Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Kuyruksuz ve beyaz olmayan yalanlar

Sonunda küresel iklim değişimine TBMM el attı. Ama AKP ve CHP milletvekillerini ortak bir noktada buluşturan bu problemle kuraklık arasında kurulan ilişki hálá sağlıklı değil.

Hálá ülkemizde kuraklıkların periyodlarını tespit edip havanın olmayan hafızasını arayanlar var. Bu tür çalışmaların varlığını bakanlarımızın yaptığı tuhaf açıklamalarda görüyoruz.

İklim değişimi araştırma komisyonunun kurulduğu Genel Kurulda konuşma yapan Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, "Türkiye’de her 6 yılda bir hafif kuraklık, 18 yılda bir orta kuraklık yaşanıyor" dedi (14 Şubat 2006, Hürriyet). Benzer şekilde, Jeoloji Mühendisi Nalbantçılar, "Akşehir gölleri, kurak periyottan çıkıp, 2008’de yağışlı periyoda geçilmesi halinde kurtulabilecek. Konya ve çevresinin kurak periyottan kurtulmasına 2 yıl kaldı. Bu hesaba göre 2008’de yağışlı döneme geçmemiz lazım" demişti (15 Ekim 2006, Hürriyet).

*

Yıllardır, havanın ne kadar "havai" bir şey ve atmosferin ne kadar kaotik bir ortam olduğunun farkında olmayanlar bu tür hesapları yapmış durmuştur. Aynı zamanda, yıllardır bu tür dönemsel tahminler hep yanlış çıkmıştır. Buna rağmen bazıları geçmişteki bu tür tahminlerin tutarsızlığına ve dünyada kuraklıkla mücadeledeki gerçekçi yaklaşımlara bakmadan meteoroloji verileriyle oynar durur. Bu tür çalışmaları yapanlar genellikle "hava" ve "iklim"in gerçek karakterini tanımayan, bunları "havadan sudan" konular olarak düşünen ve bu konunun uzmanı olmayan kişilerdir. Bu nedenlerden dolayı, yıllardır bu tür ifadeleri hayret ve şaşkınlıkla duyar ve okurum. Ama bakanlarımızın ve dolayısıyla halkımızın bu tür şeylerle yanıltılması ve oyalanması doğru değildir.

Örneğin bu tür tahminlere göre 2007, aslında yağışlı bir yıl olacaktı! 20 Mart 2001’de Sayın Tarhan Erdem’in yönetiminde Demokratik Değişim Derneği Ankara’da "Kuraklık Kıranı Yuvarlak Masa Toplantısı"nı düzenlemişti. Buradaki konuşmalar Güncel Yayıncılık tarafından "Kuraklık Kıranı" adıyla bir kitap olarak yayınlanmıştır. Bu kitap’ta açıklanan kuraklık periyotlarına göre şu an sulak bir yılda olmamız gerekiyordu!

Örneğin, o toplantıda bir "yetkili" şöyle diyordu: "...Bugünkü tarihteki verilerle üst üste çakıştırdığınızda da karşınıza Türkiye’de 8 yıllık yağışlı ve kuraklık periyodunun çıktığını çok net olarak görürsünüz. Ve bu eğri gittikçe azalan bir eğridir. Türkiye ciddi bir kuraklık içindedir ve 2004 yılına kadar da bu kuraklık devam edecektir. Önümüzde bu tür toplantıları yapmak zorunda kalacağımız en az 2 yılımız daha var ki 2004’ten sonra da birdenbire yağışlı bir sezona değil, yine periyodik olarak sistemli bir geçişe geçeceksiniz. Bu demektir ki, yaklaşık 6 yıllık bir süremiz var önümüzde." Yani bu açıklamaya göre, (2001 yılına 6 yıl eklerseniz) 2007 yılında ülkemizde kuraklığın bitmiş olması gerekirdi.

*

Özet olarak, yağışların zaman serisine bakarak "şu kadar zaman sonra kuraklıktan kurtulabiliriz" gibi dönemsel bir öngörüde bulunmak yanlış bir yaklaşımdır. Doğru kaynak ve bilimsel temelden yoksun olan bu tür tahminler, halkımızı ve yetkililerimizi yanlış bilgilendirip yönlendirerek problemin gerçek çözümünü de engellemektedir. Kısa dönemlerde genellikle günlük hava olayları kuraklığa neden olur. Ve günlük hava olaylarında mevsimlerde olduğu gibi bir periyodiklik beklemek veya bir düzen aramak sadece ham bir hayaldir. Genellikle hava olayları kaotik, yani karmaşık, bir davranış gösterir. Mevsimler gibi hava şartlarının, çok önceden bilinen tekrarlı bir hareketi yoktur.

Sonuç olarak, fiziksel bir dayanağı olmayan kuraklık periyotları, bir tür (kuyruksuz ve beyaz olmayan) istatistiksel veya matematiksel bir "yalan" olarak kabul edilmelidir.
Yazarın Tüm Yazıları