Gezegen de değiştirseniz
Olacak olan olacaktır!
Akdeniz insanın güzel sözüdür bu..
Bu maçta da öyle oldu..
Trabzonspor - Beşiktaş maçı 1-1 berabere bitti ama
Elbet benim söyleyecek iki çift lafım var tabii..
Beşiktaşlı futbolcuların oyununa baktıkça kulağıma,
Kasımpaşa maçı öncesinde
“Sen yoksun ya Ömer, adalete hasret kaldık demeyiz inşallah” demiştim.
Yıllardır hasretiz çünkü..
Hakemin kararları kara bir mizah gibiydi doğrusu o gece..
Sizce o gol pozisyonu kesmek ‘Hava Atışı’ ile mi ölçülürdü..Kural hatasının tillahıydı bu..!!
Portakalın kabuğu gibi acıydı yapılan haksızlık..
Bakın yeryüzündeki ey insanlar..
Bundan bir yıl önce, 10 Ocak 2013 tarihinde Beşiktaş – İstan’bal’ Büyükşehir Belediye maçını İnönü Stadı’nda yazarken edebiyatçılara nispet yapmış, Beşiktaş’ın aşkıyla yoğrulmuştuk..
Aşağıda linki bulunan “Hani bir kasvet çöker ya adama..” başlıklı yazıydı o!
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22399117.asp
İşte o yazının, maç içerikli bölümleri çıkartıldıktan sonra, söz konusu makale içinde kullanılan betimlemelerden de ortaya böyle bir şiir çıktı!
Hani bir kasvet çöker ya adama..Hani hiçbir şey yapmak istemezsiniz ya..Hani koca şehirde yapayalnız hissedersin ya..Hani şehrin üstüne bir sis çöker de her yer gri gözükür ya..Hani ruhunu darmadağın hissedersin o zaman ya..
Hani efil efil bir rüzgar eser önce ya..Hani, rüzgar estikçe serine çalar ya..Sonra, kara kara bulutlar gelir küme küme..Sonra,gök değil gökler gürlemeye başlar ya..Hani bütün heybetiyle yağmur başlar ya..Ve sen,yine yapayalnız hissedersin..Koca dünyada TEK BAŞINA..Hani, ‘deryanın içinde olup da deryayı bilmeyen’ o salak balık gibi değil ama..Hani yalnızlığı ilik ilik hissettiğin anlar vardır ya..Yanında ‘ 1’ dostun olmasını istediğin anlar...İşte ben, hep o acımasız zamanlarda gökyüzüne bakarım..En korkulu gövdesiyle kapasa da gökyüzünü bulutlar..Ben, yıldızları görmek isterim..Göremem amagöremem ki..Heyhat, göremesen de yıldızları onlar oradadır oysa!Dostlar da böyledir işteGözlerinle göremesen de Emin ol, oradadırlar..!!Kısacası dostumkısacası,hakiki evrende asla yalnız değilsindir..Yoksa,yalnız mı hissediyorsun kendini..Öyleyse, aldanırsın..
Gerçek şu ki,Rüzgar estikçe, gittikçe serine çalarEstikçe esmer olur, bilir misin..
Orhan CanBen CAN; Orhan Can yani..En Kalbi Muhabbetlerimle..
İngiltere’de hakem oyunlarıyla Beşiktaş’ı yenmişti. Ve ben İstanbul’daki bu maçta, İnönü’nün Basın Tribünü’nde aşağıda link verdiğim yazıyı yazmıştım..
Aradan tam iki yıl geçti.Ben o yazıdaki maçla ilgili bölümleri çıkarttım.Bakın geriye nasıl bir şiir doğdu..11 Aralık 2011'de yazılan yazıhttp://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19467597.asp
Bu şiirdeki tüm cümleler, 2 yıl önce kullanılan “İnönü’de 8’e 10 kala bakın ne oldu” başlıklı makalede kullanılmıştır.. Kısacası düz bir yazı bakın nasıl Şiir doğurmuştur..
NOT: Yukarıdaki linkteki yazıyı okumazsanız aşağıdaki şiirin tadını çıkartamazsınız..
