Paylaş
BUGÜN, asrın felaketi olarak kabul edilen 6 Şubat Kahramanmaraş depreminin yıldönümü. 11 ili etkileyen ve ağır yıkımlara neden olan depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Amacım o yaşanan acıları yeniden hatırlatmak değil ama depremlerden nasıl bir ders çıkardığımızı da konuşmak gerekiyor. 6 Şubat depremleri sonrası gündeme, dünyada yaygın olarak kullanılan, Türkiye’de ise pek bilinmeyen bir kavram oturdu; koruma açığı. Ne demek koruma açığı? En basit anlamıyla, afetlerde oluşan hasarın ne kadarının sigorta sistemine devredildiği, ne kadarının ülke ekonomisinin üzerinde kaldığını gösteren bir kavram. 6 Şubat depremlerinde 40 bine yakın bina yıkıldı, 200 binden fazla bina hasar aldı, başta küçük işletmeler olmak üzere sanayi tesisleri büyük zarar gördü. Depremde, toplam ekonomik kayıp 106 milyar dolar olarak gerçekleşti ve bölgede sigortalılık oranı düşük olduğundan bu kaybın sadece 6 milyar doları sigorta sektörü tarafından karşılandı. Buna göre Kahramanmaraş depremlerinde sigorta koruma açığı yüzde 95’ti.
SADECE DASK 40 MİLYAR TL ÖDEDİ
Biraz daha detay vereyim. Depremin etkilediği 11 ilde 1.3 milyon konutun DASK kapsamında zorunlu deprem sigortası bulunuyordu ki, en yüksek sigortalılık oranı depremden çok da etkilenmeyen Gaziantep’ti. DASK, depremde toplam 40 milyar TL hasar ödemesi gerçekleştirdi. Buna göre de 6 Şubat depremlerinde konutlarda depreme karşı koruma açığı yüzde 50’ydi. İşte bu koruma açığı nedeniyle son iki yılda 2 trilyon liraya yakın bütçeden deprem ihtiyaçları için kaynak ayrıldı ve önümüzdeki yıllarda da ayrılmaya devam edecek.
Peki, depremden sonraki iki yıl ne değişti? Maalesef pek de bir şey değişmedi. Bugün yine Türkiye genelinde her iki konuttan birinin zorunlu deprem sigortası bulunuyor. DASK dışında ise her dört konuttan birinin konut sigortası bulunuyor. Benzer durum küçük işletmeler için de de geçerli, dördünden biri sadece sigortalı. Sanayi tesislerinin ise neredeyse yüzde 95’i sigortalı. Buradan yola çıkarsak 6 Şubat depremlerinden ders çıkaran tek kesimin sanayiciler olduğunu söyleyebiliriz.
MARMARA’DA MALİYET 325 MİLYAR DOLAR
Gündemde ise beklenen Marmara depremi var. Sigortacılar, beklenen Marmara depreminin simülasyonunu yaptı, ortaya çarpıcı sonuçlar çıktı. Sizlerle de paylaşayım. İstanbul’da 5.8 milyon hane bulunuyor ve beklenen depremde 31 bin binada yıkım ve hasar bekleniyor; bu sayının 140 bine kadar çıkabileceği tahmin ediliyor. Beklenen Marmara depreminin 325 milyar dolarlık ekonomik kayba neden olacağı ve bunun sadece yüzde 10’u sigortalı olduğu için sigorta sektörünün 32 milyar dolar hasar ödeyeceği, 293 milyar dolarının ise devletin yani ekonominin üzerinde kalacağı öngörülüyor. Bu da şu anlama geliyor ki, olası Marmara depreminin, Kahramanmaraş depreminin üç katı kadar bir maliyeti olacak. Buradan yola çıkarak şu tespiti yapabiliyoruz; Marmara depremi için koruma açığı yüzde 90’larda.
AÇIĞIN AZALTILMASI GEREKİYOR
Sigortacıların bir tespiti daha var; bugünden sigortalanma oranlarının artırılması, bir başka ifadeyle bugünden başlatılacak bir sigorta seferberliği ile olası Marmara depreminde oluşacak 350 milyar dolarlık kaybın 150 milyar dolarını üstlenebilecek kapasiteye sahipler. Bardağın dolu tarafına bakacak olursak, işin iyi tarafı; DASK kapsamında, Marmara’da zorunlu deprem sigortalı konut sayısı yüzde 64’lerde. Yani deprem sigortası açısından koruma açığı yüzde 36’larda.
Şunu da belirteyim, afetlere karşı koruma açığı sadece Türkiye’ye has değil; Avrupa ve Amerika’da da var ama orada bu oran yüzde 40’larda, bizde ise yüzde 90’larda.
Sözün özü; Marmara depremini beklerken ne yapıp edip koruma açığını yüzde 40’lar seviyesine çekmenin, oluşacak ekonomik yükü sigorta sistemine transfer etmenin yolunu bir şekilde bulmalıyız.
Paylaş