Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Havanın soğuk olması kar yağması için bir engel midir?

Çocuk, yolun karşısındaki sokak lambasının ışığıyla parlayacak olan kar tanelerini görmek umuduyla pencere camına burnunu dayadı.Eğer kar yağarsa; belki kar yığınları okulun bir gün, bir hafta ya da sonsuza dek tatil olmasına yetecek kadar büyük olabilirdi. Dolunayın meydana getirdiği hale, bu akşam kar yağması için ona yeterince umut vermişti. Fakat arka odadan gelen aykırı bir ses ‘Bu akşam kar yağması için hava çok soğuk’ diyordu. Ahrens’in ‘Günümüzde Meteoroloji’ adlı kitabında söylendiği gibi, havanın soğuk olması, kar yağması için bir engel midir? Yeterince kar yağışı görmemiş birisi bu soruya, hemen ‘evet’ diyebilir. Erzurum gibi soğuk kışların olduğu yerlerde yaşayanlar ise çok soğuk havalarda da kar yağabileceğini bilir...Böyle yaygın ve yanlış bir inanış olmasına rağmen havanın soğuk olması, kar yağışı için bir engel değildir. Doğru; soğuk havada, sıcak havadaki kadar nem bulunmaz. Fakat hava ne kadar soğuk olursa olsun, daima kar oluşumuna yetecek kadar su buharı her zaman vardır. Örneğin, Fort Yellowston, Wyoming’de 2 Şubat 1899 günü maksimum sıcaklık sadece -28 dereceye ulaşmasına rağmen 8 cm. kalınlığında kar yağmıştı. Gerçekte, -47 dereceden daha düşük sıcaklıklarda bile kar yağışı olarak ince buz kristallerinin düştüğü gözlenmiştir. Diğer bir deyişle kar yağdığı için değil, normalde az bulutlu olan yüksek basınç alanlarında sakin ve açık geçen ayazlı geceler oluştuğu için kar yağmayan havalar daha soğuktur. Ancak, böylece gecelerde toprak da derinlere kadar donabilir. Örneğin, hava sıcaklığının -30 dereceye kadar düştüğü günlerde Erzurum’da toprak donar ve ‘Kazma ve küreklerle mezar açamayan işçiler, çareyi kompresör kullanmakta bulur.’SOĞUKTAN KORUNMAK İÇİN KARDAN MAĞARA YAPINAtalarımız ‘Kar mı soğuk, söz mü soğuk?’ diye sormuş. Bana göre kar, soğuk bir madde değildir; hatta iyi bir ısı yalıtıcısıdır. Hafif ve yumuşak bir kar örtüsü soğuğa karşı hassas olan bitkileri ve onların köklerini, bir battaniye gibi dondan korur. Kışın, karla örtülü olan yer yüzeyi, karla kaplı olmayan yüzeylere göre daha sıcaktır. Bu şekilde kar, toprağın derinlere kadar donmasını ve bitki köklerinin, yararlı böcek vb’nin de ölmesini önler.Donmuş toprak, erken yağan ilkbahar yağmurlarının toprağa sızmasını engelleyerek hızlı su akışına ve ani sellere de neden olur. Eğer daha sonra da yeterli yağış olmazsa, bu sefer toprak kurak kalır. Unutmayın bir kar fırtınasında kaybolursanız, kardan bir mağara yapıp içine girin. Bu sizi sadece sert esen rüzgardan değil, aynı zamanda gövdenizden olan ısı kaybını azaltarak şiddetli soğuktan da korur. Dağlardaki kar birikintileri, kışın eğlence yerlerini de oluşturur. İlkbaharda ve yazın eriyen kar da büyük bir ekonomik değerdir. Çünkü onlar, nehirlere, göllere ve barajlara yazın yağışsız, kurak günlerde gerekli olan