Paylaş
“ÇÖP” deyip geçmeyin!
Bu yerel seçimlerde (çeşit çeşit anlamıyla) “çöp”, tahminlerin ötesinde önemli.
İşte, izliyorsunuz medyayı; gazeteleri, televizyonları.
“Elin gözündeki çöpü görüp, kendi gözündeki merteği görmez”ler,
dolaşıyor meydan meydan...
Hâl böyle olmakla beraber,
“Çok gezenin ayağına çöp batar” deyişine filân bel bağlamayın sakın!
Neticede, “armudun sapı, üzümün çöpü” demeden,
gidip, “kendinizi mecbur hissettiğiniz aday”a vereceksiniz oyunuzu...
Sandıklar açıldığında,
Bir anlamda, “uzun çöpü çeken kazanacak;
Kısa çeken kaybedecek...”
Sonuçlar beklenti ve tahminlere uygun çıkarsa,
“Her horoz kendi çöplüğünde öter”;
Sürprizler yaşanırsa,
“Sakınılan göze çöp battı” diyeceksiniz.
31 Mart sabahı, “Bir çöplükte iki horozun ötmeyeceği” (tekrar) anlaşılacak
ve “ölen horozun (yine) çöplükte kalacak gözü...”
Yukarıdaki satırları,
sadece son paragrafa gülümseyerek ulaşmanız için yazdım.
Asıl amacım, yıllardır “duymazdan geldiğimiz bir soru”nun,
ciddiye alınmasına bir katkıda bulunmak;
“Sokaklardaki atıklar, artıklar, pislik ve çöpler ne olacak?”
Bence, “manşete taşınacak kadar” sevimsiz olan bu duyarsızlığı,
“o da kazanan başkanın tatlı cezası” diye görmek mümkün.
Ama ben yeni ve başka bir yol teklif etmek istiyorum.
Sonuçlar ne olursa olsun,
sular durulunca, hemen ertesi gün,
İzmir’deki bütün partiler, bütün partililer,
bayrak asanlar, afiş yapıştıranlar,
İp bağlayanlar, düğüm atanlar,
Balon uçuranlar, ilân dağıtanlar,
Yani ortalığı kim çöplüğe çevirdiyse,
“Herkes kendi çöp”ünü toplamalı, kirlettiğini temizlemeli.
Ben sabah sokağa çıktığımda,
artık kimsenin yüzünü görmek istemiyorum;
“yapay tebessümler”den gına geldi.
Gürültü kirliliğine engel olamadık,
Bari “demokrasinin çöpü”ne de seçmen katlanmak zorunda kalmasın.
“Birileri toplar nasıl olsa” demeyin.
Başta havalimanın girişi olmak üzere,
kentin pek çok noktasında,
“EXPO 2020 İzmir”nin çöpleri süslüyor ilân panolarını; hâlâ...
Paylaş