Paylaş
Askeri kaynaklar ve büyükelçilikten alınan bilgilerin dışında, ciddi istihbarat analizleri yapıldığını biliyoruz. Taliban sonrası Afganistan’ın hem Türkiye hem de çevre ülkeleri nasıl etkileyeceğine ilişkin yeni oyun planları masaya yatırılıyor.
Öncelikle, konuya direkt göçmen dalgasından girelim. Olası bir hareketlenme nedeniyle, Türkiye-İran sınırında, henüz ihaleye verilmemiş alanlar için müteahhitlerle hızlı görüşmeler başlatıldığını söyleyelim. 295 kilometrelik duvar projesinin hızlandırıldığı ve Ankara’da müteahhitlerle görüşmelerin yapıldığını biliyoruz. Ayrıca, kaçak geçiş olasılığı bulunan 8 noktanın da sıkı şekilde kontrol altında tutulduğu belirtiliyor. Çünkü, Hükümet için göçmenler, artık bir iç siyaset sorunu ve kendi tabanlarındaki tepkilerin de farkındalar.
Gelelim endişelere. Suriye’nin İdlib bölgesinden 3 bin teröristin Taliban’a destek için Afganistan’a geçmesi durumu istihbarat birimleri tarafından paylaşılıyor. ABD kadar, Çin’in pozisyonu da yakından izleniyor. Çin’in Uygur bölgesi sınırında, olası bir hareketlenmeden duyduğu endişe ve Taliban’la nasıl bir ilişki geliştireceği de izlemede. Ve tabii başından beri işin içinde olan Pakistan istihbaratının hareketleri de.
Türkiye’nin beklentilerine gelince, Afganistan üzerinden ABD ile ilişkileri yeniden oluşturmak, Afganistan’ın yeni dönem ihtiyaçlarını karşılamak için ticari ilişkileri geliştirmek gibi hesaplar yapıldı. Şimdilik her ikisi için de olumlu bir ortam görülmüyor.
Ancak, her gelişme, yeni pozisyon gerektiriyor. Zemin çok değişken.
OLAY DA VAHİM YANIT DA...
Aylar önce kadına şiddet davası devam eden Fatih Vatanspor Teknik Direktörü Efe Mehmet Aydın’a ‘En İyi Teknik Direktör Ödülü’ verilmesi doğal olarak tepkilere neden oldu. Olayın boyutu da ödül töreniyle ortaya çıktı. Konu unutulmadı ve Meclis’e taşındı.
Umut Erdem’in aktardığına göre, HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, Genç Kızlar Türkiye Şampiyonası’nda maçın ardından bir kadın futbolcusunu önce maçın oynandığı stadyumun koridorunda, sonra yarı çıplak vaziyette soyunma odasında darp ettiği iddia edilen Aydın’la ilgili ödül kararının, kime ait olduğunu sordu. Önergede, şiddet gören takım arkadaşını korumak isteyen kadın futbolcunun da darp edildiği, şiddete maruz kalan sporculardan birinin dilinin boğazına kaçtığı, şiddetin darp raporlarıyla belgelendiği de anlatıldı. Kaya, TFF tarafından 60 gün hak mahrumiyeti cezası verilen, kadına şiddet davası mahkemede halen devam eden Aydın’ın hangi kriterlere göre ödüllendirildiği sordu.
Soru önergesine Gençlik ve Spor Bakanı adına Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Genel Sekreteri Kadir Kardaş yanıt verdi. TFF Genel Sekreteri yanıtında, ödül sisteminin nasıl oluşturulduğunu, ödüller verilirken, adaylara yönelik oy kullanıldığını, oylama sonuçlarına göre değerlendirme yapıldığını anlattı. Yani tamamen teknik bilgiler içeren yanıtta, neredeyse “Ödülü biz vermedik, ne yapalım oylama sonucu böyle çıktı” demeye getirildi. Teknik direktörün başarısının, sporcularına uyguladığı şiddetten bağımsız olarak nasıl değerlendirildiğine yanıt bile verilmedi.
Yani nereden bakarsanız bakın, vahim bir sonuç ortaya çıktı.
KÜMES GÖRÜNÜMLÜ KAÇAK KUYULAR
Savaş, afet, kuraklık gibi zor dönemlerin stratejik rezervi olan yeraltı sularını tüketen 100 bini aşkın kuyu ve kirletici etkenlere karşı seferberlik ilan edilmesi istendi. Bu öneri, TBMM Küresel İklim Değişikliğini Araştırma Komisyonu’ndan geldi. Bu yaz ülke olarak yaşadıklarımız, bunun ne anlama geldiğini net olarak gösterdi bize.
Bülent Sarıoğlu’nun bilgisine göre, yeraltı sularının yok edilmesi anlamına gelen kaçak kuyular konusunda başvurulan yöntemler de akla ziyan. Denetimlerden kaçmak isteyenlerin, kuyuları “kümes veya tarımsal yapı” gibi gösterip, elektrik aboneliği bile yaptırdıkları saptandı. Komisyon raporu, bu konudaki sıkıntıyı şöyle özetledi: “Belgesiz kuyuların açılması ve belgeli kuyuların tahsis fazlası çekimleri yeraltı sularının kontrolsüz ve aşırı kullanılmasına sebep olmaktadır. Yeraltı suyu kuraklık, savaş ya da doğal afet durumlarında hızla kullanıma sunulması gereken ve kirlilikten en az etkilenen kaynaktır. Yeraltı sularının stratejik bir depolama olarak kullanılması amacıyla önlemler alınmalı. Yeraltı suyunun miktar ve kalite açısından iyi duruma getirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Havzalardaki miktar ve kalite takip edilmeli, personel takviyesi yapılmalı, kirlilikle mücadelede en etkin yol olarak kirlilik, kaynağında önlenmeli. Yeraltı suyu suni besleme çalışmalarına devam edilmeli, arıtılmış suların yeraltı suyu beslenmesinde kullanılması sağlanmalı.”
Yani rapor, artık Türkiye’nin yeraltı suları kullanımı konusunda “sulama birliği kurması” ve kontrollü kullanıma geçmesinin zamanının gelip de geçtiğini anlatıyor.
Paylaş