Paylaş
Galatasaray için “Çifte şampiyon olma” gecesiydi..
Tıklım tıklım dolu bir stat!
İbre, bana göre kendi taraftarını önünde olan Fenerbahçe’den yanaydı!
Zaten; ilk 11’lere bakarsak, her iki takım da sahaya en az 3 atmak için çıkmıştı..
Amaa, Şükrü Saraçoğlu’nun en rahat adamı da bendim doğrusu..
Kendimi Birleşmiş Milletler gibi hissediyordum..
Stres tüylerimi bir gece önce İnönü’de dökmüştüm çünkü..
GS yaptığı tek atakta penaltı kazanıp öne geçince koca stada derin bir sessizlik çökecek sandım!
Yanılmışım!!
İlk yarı oyun üstünlüğünü elinde tutan Fenerbahçe 2 gol buldu!
İlk yarı Webo için söylenecek tek şey vardı..
“Bu adam tek başına ordu..”
Yok yok, “Spartaküs” gibiydi..!!
Harbiden öyleydi..
İlk için kayıtlara geçen bir başka olay daha vardı.
Fenerbahçe golü yedikten sonra sahaya atılan kahverengi nesne..
Zemheriden stoklu kalan kanyak şişesi..
Hep merak edeceğim, boş muydu yoksa dolu muydu..!?
Soğuk havalarda içilir de..
Bir de bu sahanın çimlerinde büyük hazinen yattığını biliyor musunuz?
Maçtan sonra çimleri düzeltecek görevli bozuk paralarla iyi bir hasılat yapacak da ondan!
İlk yarı ikinci yarı, sahadaki futbolcuların “yarattıkları” gerginliklerini filme alsanız muazzam bir komedi filmi ortayla çıkardı..
Maçın sonucu ve saha içindeki olaylarıyla da konuşulacak bir maçtı.
Volkan ve Sabri’nni oyundan atılması, maçın gerginliğinin şahikasıydı!
Ne olursa olsun, bir “Birleşmiş Milletler Görevlisi” olarak şunu söylemeliyim:
Fenerbahçe Galatasaray’ı resmen sahadan sildi.
Böyle bir gergin maç ortamında adeta futbol dersi verdi..
Galatasaray 3 forvetle sahaya çıktı ama orta sahası yoktu..
Herkesin “Şef” olduğu bir hücum hattı vardı..
Fatih Terim bir şeyi unutmuştu..
Apaçilerini..!!
“Şefler” gol bölgesinde top beklerken savaşı kazanacak olan “Apaciler” yoktu..
Hücum oyuncularından bir tek Drogba geriye gelip defanstan top çıkarttı..
Diğerleri ise ileride ballı top bekliyordu..
Dolayısıyla sonuç da öyle olmadı tabii..
Topu kaybettiklerin de bile, kaybettikleri topa 3 kişi ile saldıran bir Fenerbahçe vardı.
Galibiyeti daha çok istediler, sonuç da öyle oldu..
Eğriye eğri, doğruya doğru.,
Cimbom’un Şükrü Saraçoğlu kabusu “Arkası Yarın” radyo programı gibi devam ediyor!
Bir hafta önce şampiyonluğunu ilan eden GS, doğal olarak relaks olmuştu!
Futbolcuların “Büyük Yarış” stresi bitmiş, sadece “Büyük Rekabetin” stresi kalmıştı!
Futbolcular uzun maratonu noktalamışlardı..
Son iki maçta kötü bir tablo ortaya çıkartan FB’nin ise işe asılacağı besbelliydi..
Avantaj bu yüzden kendi taraftarı önünde oynayan Fenerbahçe’den yanaydı..
3-5 atma taktiğiyle sahaya çıkan Galatasaray'ı 3-5 yemekten kalecisi Muslera kurtardı.
Galatasaraylı oyuncuların yenilmelerine rağmen Şükrü Saraçoğlu’nun orta yuvarlağında şampiyonluk sevinci yapmaları aralarındaki o uzlaşmaz rekabetin göstergesiydi..
Paylaş