Daha az yol katetmek trafikte delirmemek ve havayı daha az kirletmek için ne yapmalı
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Sabahın köründe yine sıkışmış bir trafikte ilerlemeye mi çalışıyorsunuz?
Bütün bu uğraşınız sadece işyerinize varmak için mi? İşinizi yapmak için ille de işyerinize gitmek zorunda mısınız? Otomobilinin içinde atın üstündeki jokey gibi oturanların hepsinin de gerçekten işlerini yapması için her gün gidip bir ofiste oturması mı gerekiyor? Yanıtlar ‘hayır’ ise o zaman ne diye her Allah’ın günü sabah akşam yollara dökülüp perişan oluyoruz?
Bildiğiniz gibi büyük şehirlerimizde özellikle de sabah ve akşam işe gidiş ve dönüş saatlerinde trafik sıkışıyor; hatta felç olup yürümüyor. Trafikteki durumu gösteren elektronik board’lardaki yazılar da hep aynı; ‘yoğun.’ Özellikle de okullar açıldıktan sonra ‘akıcı’ kelimesini göremez olduk. Otomobil sayısı her gün artarken dünyanın her yerinde büyük şehirlerin trafik problemi içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Tekerleği yeniden keşfetmemiz gerekmiyor; bu konuda da dünyada edinilen tecrübelerden yararlanmalıyız.
Şartlanmışız bir kere, her gün trafik meydan muhaberesi yapmadan rahat edemiyoruz. İşinizi nerede yaptığınızın bir önemi yoksa oturun evinizde; hem işinizi yapın, sinirlerinizi bozmayın, havayı kirletmeyin, hem de trafiği aksatmayın... Kişisel bilgisayarlar ve internetle de evden çalışmak artık çok kolaylaştı. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde insanlar evlerinde yapabileceği bir iş için artık her gün yollara dökülmüyor. Örneğin ABD’de ayda en az bir gün evden çalışanların sayısı 24.1 milyon. Wall Street Journal’da yeni çıkan bir makaleye göre orta ve yukarı seviye yöneticiler arasında da evden çalışma gittikçe yaygınlaşıyor.
DAHA AZ TIKALI YOL DAHA AZ EGZOZ
Dieringer Araştırma Grubu tarafından ABD genelinde yapılan bir araştırmaya göre geçen yıldan bu yıla tüm gün evde çalışanların sayısı 8.8 milyondan 12.4 milyona çıkmış; yani bir yılda yüzde 41’lik artış var. Evden çalışmanın en başarılı uygulandığı eyaletlerden biri olan Arizona’da, kamu çalışanlarının yüzde 16’sı, yani yaklaşık 3400 kişi evden çalışıyor. Pratik anlamda bu onların beş milyon kilometre daha az yol kat etmesi, 39 ton hava kirliliğinin oluşmaması ve 106,336 saati otomobilin içinde harcamamaları anlamına geliyor.
Bunun için ilk adım olarak hangi işlerde çalışanların evden çalışmaya uygun olduğunun belirlenmesi gerekiyor. Sonra bu tür işlerde çalışanların en az ayda bir günden en fazla haftada dört güne kadar evden çalışabilmesi programlanmalı. Evden çalışmanın yaygınlaştırılabilmesi için öncelikle özel sektörde işverenlerin ikna edilmesi ve kamuda kanun ve yönetmeliklerin yeniden düzenlemesi gerekiyor.
ABD’de 1989 yılından beri eyaletlerin desteğinde geliştirilen örnek projelerde evden çalışmanın birçok sektörde mümkün olduğu ve önemli yararlar sağladığı görülmüş. Örneğin Hawaii’de bu yöntem, Mililani Teknoloji Park, Hawaii Bankası, HMSA, IBM, Title Guaranty of Hawaii ve Inter-Island Hukuk Bürosu gibi birçok firma ve sektörde denendi. Sonuç olarak, evden çalışmanın çalışanlara, işverenlere ve topluma birçok faydası olduğu görüldü. (Evde eşleri ile kavga etmek gibi bir şeyden hiç bahsedilmiyor!)
Geçenlerde Hawaii’de yayınlanan Star-Bulletin adlı gazetenin Robert Kay tarafından yazılan başyazısında evden çalışmanın (telecommuting) trafiği hafifletmek için önemli bir yöntem olduğu konusunda belediye başkanı adayları uyarıldı. Star-Bulletin Gazetesi, belediye başkanlığına aday olanları trafik sıkışıklığına karşı, vergi muafiyeti vb şekillerde destekleyerek evden çalışmayı daha da geliştirmeye davet ediyor.
İşveren için evden çalışanların getirdiği avantajlar çok açık. Değerli elemanları elde tutar, yeni eleman bulma ve onları eğitme derdi olmaz, park yerinden tasarruf eder, işe almada daha fazla avantajlı olur, verimi artar ve büyümenin önündeki engeller kalkar. Çalışanlar için evde çalışmak, ofisteki dikkat dağıtıcı ve rahatsızlık verici şeylerden uzak kalmak, yol masraflarından tasarruf, daha iyi bir iş ve yaşam dengesi ve motivasyon anlamına geliyor. Daha geniş ölçekte ise evden çalışma daha az tıkalı yol, daha az egzoz kirliliği ve daha fazla rekabet gücü anlamına gelir. Genelde toplum için yararları; yollardaki sıkışıklık ve otomobillerden kaynaklanan kirleticiler azalır, ayrıca büyük ekonomik tasarruf sağlar...
İŞE GEÇ GELDİK, BARİ EVE ERKEN GİDELİM
Sabahları işyerinde kart basmak veya imza atmak ya da birilerinin gözüne gözükmek gibi şekilci yaklaşımlardan çok kimin neyi, hangi kalitede ürettiği daha önemli olmalı. Gözlemlerime göre, ‘Burada hiç durmuyorsun’, ‘Yüzünü gören cennetlik’ vb. şikayet ve kinayeleri yapanlar genellikle işyerinde sadece nöbet tutan, ama yeterince bir şeyler üretemeyenlerdir. Bunun yanı sıra, rahmetli Prof. Dr. Enis Kadıoğlu hocamız gibi, ‘Oğlum burası kahve mi, ne diye her gün fakülteye geliyorsun?’ diyen; şekilciliği ve kendini aşmış gerçek bilim insanı ve yöneticileri ise unutmak bile mümkün değildir...
Rahmetli Enis Hoca’yı, yağmur veya kar fırtınası olan bir günde sabahın köründe yollara dökülüp dişimizi canımıza takarak işyerimize geç bir saatte ulaştıktan sonra hava düzelince tatil ilan edilip eve erken döndüğümüz günlerde de hatırlarım. Rahmetli işe geç geldiği günlerde ‘İşe geç geldik, bari eve erken gidelim’ dermiş. Umarım bir gün çalışanların mesaisini hava tahminlerine göre ‘işe zamanında gel, eve erken dön’ veya ‘işe geç gel, eve zamanında dön’ şeklinde de düzenlemeye başlarız.
Evden çalışmak ve hava tahminlerine göre mesai saatlerini ayarlamak, kalabalık şehirlerdeki trafik sıkışıklığına tek başına bir çare değildir, fakat kesinlikle çözümün bir parçasıdır. Bir düşünün bakalım, ille de her gün iş yerinize gitmeniz gerekiyor mu?