“Kıyamet”e doğru, imalâtı durdurulan adamlar…

Doğan Kitap’ın, “Söyleşi” dizisinden bir yapıt…

Haberin Devamı

İlk baskısı 2009’da yapılan

ve masanın diğer tarafında,

Cemalettin N. Taşçı’nın oturduğu çalışmanın adı:

“Zamanı Durduran Saat…” ; Yılmaz Büyükerşen Hoca’yı anlatıyor.

İçinizde mutlaka okuyanlarınız vardır. Henüz okuyamamış olanlara öneririm.

İşte bu kitabın arka kapağındaki ilk paragrafta,

başka bir yazarın “hayreti”ne, güçlü bir gönderme yer alır:

“Siyah Kuğu adlı kitabında N. N. Taleb, Poincaré fotoğrafının altına, ‘Nasıl yaptılarsa, bu tür düşünürlerin imalatını durdurdular’ diye yazmıştı, hayıflandığı apaçık belli olacak şekilde… Türkiye’de benzer bir resim altını, belki ufak bir rötuşla, hak eden nadir insanlardan biri herhalde Yılmaz Büyükerşen’dir. Nasıl yaptılarsa, Türkiye’de Büyükerşen türünden eylem adamlarının imalâtını durdurdular…”

Bence, bu “ibretlik” kitabın ruhunu yansıtan,
dahası Büyükerşen’i, mukayeselerde “turnusol” haline getiren en önemli cümlenin,
kitabın içine değil de arka kapağına yazılmış olması, okuyucu için ciddi bir kolaylıktır.
500 sayfayı, arka kapağında, böylesine dramatik biçimde özetleyen
kaç kitap kaleme alınmıştır ki ?

Haberin Devamı

“…Nasıl yaptılarsa, Türkiye’de, Büyükerşen türünden eylem adamlarının imalâtını durdurdular…” cümlesi, mütevazı görünen kurgusunda tek bir soru işareti içermez çünkü. Aksine, içiniz bunaldıkça, bir açmazdan bir başkasına sürüklendikçe, size soruyu çeşitlendirme fırsatı da sunar. Yuvarlak gözlüklerinize, hangi seviyesizliğin köşeleri çarptıysa o gün, o çaresizliğin kreşendolarında, ister istemez yükselmeye başlar sesiniz;

“…Nasıl yaptılarsa, sanatçıların imâlatını durdurdular ? Nasıl yaptılarsa, gazetecilerin imâlatını durdurdular ? Nasıl yaptılarsa, şairlerin imâlatını durdurdular ? Nasıl yaptılarsa, hukukçuların imâlatını durdurdular ? Nasıl yaptılarsa, akademisyenlerin imâlatını durdurdular ? Nasıl yaptılarsa, hekimlerin imâlatını durdurdular ? Nasıl yaptılarsa, mimarların imâlatını durdurdular ? Nasıl yaptılarsa, tarihçilerin imâlatını durdurdular ? Nasıl yaptılarsa, felsefecilerin imâlatını durdurdular ? Nasıl yaptılarsa, yazarların imâlatını durdurdular ? Nasıl yaptılarsa, çiftçilerin imâlatını durdurdular ? Nasıl yaptılarsa, askerlerin imâlatını durdurdular ? Nasıl yaptılarsa, mühendislerin imâlatını durdurdular ? Nasıl yaptılarsa, siyasetçilerin imâlatını durdurdular ? Nasıl yaptılarsa, Devlet adamlarının imâlatını durdurdular ? Nasıl yaptılarsa, öğretmenlerin imâlatını durdurdular ? Nasıl yaptılarsa, sporcuların imâlatını durdurdular ?” Hayretiniz bacadan çıkmıştır adetâ…

Haberin Devamı

Bu listeyi, nefessiz kalıncaya ya da sesiniz kısılıncaya kadar uzatmanız mümkündür… Ama değmez ! Çünkü, zaten bütün emareler, kıyametin yaklaştığını gösteriyor; ne gerek var bu kadar zahmete ? İster, “bir avuç para, iki avuç hakikati satın aldığı zaman kıyamet kopmuş olacak” diyen Konfüçyüs’ün betimlemesine inanın, ister “gölge gövdeden uzunsa orada güneş batıyor demektir…” diyen Endonezya atasözüne itibar edin, isterseniz de Hz. Muhammed’in “İşler, o işlere ehil olmayanlara verilirse kıyamet yaklaşmış demektir...” telkinine kulak verin; sonuçta, sanalın alkışlanarak gerçeğinin yerini aldığı ülkelerde, imalâtın zaten durdurulması gereğine, Osmanlı ozanları şu dizelerle parmak basarlar: “Virân olacak kasra bu zahmet çoktur…”

Haberin Devamı

Nasıl yaptılarsa yaptılar ? Sizin eliniz armut topluyordu o sırada… “Elma”yla başlayan hikâyenin, “armudun iyisi”yle biteceği varmış.

Yazarın Tüm Yazıları