Paylaş
Adına ister “yaşlanmak”, ister “yaş almak” deyin, fark etmiyor; kırkları devirip de ellilere yaklaşınca bazı değişiklikler yapmak, önlemler almak gerekiyor. Özellikle altmış ve sonrası için mühim gördüğüm ilk üç önlemi geçenlerde yazmıştım. İsterseniz yeniden hatırlayalım:
- DÜŞMEYECEĞİZ!
- ÜŞÜTMEYECEĞİZ!
- DURMAYACAĞIZ!
Bunların önemleri de nedenleri de net ve açık: Altmışlar ve sonrasında düşünce oramız buramız daha kolay kırılıyor. Kırık dökükleri onarmak da kolay olmuyor. Yine bu yaşlarda insan üşütünce öyle kolayca toparlanamıyor. Basit bir nezle bile ağır bir zatürre depremi haline gelebiliyor. Ayrıca altmışlardan sonra yeterince hareket edilmezse beden de ruh da hızla paslanıp çürüyor.Peki, bu “üç önlem” yeter mi? Sırada başkaları da var. Buyurun…
- AZ VE ÖZ YENECEK.
- ASLAN DEĞİL KUZU OLUNACAK, ET DEĞİL SEBZE TERCİH EDİLECEK.
- GÖBEK BAĞLANMAYACAK.
- İYİ UYUNACAK.
- YALNIZ DEĞİL, ÇOK OLUNACAK.
- DAHA FAZLA EŞ, DOST, ARKADAŞ EDİNİLECEK.
- AZ ELEŞTİRİP ÇOK ÖVÜLECEK.
- STRESLER AKILLICA YÖNETİLECEK.
- ÖFKELENİP KIZILMAYACAK.
- HİÇ KİMSE YARGILANMAYACAK.
- HOŞ GÖRÜP AFFEDİLECEK.
- AZ KONUŞULUP ÇOK DİNLENECEK.
- HIZ KESİLİP YAVAŞLANACAK.
- DAİMA “YAPILACAK BAZI İŞLER” OLACAK.
- SAĞLIĞA ÖNCELİK VERİLECEK.
Not. Bunların detaylarını da önümüzdeki hafta yazacağım.
TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN HER TÜRLÜSÜ ZARARLI
Sigara bilinen en belalı ölüm sebeplerinden biri. En tehlikeli zehirlerin de birincisi. Başta akciğer kanseri, yol açmadığı sağlık sorunu yok. Solunum yollarınızı tıkar, sizi nefessiz, oksijensiz bırakır. Milyonlarca insanın parmaklarının, bacaklarının kesilmesinden de yine sigara belası sorumludur. Zira damarları tıkayan ilk tehdit odur. Böyle olduğu için de kardiyologlar tarafından kalbe bağlı ölüm nedenlerinin ilk sırasına sigara oturtulur!
‘RİSKİ AZALTILMIŞ’!!!
Tam da sigara karşıtı kampanyalar başarı üstüne başarı kazanırken bazı “uyanıklar” yeni girişimler içindeler. Girişimlerine de kulağa hoş gelebilecek bir isim bulmuşlar:
RİSKİ AZALTILMIŞ TÜTÜN ÜRÜNLERİ!
Kesini, doğrusu, tartışmasızı şudur:
SİGARA BİR ZEHİRDİR.
Zehrin, toksinin, katranın, özetle belanın
“AZ YA DA ÇOK RİSKLİSİ”
ya da
“AZ YA DA ÇOK ZARARLISI, BELALISI” olmaz!
HATIRLAYANIN HATIRLANANDAN FARKI YOK
Yüzyıllar önce Roma imparatoru Marcus Aureligus, “Düşünceler” olarak özetlenen notlarında bakın ne demiş:
“Hepimizinki günübirlik hayatlar. Hatırlayanın hatırlanandan farkı yok. Hem anılar hem de anıların nesnesi hepsi geçici. Her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda. Her şeyin seni unutacağı günler yakın. Belki çok geçmeden ‘hiç kimse’ ve ‘hiçbir yerde’ olacaksın!”
Özeti şu: Herkes zamanı geldiğinde gidecek. “Ama yine de…” diyorsanız tavsiyem toplam 18 maddelik önlem paketini beklemeden uygulamaya koymanızdır.
ÇOK ARKADAŞI OLAN DAHA UZUN YAŞAR
Sağlıklı ve uzun bir ömür herkesin dileği. Bunu başarabilmenin birden çok belirleyicisi var.Bazılarını biliyor, bazılarını ıskalıyoruz. En çok ıskaladıklarımızdan biri ‘yalnızlık’ meselesi. Yalnızlığın, başka bir deyişle arkadaş ve dost sayısı az bir hayatın yaşamın kalitesini de süresini de etkilediğini gösteren yeni bir çalışma geçen hafta yayınlandı, haberi Hürriyet’te siz de okumuş olmalısınız.
YALNIZ, TATSIZDIR
O araştırmaya göre yalnız insanlar, eşi, dostu, arkadaşı az olanlar beklenenden daha kısa ve daha tatsız bir ömür sürüyor. Bu bilgi yeni değil. Yıllar önce de Amerika ve Avrupa’da yapılan çalışmalarla net ve açık olarak ortaya konmuştu. Yüz binlerce insan üzerinde yapılan çok sayıda araştırmada şu sonuç çıkmıştı: Arkadaşlık, dostluk, bu ilişkilerin yoğunluğu ve kalitesi, sosyal temasların çokluğu yaşam kalitesi ve süresini en az sigara içmemek, yüksek tansiyon ve şekerden kaçınmak, kilo almamak, düzenli egzersiz kadar etkiliyor.Bunun birçok nedeni var. En önemlisi yalnızlığın ruha, bedene dayanılması güç ağırlıklar getirmesi. Sevilmek, desteklenmek, bir sorun halinde yardım göreceğini bilmek, stresle mücadelenin en etkili yollarından biri...
Paylaş