Bir kadın acaba bu cümleyi kendi kendine söylemeli mi? Ya da ne zamansöylemeli?..
Bunu böyle söylemek için neler gerekiyor: Üç çocuk annesi olmak mı, torun torbaya karışmak mı, gerdanın sarkması mı? Yoksa ilk botoks iğnesini yiyecek kıvama gelmek mi?
Belki de annenizin ya da anneannenizin vurgulamalarıyla konuşmak, onlar gibi davrandığınızı fark etmek bile yeterli olur...
Yaklaşık 10 aydır sigara içmiyorum. Bu, "Sigarayı bıraktım" demeye yakın bir durum. Sigarayı severek içen, keyifli içicilerdendim. Dolayısı ile kimseye delaf edeceğimi sanmazdım. Mesela daha önce yanımda sigara bırakan birisi var diye sigara içmemezlik etmezdim. Aynı şeyi kendim de uyguluyor, yanımda herkesin rahat rahat sigara içmesinden rahatsızlık duymuyorum. Zaten bu şekilde insanın canı sigara falan da çekmiyor!!!
Ama bu hayatta iki şeyden dolayı rahatsızlık ya da pişmanlık hissetmişimdir. Birincisi, ailemdeki herkesin en az üç-dört lisan bilmesine rağmen, benim sadece İngilizce ile sınırlı kalmamdı. İkincisi de sigaraydı ki o da çocuk sahibi olduktan sonra rahatsız edici olmaya başlamıştı...
ŞU YAPTIKLARIMA BAKIN! UTANÇ VERİCİ!!!
Ne yaptım biliyor musunuz: Geçen gün iki anne ve oğlanlar kahve içip kalkarken liseli iki çocuk bizim kalktığımız masaya yanaştı. Birinin elinde sigara vardı. Ve ben çocuğa laf ettim: "Ya, niye içiyorsun be! Keşke içmeseydin. Ben bırakmak için neler çektim!" deyiverdim.
"Çocuğum, evladım..." muhabbeti çekmedim, olaya genç bir üslupla yaklaştım ama yaptım işte! Sonra da yine çocuğa dönüp: "Bunu duymamış ol. Bunu ben söylemedim. Tanrım ben neler dedim," diyerek arkadaşımı ve çocukları çekiştirerek oradan uzaklaştım.
Birkaç gün boyunca yaptığım aklıma gelerek içim sıkıldı. Ama sonra aynı vahamette bir başarıya daha imza attım:
Oğlumla beraber yurt dışında yaşayan kardeşimi ziyarete gittik. Bekar evine girer girmez, "Bu ne hal!" diyerek ortalığı toparlamaya başladım. Temizlikten anlamayan biri olarak evi yetersiz derecede temiz bulup, "Kim geliyor burayı temizlemeye, felaket burası!" diye dırdıra devam ettim. Gerçekten ev konusunda beceriksiz olduğumdan dolayı, çok fazla temizleyemedim ama birkaç torba çöp çıkarıp ortalığı biraz olsun yerleştirdim.
Ve oturduğum anda "Ben ne yaptım" dedim...
Hálá da diyorum!!! Bu iki olay beni gerçekten yaşımın ilerlediğine ikna etti. Kendimi kötü hissettim açıkcası. Çünkü genç kalma konusunda ciddi iddiaları olan biriyim. Bunun temelini de "ruh gençliği"ne sıkı sıkıya dayamış durumdayım.
Azimle savaşacağım... Bu krizi de atlatacağım...
Benimle birlikte siz de genç kalacaksınız!
Çocuğunuzu tekrar okula alıştırmanın yolları
Yarıyıl tatilinde yapılması gereken ev ödevlerine rağmen pek çok çocuk gevşedi. Özellikle de birinci sınıfta olanlar... Annelere de, çocuklarını beş gün önce başlayan ikinci dönem için tekrar düzene sokma çabası kaldı. Anadolu Sağlık Merkezi’nden uzman psikolog Sevil Usanmaz’a, çocuklarımızı yeni eğitim dönemine nasıl hazırlamamız gerektiğini ve disiplini sorduk.
Çocuklara yeni eğitim döneminde nasıl davranmalıyız?
