan su elde edememenin de nedenleri susuzluğun nedenleriyle aynıdır. Neden bugünlerde caddelerde insanları, araçları sürükleyen yağmurlar barajların su seviyesini yeterince yükseltemiyor? Bunu oturup kara kara düşünmemiz lazım.

BUHARLAŞMA BU MEVSİMDE ARTAR

Bunun nedenlerinden biri, Sultanbeyli gibi devasa yerleşim alanlarının Ömerli gibi önemli su havzalarının içinde kurulmuş olmasıdır. Bu tür yerleşim yerlerine yağan yağmurlar bu şehirleri oluşturan binlerce bina, binaların çatıları, otoparklar, yollar ve yollardaki mazgallar tarafından toplanıp kanalizasyona, kanallar yardımıyla arıtma tesislerine, oradan da baraj gölleri yerine denizlere taşınıyor. Bu nedenle, tekrar söylemek gerekirse su havzalarını amaç dışı kullanmak susuzluğa davetiye çıkarmak, yani intihar etmek demektir.

Bu günlerde baraj su seviyelerindeki yeterince yükselmemenin nedenlerinden biri de artan buharlaşmadır. Baraj gölü gibi açık su yüzeylerinden buharlaşma (inanılanın aksine) sonbaharın son aylarında ve kışın başında daha fazladır. Çünkü göldeki su kütlesinin sıcaklığıyla hava sıcaklığı arasındaki fark en fazla bu aylarda oluşur.

"Meteorolojiye Giriş" dersinde olduğu gibi, önce meraklısına ya da sözde meteoroloji uzmanlarına buharlaşmanın ne olduğunu anlatmam gerekiyor. Normalde su yüzeylerinden su molekülleri her zaman, yani her sıcaklıkta havaya kaçar. Diğer bir deyişle her sıcaklıkta sular molekül kaybeder. Aynı şekilde her zaman havadan gelen su molekülleri su yüzeylerinde yoğuşarak toplanır. Eğer su yüzlerinden giden su molekülleri havadan su yüzeyine gelenlerden daha fazla olursa buna buharlaşma deriz. Bunun tersi ise yoğuşmadır (yoğunlaşma değil; burada faz değişiyor yoğunluk artışından bahsetmiyoruz!)

ÖLÇÜM YAPILMIYOR

Göl gibi açık su yüzeyleriyle hava arasındaki su molekülü alışverişinde en önemli ölçüt sadece hava ya da su sıcaklığı değildir. En önemli nokta, hava sıcaklığı ile su sıcaklığı arasındaki farktır. İşte sonbahar günlerinde, daha sıcak olan suların üzerindeki hava sıcaklığı hızla düştükçe hava ile su sıcaklığı arasındaki fark en yüksek değerlerine ulaşmaktadır. Buharlaşmada su molekülleri daha sıcaktan (yani, yüksek su buharı basıncından) daha düşük sıcaklığa (düşük su buharı basıncına) doğru taşınır. Yani bu günlerde büyük su gövdeleri daha sıcak ve hava daha soğuk olduğu için açık su yüzeylerinden buharlaşma oranı en yüksek miktarlarına çıkar.

İster inanın ister inanmayın, hal böyleyken ülkemizde genellikle bu aylarda buharlaşma ölçümü yapılmaz! Bazı yerlerde de şehir şebeke suyu ile buharlaşma leğenlerinde buharlaşma miktarı ölçülür, sonra da Van Gölü gibi suyu tuzlu ve sodalı olan göllerdeki buharlaşma, şehir suyundaki buharlaşmaya bakarak hesaplanır. Bir de unutmadan yazayım: Su buharı asla görünmez! Gördüğünüz yoğuşmadır...

Şüphesiz barajlardaki buharlaşmayı azaltmak mümkündür. Bunun için önce buharlaşmayı doğru anlamalı, doğru ölçüp doğru hesaplayabilmeliyiz. Bundan çok daha önce ise su havzalarımızı her bir çakıl taşına kadar korumalıyız. Benden söylemesi; yoksa daha çook yağmurlar yağar, biz bakarız...
Yazarın Tüm Yazıları