suyu sağlar.Kar yere inip birikmeye başladığında ses iletimi ve dağılımını da etkiler. Bu nedenle, kar yağışından sonra etraf genelde daha sessiz olur. Kar derinliği arttıkça sesi yutma özelliği de artar. Karlı bir akşamda dışarıda yürümüş herhangi biri, sessizliğin kalın bir kar tabakası tarafından oluşturulduğunu fark edebilir. Kar eskidikçe daha yoğun bir şekilde sıkışır ve sesi yutma yeteneği azalır. Kaldırımı kaplayan yeni yağmış bir karda yürüdüğünüzde bazen ‘çık çık’ gibi sesler çıkar. Bu ses, karın sıcaklığıyla ilgilidir. Hava ve kar sıcaklığı, sıfır derecenin biraz üzerinde olduğunda, bir botun topuğundan kara yapılan basınç karı kısmen eritir. Bu kar sonra ağırlığınız altında akar ve ses çıkarmaz. Bunun yanı sıra soğuk günlerde karın sıcaklığı -10 dereceye düşerse botun topuğu karı eritemez ve buz kristalleri ezilir. Bu sefer kristaller, ‘kırç, kırç’ gibi bir ses çıkartır...KAR BEMBEYAZKEN NEDEN KARA KIŞ DENİR‘Yarın kar yağma ihtimali var’ gibi bir tahmin ise sürekli olarak olaylara siyah (var) ya da beyaz (yok) olarak bakmaya alışmış olanlarımızın aklını karıştırır. Yaşadığımız krizlere karşı çok hassasken gelecekteki problemlere karşı duyarsız davranıp ihtimallere pek önem vermeyiz. Böylece, dünyada sadece Türkiye’de yağmur ya da kar yağışı ‘etkili’ veya ‘etkisiz’ diye ikiye ayrılır oldu! Bunun nedeni de vatandaşımızın tahmin edilen karın ‘etkili olup olmayacağını’ sorup durmasıymış. Sonuç olarak sanki aralarında hiçbir fark yokmuş gibi her şiddetli yağış için meteorolojinin ‘etkili’ denmesi de artık yağış var ya da yok anlamına gelir oldu... Özet olarak, Oscar Wilde’ye göre ‘Düşen bir çığda hiçbir kar tanesi kendisini olup bitenden sorumlu tutmaz.’Aslında bilgi toplumlarında yağış miktarı ve şiddeti, gri bir problemdir! Kar yağışının şiddeti, öyle düşünüldüğü gibi yağan karın miktarına göre belirlenmez. Meteorolojide kar yağışının şiddeti, yatay görüş mesafesinde meydana getirdiği azalma ile ölçülür. Kar yağışı, görüş uzaklığı yarım km.’den daha az ise şiddetli; 0.5 km ila bir km. arasında ise orta şiddette; bir km. ve daha fazla ise hafif olarak ifade edilir. Eğer kar yüksekliğine göre sınıflandırılsaydı, bu sınıflandırma yerden yere değişirdi. Örneğin Erzurum’da, 12 saat içinde 20 cm. veya daha fazla kar yağarsa bu şiddetli bir kar yağışı olarak adlandırılabilir. Fakat, İzmir gibi kar yağışının yaygın olmadığı bir yerde 5 cm. kar bile şiddetli kar bir yağışı olarak görülebilir...Aslında yeryüzünü kaplayan kar harika bir manzaradan öte, doğa tarafından bize sağlanan çok değerli bir kaynaktır. Beyaz kar kristallerinin havada uçuştuğu günlere ‘kara kış’ diyenlere de şaşmalı. Öyle ki bu yıl Trakya’da olduğu gibi kar yağmazsa, İstanbul’da oturup ağlamamız, hatta karalar bağlamamız gerekir! Artık hava şartlarını, etkili ya da etkisiz şekilde iki sınıfa ayırmaktan vazgeçip havanın da renklerini ve tonlarını yakalamalıyız...
Yazarın Tüm Yazıları