Paylaş
Bir başka deyişle, İsviçre’nin hem bireyler olarak halkı, hem de devlet olarak İsviçre, kendisini “dünyanın merkezi” sayanların prototipidir. Kitapta, teoride “eşitlik, demokrasi, hukuk” bol bol vardır. Ama pratiğe özellikle de sıra kendi çıkarlarına ve “huzur”larına gelince, sizin hakkınızı değil, o muhteremin huzurunu korurlar.
O nedenle İsviçre demokrasisi, “herkesi, herkesin polisi” yapar. Gidenler bilir, hayatınızı kerrat cetveli katılığı içinde yaşamaya mecbur ruhsuz, heyecansız bir düzen söz konusudur.
Bu temel gerçek zaten, bir süreden beri hükmünü icra ediyordu. Çünkü İsviçre’deki 400 bine yakın Müslüman’ın kendi camilerini inşa etmelerine bile lütfen izin veriyorlardı.
Nitekim -dünkü Sabah’ta verilen bilgiye göre- İsviçre’deki 400 bin kadar Müslüman kendileri için 200 cami yapabilmişler.
Minare sayısı da bugüne kadar 4’ü bulmuş. Sıra beşinciye gelince, gördüğünüz gibi “Hayır” deyip engellediler.
Ezan okunması söz konusu değildi çünkü, pazar günü çan sesinden rahatsız olmayan kulakları, camiden gelecek ezan sesine tahammül edemiyordu.
Doğrusu bu son husus, sadece İsviçre için değil, öteki Avrupa ülkeleri için de geçerlidir.
Bir başka deyişle Avrupa’nın “çift standardı” sıra bu konulara gelince, mızrağın çuvaldan çıkması gibi saklanamaz hale gelir.
Bu oylama sonuçlarına ve İsviçre’ye kızıyormuş gibi tepkiler gösterenlere bakmayın. Avrupalı öteki ülkelerin yarın öbür gün İsviçre’yi izlemeleri ihtimalinin hiç de küçük değildir. Nitekim gazetelerde, aşırı sağcı partilerin Danimarka’da, Avusturya’da, Fransa’da, Hollanda’da harekete geçme niyetlerini ortaya koyduklarına ilişkin haberler görülüyor.
İsviçre’de yapılan oylamanın “yargı denetimine” tabi olduğu, İsviçre Adalet Bakanı’nın sözlerinden anlaşılıyor.
Dileriz, “hukukun üstünlüğü”nü gösterecek bir gelişme “yargı denetimi” yoluyla sağlanır ve bu “demokrasi ve insan hakları ayıbı” İsviçre’nin sabıka sicilinden silinir.
Aksi halde İsviçre, bilinen “kendini beğenmişliği” ile bir kere daha antipatik olur.
Bunları İsviçre’ye söylüyoruz ama sözü tamamlamadan belirtelim:
Bir de madalyonun öteki yüzü var:
Şimdi “Medeniyetler ittifakı”nın baş oyunculuğuna soyunan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Minareler süngümüz/Kubbeler miğferimiz” diyerek, İslam’ın aslında başkaları için “tehdit” oluşturabileceği mesajını dünyaya verdiğini biz unutsak bile, bakın İsviçreliler unutmadılar.
Bir de İsviçre’de yapılmış minarelerden, afişlerde kullanılanın estetik açıdan hiç iyi olmadığı gerçeği var.
Ne dersiniz? Acaba oylamaya o da etki yapmadı mı?
Paylaş