Uzun yaşamın sırrı: LONGEVITY felsefesi

Yaşlanma konusunda dünyadaki yeni büyülü kelime "longevity", yani uzun ömür... Peki, uzun ve kaliteli bir yaşamın sırrı ne

Tıbben bakıldığında kişilerin nüfus cüzdanı, yaşları hakkında kesin bilgiler içermiyor. Anti-aging uzmanlarına göre doğum tarihi, kaç yaşında olduğumuzu gösteren bir veri değil. Yaşlanma süreci bugün artık ölçülebiliyor. Birçok doktora göre de biyolojik yaş, kronolojik yaşın önüne geçiyor.

Biyolojik yaş da herkeste farklı parametrelerle kendini ortaya koyuyor. Hormonlar, kemik yapısı, kas ve yağ durumu, bedensel ve ruhsal hareket, yaşlanma sürecinde önemli etkenler olarak karşımıza çıkıyor. Ve giderek daha çok insan uzun yaşamın sırlarıyla ilgileniyor.

ABD’de yaklaşık 2 milyon insan "longevity"nin sırlarına ulaşmaya çalışıyor. Bununla ilgili olarak 1999 yılında kurulan ILC (International Longevity Center), bedensel ve ruhsal egzersizlerle 150 yıl yaşamanın mümkün olup olmayacağını araştırıyor. Tabii uzun ve sağlıklı bir yaşamın kuralları katı... Her ne kadar geçtiğimiz 160 yıl içinde yaşam süresi yılda üç ay uzamış olsa da vücudu yaşlandıran etkenler tam olarak ortadan kaldırılabilmiş değil.

Bununla ilgili teoriler ise çeşitli... Oksidatif stres, bu teorilerden biri. Hücreler nefes aldıkları için yaşlanıyor. Yaşam için gerekli olan nefes alıp verme serbest radikallerin oluşumuna neden oluyor. Serbest radikaller de hücrelerin yapısını, protein moleküllerini ve hatta genleri etkileyerek onlara zarar veriyor. Serbest radikaller özellikle stresle, uykusuzlukla, zararlı UV ışınlarıyla, hareketsizlikle, ağır hastalıklarla, zehirlenmeyle ve fazla kaloriyle besleniyor.

BESLENME: Ne kadar azsa, o kadar iyi

Formül; ne kadar az yersen o kadar yavaş yaşlanırsın... Bununla ilgili olarak uzun süre Japon adası Okinawa sakinlerini inceleyen araştırmacılar, 1,3 milyon ada yaşayanının yarısından fazlasının 100 yaşın üzerinde olduğunu görmüşler. Diabet, obezite ya da kalp hastalıklarından ise haberleri olmadığını fark etmişler.

Okinawalılar gerçekten de çok az yiyorlar. Masalarında da her zaman balık, deniz yosunu, buharda pişirilmiş sebze, soya ürünleri ve bolca sebze oluyor. Anti-aging araştırmacılarının yaptıkları araştırmalarda, az kalorinin yaşlanmada belirgin bir etkisi olduğu gözlenmiş. Gerçekten de düşük kalorili beslenme, vücut ısısının hafifçe düşmesini ve vücudun zarar görmüş hücrelerini yeniden tedavi etmesini sağlıyor.

SIRA DIŞI BAKIŞLAR

Takma kirpikler son birkaç yıldır kadınların vazgeçilmezleri. Üstelik kullanımları da oldukça pratik. Tek tek kendi kirpiklerinizin aralarına yapıştırılabildikleri gibi, el mahareti gelişmemiş olanlar için uzmanlar bir seferde uygulanabilecek takma kirpikleri öneriyorlar.

Uzun, dikkat çekicidir! Doğallıktan yanaysanız ve etkili bir bakışı kendi kirpiklerinizle yaratmak istiyorsanız, o zaman tek ihtiyacınız kaliteli bir maskara olacaktır. Kullanılmış bir maskaranın ömrü üç aydır. Bu yüzden gözlerinizde belirgin bir rimel etkisi yaratırken, kurumuş ve aplikatörü bozulmuş bir maskara pek de işinize yaramayacaktır. Ve küçük bir uyarı: Kullandığınız malzemeleri başkalarına vermeyin.
Yazarın Tüm Yazıları