Paylaş
“Festivaller Kenti İzmir” fikrine çok olumlu ve heyecan verici geri bildirimler aldım... Bazılarını (özetle) paylaşmak isterim. Bakın, İKSEV Festival Koordinatörü Ceyda Berk ne diyor?
“Festivaller Kenti İzmir” hayalinize katılıyorum; bir hayalin gerçeğe dönüşüp gelişerek büyüyebildiğinin yaşayan kanıtı bir kurumda, İKSEV’de 12 yıldır çalışıp bu hayallerin bir kısmına emek veren biri olarak inanmak için yeterince nedenim var / ...Kabul gören görüş, festivallerin kültürel aktiviteler için en uygun platform olduğu. Gerçekten de öyle; kültür gerillaları gibi. Kentin her yanında boş ve kullanılmayan mekânları hedef alıp yaşam ve yaratıcılıkla doldurabiliyorlar. Festivaller, yoktan var edip entegrasyondan refah, hatta ilk bakışta pek algılanamayacak bir zenginlik üretebiliyor. Sanat aktivitelerine katılan insanlar kentte canlanma sağlıyor. Restoranlar, oteller, ulaşım vb. birçok sektörde hareketlenme oluyor. Araştırmalara göre, festivallerle öne çıkan kentlerde yaratılan artı değer her geçen gün fazlalaşıyor... / Peki nasıl? Bu noktada Avrupa’daki başarılı örneklere bakmak gerekir diye düşünüyorum. Edinburgh örneğin... “Edinburgh Festivalleri” şemsiye organizasyonu altında 12 festival, ortak stratejik kalkınma ve küresel rekabet için bir araya gelmiş. Dünya çapında bir marka. Rakamlar çarpıcı; 4 milyonu aşkın izleyici (kent nüfusu 483.000 civarı), 25.000 sanatçı, 2.000 akredite basın mensubu, tüm İskoçya’da 261 milyon Pound ekonomik etki, 5242 kişiye iş olanağı...”
Değerli okuyucum Frederik Andre, “...Yazınızın başlığını gördüğümde çok şaşırdım. yazınızı okuyunca daha da çok şaşırdım... Yaklaşık 8-10 sene önce arkadaşlarla İzmir için en iyisi ne olabilir diye konuşurken sanat ve film konusunu vurgulamıştım. Sanat için belediye ve devletten bağımsız, özel kişilerin katkılarıyla kurulacak gerçek sanat akademileri ile şehrin ve ülkenin profili değişecektir. Diğer taraftan İzmir ve çevresine film platoları kurulabilir. Los Angeles ve Hollywood... İzmir aynı iklime sahip. Kültürü ve insan kalitesi bunu yapmaya müsait. Gözlerinizi kapatıp, sadece film endüstrisinin barındırdığı iştigal konularını hayal edin... O kadar çok ki, hepsini düşünemeyeceksiniz bile. Yaratacağı katma değeri konuşmaya bile gerek yok. Ve müzik; yukarıda yazdığım sanat akademisi konusu... Bugün dünyadaki müzik endüstrisinin yıllık değeri, 150 milyar Euro olarak tahmin ediliyor. Ülkeler ve aldıkları paylar; yaklaşık değerleriyle, (%29) ABD, (%27) Japonya ve (%9) Almanya. Sonra (%7) ile İngiltere ve (%5) ile Fransa...” diyerek detaylandırmış hayallerini.
AKM’nin Sosyal Medya Sorumlusu Derya Var’ın mailinde ise, taze gündemin esintileri var: “Festivaller Kenti İzmir” özlemiyle başlıklı köşe yazınız ve sanata olan duyarlılığınız için sizi kutluyoruz. Ege Üniversitesi’nin aynı hedef ve duygularla yola çıkarak bu yıl 5’incisini düzenleyeceği Uluslararası EGEART Sanat Günleri 6-15 Aralık 2013 tarihlerinde, İzmir’in 22 farklı noktasında gerçekleşecektir. 40 ülkeden 156 yabancı sanatçı, 500 yerli sanatçı, 38 üniversitenin katılacağı sergi, konser, film ve söyleşi günleri ile ilgili bilgi, program ve görsellere http://egeart.ege.edu.tr adresinden ulaşabilirsiniz...”
Sosyal medyadaki yankılar biraz kötümser... Örneğin Erol Hülagü, “Havagazı Fabrikası... İzmir’in gerçek Kültür Merkezi... Bir kez gezin; âtıl, boş, soğuk... Günah... ‘Başkanın kendine ayırdığı özel mekân’mış... Bunu yıllar önce söyleyen, kendi üst düzey müdürü... Daha ne diyelim?” diye sorarken, Devlet Korosu ses sanatçısı İdris Ercan, kararsızla ümitsi arasında bir yerde:
“Muhteşem bir fikir; ancak Nihat Bey, inşallah ben yanılırım ama, belediyenin kültür-sanat işlerine bakan ve Başkanın bu danışmanlarıyla bu gibi işlerin gerçekleşme ihtimalinin çok zayıf olacağı kanaatini taşıyorum ben. Buna sebep ise yıllardır İzmir halkının ve İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu sanatçılarının kullandığı AKM otoparkının halkın elinden alınması ve merkezdeki her iki belediye başkanının yıllardır bir tek konserimize gelmeyişleri, bu eşsiz fikriniz hakkındaki kanaatimin negatife dönüşmesine neden oluyor. İnşallah ben yanılırım...”
Bir tek “onlar”dan yanıt yok! Kimlerden mi? Aday adaylarından, politikacılardan... Onların çok işleri var. Büyük işleri var... Ciddi işleri var... Haydi canım sen de...
Paylaş