Ay ışığının içinden geçmeli insanBeyaz Kelebekler Vadisi’nde sekize 10 kalaPek hoşuma ‘geliyor’ bu yazı doğrusu!“Hoşuma geliyor” diyorum.. Obje, benden uzaklaşmıyorbana yaklaşıyor yani!
Bir bahar havası ki sorma..Neredeyse, denize ‘giresim’ varBelli olmaz benim işimHele bir de hararet basmışsa..cumburlop suya “düşebilirim”..ihtimal ki böyle bir şey yapabilirim.. Maksat kalbim pekişsin!
Ama,o yaz geceleri yok muo yaz geceleri..Saf sevgi kokan hani..İşte,O yaz gecelerinde adaların üstüne yatar kimi zaman ay..Denizin üstünden karaya doğru.Gümüş rengindedir ışık..Deniz parlar...Ay parlar..
Üçgen gibi süzülür yüreğinize..Gümüş renkli bir nehirdir o!SankiHiç ummadığınız anda umulmadık diyarlaradır yolculuk
İngiltere’de hakem oyunlarıyla Beşiktaş’ı yenmişti. Ve ben İstanbul’daki bu maçta, İnönü’nün Basın Tribünü’nde aşağıda link verdiğim yazıyı yazmıştım..
Aradan tam iki yıl geçti.Ben o yazıdaki maçla ilgili bölümleri çıkarttım.Bakın geriye nasıl bir şiir doğdu..11 Aralık 2011'de yazılan yazıhttp://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19467597.asp
Bu şiirdeki tüm cümleler, 2 yıl önce kullanılan “İnönü’de 8’e 10 kala bakın ne oldu” başlıklı makalede kullanılmıştır.. Kısacası düz bir yazı bakın nasıl Şiir doğurmuştur..
NOT: Yukarıdaki linkteki yazıyı okumazsanız aşağıdaki şiirin tadını çıkartamazsınız..
Beyaz Kelebekler Vadisi’nde sekize 10 kala
Pek hoşuma ‘geliyor’ bu yazı doğrusu!“Hoşuma geliyor” diyorum.. Obje, benden uzaklaşmıyorbana yaklaşıyor yani!
Bir bahar havası ki sorma..Neredeyse, denize ‘giresim’ varBelli olmaz benim işimHele bir de hararet basmışsa..cumburlop suya “düşebilirim”..ihtimal ki böyle bir şey yapabilirim.. Maksat kalbim pekişsin!
Ama,o yaz geceleri yok muo yaz geceleri..Saf sevgi kokan hani..İşte,O yaz gecelerinde adaların üstüne yatar kimi zaman ay..Denizin üstünden karaya doğru.Gümüş rengindedir ışık..Deniz parlar...Ay parlar..
Gençlerbirliği – Beşiktaş maçını izlemek için bir kıtadan bir kıtaya geçtim.
Önce Gençlerbirliği’ni tebrik etmeliyim..
Disiplinden hiç kopmadılar ve maçı sonuna kadar hak ettiler.
Daha az top yapsalar da, şans yanlarında olsaydı Beşiktaş'a fark atarlardı..
Beşiktaşlı oyunculara gelince..
Size söylenecek tek şey olabilir:
Yazık size..Taraftara yaptığınız bu eziyet nedir yahu..!?
Ölürsem gözüm açık gider derler ya..
O derece yani..
Yıllardan beri oynanırdı bu oyun!
“Karanlıklar Prensleri” devreye girer..
Beşiktaş’ın önünü kesmek için her türlü filmi çevirirler..
Bu oyunun adı, “Kirli oyundur”!
Ama neler oldu neler..!?
Fernandes resmen darp edildi.Mesela, kaleciden dönen top ne zamandan beri ofsayt oldu!
Hakem pozisyonu kesmese resmen 2. Gol.
Kasımpaşalı oyuncunun bilerek gol pozisyonun kesmesi kırmızı kart ve penaltı değil mi?
Oysa ben maç başında ne güzel şeylere tanık oluyordum!
-------------------------------------------------
Şöyle başlamıştım yazıya: Acının rengi yoktur, doğrudur yoktur..