ÖNÜMÜZDEKİ günlerde tekrar tartışılacağı için kendi görüşümüzü açıklamak gereğini duyduğumuz bir konu var gündemde: Kimine göre "Gazeteciler görev yaparken protokol kurallarına tabi değildir. O nedenle -geçen gün Harp Akademileri’nde yaşandığı gibi- Genelkurmay Başkanı salona girince herkes ayağa kalksa bile gazetecilerin kalkmaması gerekir.
Çünkü gazetecinin konumu gözlemciliktir.
Kimine sorarsanız "Salona Genelkurmay Başkanı girerken oradaki herkes gibi gazetecilerin de ayağa kalkması doğru olur. Hatta alkışlara katılmaları da mümkündür."
Doğrusu bizim medya dünyasının tartışmayı ve net bir kanaate ulaşmayı ihmal ettiği konulardan biridir bu. O nedenle birkaç gün arkadan gelmiş olsak da tartışmaya katılmayı gerekli gördük.
"Ayağa kalkmak"la ilgili temel kural şudur:
"Devlet Başkanı’nın (ister Cumhurbaşkanı ister Kral/Kraliçe olsun) girdiği mekánda iseniz derhal ayağa kalkmanız gerekir."
Zaten o mekánda bulunanlara yüksek sesle "Sayın Cumhurbaşkanı’nın o mekánı onurlandırmak üzere oldukları" bildirilir. Bu durumda kadın erkek, büyük küçük, asker sivil kim varsa ayağa kalkar ve Cumhurbaşkanı yerine oturmadan kimse oturmaz.
Sizin "gazeteci" olmanız veya "basın toplantısı" nedeniyle orada bulunmanız Cumhurbaşkanı’nın bulunduğu ortamda bir şeyi değiştirmez.
Onun dışında hiç kimse için topluca ayağa kalkmak diye bir gereksinim yoktur.
Bu kuralın utanç veren bir istisnası, yıllardır siyasi partilerin Meclis Grup Toplantıları’nda sürüp gitmektedir. Çünkü lider grup salonuna girince o partinin tüm milletvekilleri ayağa kalkmaktadır. Oysa bu, "tüm milleti temsil" yetkisine sahip olan milletvekillerini ve onların şahsında "milleti" küçük düşüren bir yanlıştır. Ne var ki liderler kendi egolarını tatmin uğruna bu yanlışın sürüp gitmesine göz yummaktadır.
Ancak bu dediklerimiz "sivil" protokol için geçerlidir.
Askeri protokolde durum farklıdır. Ona göre, "Özel" sayılmayan ortamdaki herkes, en üst komutanın girdiği yerde ise ayağa kalkar. Genelkurmay Başkanı için bu fazlasıyla geçerlidir.
O nedenle bulunduğunuz yerde "askeri protokol" kuralları uygulanıyorsa sizin de ona uymanız beklenir. "Ben gazeteciyim, uymak zorunda değilim" demeniz doğru olmaz. Taa ki o, "basın için düzenlenmiş bir olay" olmasın.
Çünkü o takdirde hem "gazetecilik kuralları" hem de "kamuoyu" ön plana gelir. Gazetecilerin karşısına çıkan kişi artık "kamuoyuna duyması gereken saygının" kurallarına tabi olur.
Örneğin Sayın Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un bu ayın sonunda yapacağı basın toplantısına katılacak gazetecilerin Sayın Başbuğ salona girdiği zaman ayağa kalkmaları yanlış olur.
O nedenle Sayın Başbuğ’un 14 Nisan günü yaptığı konuşmayı dinlemeye davetli "gazeteci"ler de orada nihayet birer "konuk" idiler. Gazeteciliğini unutmayıp "Ben bu konuşmayı kamuoyuna duyurmak üzere buradayım" diyenler örneğin alkışlara katılmamış olabilirler. Ama böyle bir düşünceyle protokol kurallarına uymamışlarsa yanlış yapmışlardır.