Paylaş
Hafta sonu herkesi mutluluktan ağlattı 4 yaşındaki Ali Asaf. Çünkü kanseri atlattı. Babası “Bizim fazla çevremiz yok. Oğlum kanseri yendi. Balon uçurmak istiyor. Gelir misiniz” diye bir çağrı yapmıştı. Onun ve hepimizin tahmin ettiğinden çok daha fazla kişi geldi o balonları uçurmaya.
Sancaktepe Belediye Başkanı’nın da desteğiyle bir şenlik havasına dönüştü ortalık.
Binlerce kişi ellerinde rengarenk balonlarla akın etti Sancaktepe Meydanı’na.
Ali Asaf ömrü boyunca unutamayacağı bir an yaşadı. Hem alandakiler hem de uzaktan olanı biteni takip edenler tutamadı gözyaşlarını.
Neresinden bakarsanız bakın çok güzel hareketti.
2- Evlat sevgisi yaptırır:
Bir kutlama da Yenikapı Meydanı’ndaydı. Galatasaray’ın şampiyonluğu kutlandı. O kutlamalarda bir baba ile oğlunun görüntüsü çekti dikkatimi.
Galatasaray formalı oğlunun elinden tutan Fenerbahçeli bir baba... Belli ki kıramamış oğlunu ve katılmayı kabul etmiş kutlamalara.
Ama demiş “Bir dakika! Ben de Fenerbahçe formamı giyerim, öyle gelirim”! Oğlu da “Tamam baba” demiş. Bu da olması gereken bir görüntü aslında. Keşke tribünlerde de görsek zaman zaman. Haftanın bir diğer güzel haberi buydu!
3- Onların da hakkı tabii!
Helal olsun dedim Gülben Ergen’i izleyince. Çünkü konser verirken şu sözleri kullandı: “Garson arkadaşlarımız hep hizmet ediyorlar. Buralarda sahneye kim çıkarsa çıksın eğlenemiyorlar. Varsa yoksa hizmet...”
Bu sözlerden sonra da mekân çalışanlarını sahneye davet edip, onlarla beraber dans edip şarkı söylemiş.
Sadece müşterileri değil o alanda bulunan herkesi düşünmesi, herkesi eğlendirmesi bence alkışa layık bir hareketti.
Yine aynı görüntüler!
Belli ki ne o, ne biz, ne de organizatörler akıllanmış. Belli ki bazen parayı veren dünyanın en önemli kupalarını kaldırabiliyormuşsun.
E ne anlamı kaldı?
Daha önce Dünya Kupası’nda sahaya girmiş, kupayı kaldırmıştı bizim etçi Nusret.
Pazar gecesi de Abu Dabi’de Fenerbahçe’nin EuroLeague finalindeydi.
Önce kameralara yansıdı maç sırasında. O sırada bekliyormuş demek ki, pusuya yatmış. “Kupayı kazansak da kaldırsam” diye dakikaları sayıyormuş.
Fenerbahçe şampiyon olunca attı kendini parkeye. Önce kupayı kaldırdı, sonra EuroLeague canlı yayınına daldı ve anlaşılmayan dilde bir şeyler söyledi.
Olacak iş değil! Hangi vasıfla orada? Kim davet etti? Kim bu kadar ileri gitmesine izin verdi?
İnanın anlamıyorum...
Kadınlar ve erkekler
Fransa Cumhurbaşkanı Macron uçaktan inerken eşinden tokat mı yiyor, şakalaşıyorlar mı belli değil. Ama devreye hemen erkeklerin olayı toparlama hızı giriyor. Kadınların kararlılığı da tabii.
Macron bakıyor ki kameralar orada, hemen selam çakıp gülümsüyor. Uçağın merdivenlerinden inerken de eşinin koluna girmesi için açık bırakıyor. Ama hanımefendi kararlı. Girmiyor koluna eşinin.
Kim bilir ne yaptı kadına?
Yoksa herkesin ortasında bir devlet başkanına yapılacak hareket mi bu?
Paylaş