- Çocuğunuza gereğinden fazla yüklenmeyin. Beklentiler, çocuklarda bıkkınlık ve çaresizlik duygularını artırır ve öğrenmeye karşı direnç ve inatlaşmaya sebep olur.
İlk dönem karnesinde zayıfları olan çocuklar için neler önerirsiniz?
- Karnesinde zayıf olan çocuğa kötü davranmak, fiziksel şiddet, ceza, sevdiği şeylerden mahrum bırakma, odaya kapatmak, hakaret veya aşağılama çocuğun ruh sağlığını son derece olumsuz yönde etkiler. Diğer arkadaşlarıyla kıyaslamak, karşılaştırmak da özgüveni olumsuz etkileyip, çocuğun güvensiz, içe dönük, öfkeli olmasına neden olur. Çocuğu kendisiyle karşılaştırmak en doğrusu. Örneğin "Geçen sene bu dersin daha iyiydi, bu sene ne oldu" gibi bir konuşma yapabilirsiniz. Bu dönemde zayıf dersleri üzerinde konuşarak, bunun nedenlerini bulmaya çalışın. Dersi anlama güçlüğü mü var, çalışma yöntemi mi yanlış, yeterince çalışmadı mı, görme-duymada sorunu mu var vb... Unutmayın, çocuklar kaç yaşında olursa olsun, onlarla konuşabiliriz. Zaten çocuklar sorunlarını ve çözüm yollarını da gayet iyi bilirler. Nedenler çocukla birlikte bulunduğunda, çözümünü de seve seve kabul ederek yapacağı için bu dönemde daha az sorun yaşarsınız.
VAATLER OLUMSUZ ETKİ YAPAR
Ödüllendirmek ya da vaatlerde bulunmak doğru bir yol mu?
- Ödüllendirme, takdir ve beğenme şeklinde olursa başarıyı olumlu yönde etkiler. Maddi ödül ve vaatler ise öğrenmeyi tam tersine olumsuz yönde etkiler. Hatta bir süre sonra ebeveyn-çocuk arasında inatlaşma ve çekişmeye neden olabilir. Çocuklarda görev bilinci, sorumluluk gibi nitelikli duyguların gelişebilmesi için maddi ödül mutlaka manevi ödülün peşinden gelmeli.
Sıkı disiplin altında yetiştirilen bir çocuğun başarıya ulaşabileceğini düşünüyor musunuz?
- Sıkı disiplin, bir yetişkinin çocuğa karşı uyguladığı zor kullanım metodudur. Çocuğun yeteneklerini, ihtiyaçlarını, kapasitesini ve gelişim seviyesini dikkate almayan sıkı disiplin, başarıya değil başarısızlığa yol açar. Ancak beden ve ruh sağlığı birlikte iyi olursa başarıdan söz edebiliriz. Mutlu, huzurlu, kendini seven, hatalarını kabul eden, hatalarını düzeltmek için çaba gösteren, sorumluluk alabilen, destek ve yardım isteyebilen çocuklar başarılı olur.
KENDİNE HEDEFLER KOYMASINI SAĞLAYIN
Peki bu durumda ne öneriyorsunuz?
- Katı disiplin yerine, sınırlardan ve sorumluluklardan söz edebiliriz. Sınırlar, çocuğun okul öğrenmesi ve sosyal öğrenmesi için gerekli. Bunun için de çocukların amaçlar edinmesi ve kendilerine hedefler koyması istenebilir. Çocuğun özdenetimini sağlayabildiği, sevgi ve destekle ulaşılan başarı sürekli olur ve hayatın her aşamasında devam eder.
Her burca bir masal
Çocuğunuza sıra dışı, yaratıcı ve güzel bir dille yazılmış masallar okumak isterseniz, Her Burca Bir Masal’ı öneririz. Her burç için ayrı olarak kaleme alınan bu masalların hepsi çok sürükleyici. Akıcı, sade ve pozitif bir dille, renkli ve yaratıcı çizimlerle süslenen Her Burca Bir Masal kitabı, Emre Mahir tarafından kaleme alınmış. Kara Kutu Çocuk Yayınları’ndan çıkan kitap, 112 sayfadan oluşuyor ve 14 YTL.