En çok da şu açılardan:
1. AKM’de ilk kez böyle popüler bir ödül töreni düzenlendiği için...
2. Ertesi gün unutulmaya müsait tatlı magazin gerginliklerini özlediğimiz için...
Misal: Kırmızı halı röportajları sırasında Zerrin Özer, kendisiyle röportaj yapan muhabirin Cem Yılmaz’ın geldiğini görünce o tarafa yönelmesine sinirlenip “Akıllı olacaksınız” diye çemkirmiş.
3. Anlamlı ödül töreni konuşmaları nedeniyle...
Misal: Melek Mosso katledilen tüm kadınların ruhlarına armağan olarak aldığını söyledi ödülünü...
Simge’ye bu kadar yüklenmek haksızlık
Valla Simge çok şahane bir şey yaptı.
Teknelerden yükselen gürültü her yaz katlanarak devam ediyor.
Öyle ki rüzgâr sebebiyle bu gürültü kıyıdan çok uzak yerlere bile ulaşıyor.
İstanbul Deniz Turizmi Araçları ve Yat İşletmecileri Derneği (İSTDENTAD) Başkanı İzzet Demirtaş’ın konuyla ilgili bir açıklamasını okudum.
Şöyle diyor:
“Geceleri bu işe çıkan irili ufaklı 30-40 tekne var. Saat saat desibel düşüyor. 90 desibelden başlıyor. Saat ilerledikçe 80, 70 ve 60’a düşüşler var. Desibeli de güvenlik güçleri ölçüyor. Yüksek bir ses varsa hemen gerekli müdahaleyi yapıyor ve limana bildirerek ceza kesiyorlar”.
Evet, Demirtaş’ın söylediği gibi gerekli müdahale yapılıyor, ama çok yetersiz.
Kaldı ki müdahale yapılana dek zaten olan oluyor, o gürültüye maruz kalıyorsun. Üstelik bu her gece devam ediyor.
Dolayısıyla bu asla kesin bir çözüm değil.
“SET-JETTERS”GİLLER
White Lotus’u izleyip Sicilya ya da Hawaii’ye yükselenlerden misiniz? Ya da Emily’yi izleyip canı Paris çekenlerden mi? Expedia’ya göre film ve diziler seyahatler için en önemli ilham kaynağı. Hatta öyle ki, dizi ve filmler bu konuda instagram’ı bile geride bırakıyor Yılın en popüler destinasyonları ise şöyle: Yeni Zelanda, İngiltere, Paris, New York ve Hawaii.
RÖVANŞ SEYAHATİ TAM GAZ
Pandemide kaybedilen zamanı telafi etme adına yapılan intikam ya da rövanş seyahati, etkisini bu yıl da sürdürüyor.
◊ GIANLUCA KİMDİ
Pandemi öncesi bana yıllar önceymiş gibi geliyor. Çünkü araya pandemi girince zaman mefhumu değişti.
Önce zaman aşırı yavaşladı, sonra tekrar eski hızına kavuştu.
Pandemi öncesi popüler olan şeyler de tarih öncesi dönem gibi.
Misal: Sosyal medya fenomeni ve DJ Gianluca Vacchi.
İstanbul’a DJ’lik yapmak için geleceğini duyunca şaşırdım.
Gianluca Vacchi kaldı mı diye...
◊ LOFT ELIA:
İki yıl önce şef Yılmaz Öztürk yönetimindeki mutfağıyla tanınıp sevilen Loft Elia geri dönüyor. Geçtiğimiz yaz Loft Elia’nın olduğu yere Nobu konuşlanmıştı. Bu yaz Loft Elia şef Deniz Asan yönetiminde kaldığı yerden devam edecek.
◊ PAPER MOON:
İtalyan şef Giuseppe Pressani ve ekibinin ellerinden çıkan menü eşliğinde “kim var kim yok” görmek, bolca dedikodu yapmak ve sosyalleşmek için hâlâ en ideal mekân.
◊ NARU:
Demirbükü’ndeki Mesa evlerinin sahilinde yer alan Naru bu hafta sonu sezonu açıyor. Naru’nun öne çıkan lezzetleri arasında mavi kuyruk karides tartar, çirozlu kuşkonmaz ve sarhoş pastırmalı pide var.
◊ DEREKÖY LOKANTASI:
Naru ekibinin bohem meyhanesi köy içindeki yerinde aynen devam ediyor.
Özellikle de kadınlar.
Çünkü Cannes Film Festivali’ndeki en iyi kadın oyuncu ödülünü tüm kız kardeşlerine adadı Dizdar.
Filmde canlandırdığı karakterden yola çıkarak ödül konuşmasında şöyle dedi: “Nuray karakteri inandığı şeyler ve var oluşu için mücadele veren ve bu uğurda bedeller ödemek zorunda bırakılmış bir kadın. Onu tanımak ve anlamak için uzun uzun çalışmak isterdim ama ne yazık ki yaşadığım coğrafyada kadın olmak, Nuray’ın ve Nurayların duygusunu doğduğun günden beri ezbere bilmeyi gerektiriyor.”
Bu arada Dizdar’ın başarısına rağmen şöyle yorumlara da rastladım.
Bir takipçi, “Bu kez hata yapmamış, düzgün giyinmiş” diye yazmıştı mesela.
Yani düşünsenize, uluslararası bir ödül kazanıyorsun ama yine de Türkiye’deki takipçi “kıyafet kıyası” yapıyor hâlâ.
Bitmiyor.
Bir başkası,
Bu kez mekân Tersane İstanbul değil, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı.
Bir bakıma iyi, çünkü Tersane’ye gidip gelmek gerçekten zordu.
Bunun yanı sıra sanat galerileri, oradaki son fuarın fazla yeme-içme odaklı olmasından şikayet etmişti.
Lütfi Kırdar eskisi gibi daha sanat merkezli olacak gibi görünüyor.
POPÜLER GALERİLER VE BAĞIMSIZLAR
Bakınız son kurban, Merve Dizdar.
Nuri Bilge Ceylan’ın “Kuru Otlar Üstüne” filminin oyuncularından biri olarak 76’ncı Cannes Film Festivali kırmızı halısında boy gösterdi Dizdar ve giydiği kıyafet sosyal medya kullanıcısı tarafından hiç beğenilmedi.
Tamam, hepimizin artık bir Met Gala olsun bir Oscar olsun, bunları göre göre bir kırmızı halı estetik zevkimiz oluştu ama abartmıyor muyuz?
Ben de çok bayılmadım Dizdar’ın kıyafetine ama yerden yere vuracak kadar da mesai harcamaya gerek var mı?
Sonunda Dizdar da yorumlardan bunalmış olacak ki, bir yanıt döşenmiş hesabından.
Özetle, “Aşırı üzülmüşsünüz, üzülmeyin, ben mutluyum. Herkes aynı olmak zorunda değil” diyor.
Evet, anahtar slogan bu: Herkesin aynılığını istiyoruz.